Galin Stoev yurtdışında ün kazanan genç Bulgar yönetmenlerimizden biridir. Fransa’nın Toulouse şehri Ulusal Tiyatrosu’nun yeni müdürüdür. Yıllar boyunca kendisi hem aktör hem yönetmen olarak Bulgaristan'da olduğu gibi, İngiltere, Almanya, Çek Cumhuriyeti, Rusya , Belçika, Arjantin ve Fransa'da çalıştı.İlk piyesini 1999 yılında Sofya, "İvan Vazov" Halk Tiyatrosu’nda sahneledi. İki yıl sonra Tom Stoppard'ın "Arkadiya" temsili için "Askeer" tiyatro ödülüne layık görüldü. Galin Stoev "Krıstü Sarafov" Tiyatro Akademisini Prof.Krikor Azaryan'ın sınıfında Bulgar izleyicilerin beğenisini kazanan Kamen Donev, Stefan Vıldobrev, Marius Kurkinski, Koyna Ruseva, Stefka Yanorova ile beraber bitiriyor.
Fransa'da artist ve yönetmen olarak yer bulmak hiç te kolay değilelbette. Galin Stoev için fakat Fransa , onu kayıtsız şartsız kabul eden ülkelerden biri oldu. Orada izleyicinin büyük ilgisine tanık oldu. Fransızlar sanat sever, meraklı, bir yabancının neler anlatabileceğini ilgiyle bekleyen insanlardır. Fransız kültürünü bir yabancı, kendi bakış açısından nasıl sergileyebilir diye merak ederler. Stoev :"Fransız kültürü dışarıdan kapalı ve anlaşılması zor gibi görünür. Aslında çok basit bir giriş var bu alana . Bu kültürün kodlarını öğrenmelisin. Ondan sonra kolay" diyor.
Şansının de yaver gittiğini her zaman ekliyor ve Toulouse Ulusal Tiyatrosu’nun müdür koltuğuna götüren yolu şöyle özetliyor:
"Çok heyecan verici ve aynı zamanda biraz korkutucu. Sorumluluk çok büyük, bu tiyatroya ilgi büyük, çok dikkat çevriliyor. Bunu kavramak zamanımı aldı. Ben çoktandır kendimi sadece Bulgar olarak tanımlamam. Ben artist olarak ulus üstü bir alanda çalışırım. Bunu kabul ettikten sonra, beni sınırlayabilecek bütün sorunlar ortadan kalktı. Artist olarak değişik anlamlar ile çalışırım, değişik dillerde çalışırım ve değişik fikir üretme yöntemlerinden geçtikten sonra bu benim gezgin çalışma şeklim en sürdürülebilir şey oldu. Çalışmalarım, benim kök salabileceğim tek yöntem oldu. Çalışmalarım sayesinde kendimi istikralı hissediyorum”.
Toulouse şehrindeki izleyicilere Bulgar yönetmen Rus yazar İvan Viripaev’in ‘Tantsıt Delhi’ - “Delhi Dansı” piyesini bir nevi kartviziti olarak sunacak. Kendisinin çok sevdiği bu Rus yazarı Fransa’da sahnelemek biraz riskli. Çünkü Fransız yazar Moliere’i sahneleseydi daha mantıklı olurdu. Galin Stoev fakat tam tersini yaptı:
“Bu benim hem sanatsal hem ideolojik bir seçimim. Benim müdür adaylığımın öne sürüldüğünden hemen sonra neler sahneleyeceğim kararı vermek zorundaydım. Ve hazır olan hiçbir şeyim yoktu. İki seçeneğim vardı : Fransa’da veya Belçika’da yaptıklarımdan, piyeslerden birini seçebilirdim. Veya yeni bir piyes sahnelemek. Bu ikincisi pek riskliydi. Aynı süre içinde Sofya, “İvan Vazov” Halk Tiyatrosu ile iş görüşmelerim sürüyordu”.
Halk Tiyatrosu ile varılan anlaşmaGalin Stoev’e Bulgaristan’a dönme imkanı sağlıyor. Tanıdığı, sevdiği eski dostları olan artistlerle çalışmaya başlıyor, bu arada yeni nesil aktörler ile de tanışır. Tolulouse şehrinde izleyiciler neler beklemeli:
“Bundan böyle bu sahnede sadece Fransızca değil, başka diller de duyulacak, başka ekipler de göreceğiz.” Delhi dansı” Bulgarca oynanacak Fransızca altyazılar geçecek, Bulgar artistler sahnede oynayacak.”
Türkçesi: Müjgan Baharova
Bulgar uzun metrajlı filmlerin yarıştığı 42. “ Altın Gül ” Film Festivali bu akşam Varna’da başlayacak. Festival programında, 15 uzun metrajlı film, 20 kısa film ve 5 dizi yarışacak . “Altın Gül” Film Festivali açılışı 19 Eylül..
Orhan Kemal’in doğumunun 110. yılında onu BNR “Altın arşivinden” bir eserinin radio piyesiyle anacağız. 1968 yılında Sofya Radyosu’nun stüdyolarında yazılan eser, bugün de muhafaza ediliyor ve adeta yayınlarımızın tarihçesine de ışık tutuyor...
10 ila 13 Eylül tarihleri arasında Paris’te düzenlenen Bulgar Sineması Festivali Sofya’da devam edecek. Başkentteki Fransız Kültür Enstitüsü, yıllar içerisinde festival seçkisinde yer alan filmleri ülkemizdeki Frankofon izleyicilere sunacak...