“Velilere, öğretmenlere şunu söylemek istiyorum: her gün çocuklarınız ve öğrencileriniz için ilham kaynağı olmaya çalışın ve o küçük insanlardan ilham alın, çünkü bir çocuğun dünyası, sınırsız imkanlarla doludur, hikmetle doludur. Büyükler içlerinde yaşayan çocuğu asla yitirmemeli, çünkü içimizde yaşayan çocuk bize çok şey öğretebilir. Ebeveynler ve öğretmenler, toplumda pozitif terbiye, pozitif eğitim, pozitif ortam ve insanlar arasındaki karşılıklı pozitif tutumu sağlayacak olan değişimin öncüleri olmalıdır” diyor Nadiye Karagözova ve velilerin en sık yaptıkları hata hangisi sorusu üzerine şu cevabı veriyor:

“Çocuklara vakit ayırmamak ve çocukla konuşmamak. Günlük hayatın yoğunluğu içinde çocukları ihmal etmemek gerekir. Akşam eve gelince çocuğa günün nasıl geçtiğini, okul hayatının nasıl gittiğini sormak, ilgi göstermek gerekir mutlaka. Problem varsa da o probblem veya problemlerin sebeplerini aramak, sorgulamak gerekir. Çünkü çocuğunun yanında olmayı bilmeyen bir velinin çocuğa bir faydası yok. Çocuk annesinin şevkatine ve kayıtsız şartsız sevgisine muhtaçtır. Babanın otoritesi de aynı derecede önemli ve gerekli. Aile çocuğunu koruyor, her iki ebeveynin sevgi ve anlayış göstererek çocuğun yanında olması çok önemlidir. Bir çocuk pozitif aile ortamında yetiştirildiği zaman başarılı olur. Sorumlulukların paylaşıldığı ve her iki ebeveynin çocuğun gelişmesine katkı sağladığı durumda başarılı olur” diyor Nadiye Karagöz ve şunu da ekliyor:

“Teknolojiler hayatımızda önemli yer tutuyor. Fakat bütün zamanını ekran başında geçiren bir çocuğun yakınları ile veya dünya ile bağlantısı kopar. Teknoloji bağımlısı olan bir çocuğun gerçek şeylerle ilgili olması, dünyayı merak etmesi beklenemez. Dolayısıyla biz, büyüklerin sınırlar koymamız gerekiyor. Çocuğun yaşına göre görevler vermemiz lazım. Oyuncakları dağıttıysa, toparlanması da yine ona düşer. Görevler vererek biz aslında çocuğa çok faydalı alışkanlıklar kazandırmış oluyoruz. Sorumluluk üstlenmeyi bilen bir çocuk, çatışmaların, gerginlik ve stresin bol olduğu bir dünyada kendinden emin şekilde hareket edecek ve başarılı olacak, diyor Nadiye Karagözova ve içinde yaşadığımız dünyada her şeyin hızla değişirken bizler, velilerin ve öğretmenlerin adapte olmakta sık sık geç kaldığımıza dikkat çekiyor. “Ebeveyn olmak duygusal anlamda öğrenci olmak demek, her şey yeni şeyler öğrenmek demektir” diyor Nadiye Hanım ve çocukların içinde bulundukları ortamın önemine de dikkat çekiyor:

Dostane bir ortam, bir arkadaş çevresi başarılı bir sosyalleşmeye önkoşul sağladığı gibi çevrenin etkisi zararlı olabilir. Yasaya karşı fiiller işleyen çocukların büyük bir bölümü bunu, ya çevrenin, yada ailedeki kriminojen etkisi sonucu yapıyor. Çocukları için zararlı olan ebeveynler ve aileler var ve bu durumda o çocuğu o sağlıksız ortamdan çıkarıp kendisine uygun bir aile bulmak işi çocuğu esirgeme kuruluşlarına düşüyor.

Çocukların gelişimde medyanın etkisine dair Nadiye Hanım şunları söyledi:

“Çocuklarımız çizgi filmi izlerken bile, iyi olan karakterin tarafını tutsa da o filmde şiddet vardır. Ve çizgi filmi izleyen çocuğun yanında olanları yorumlayacak bir yetişkin olmayınca çocuk filmdeki karakterlerin yaptıklarını yapmaya başlar, saldırgan ve şiddet yönelimli olur. Oysa hem evde, hem okulda çocuğa olaylara ve insanlara barışçıl yaklaşım öğretmek, edindirmek gerekir. Çeşitli durumları oyun halinde değerlendirmek, çocuklara roller vermekte fayda var. Hem şiddet uygulayanın hem de şiddetin mağduru olanın rolünü vermekte ve çocuğun tokatlanan, tehdit alan veya alay edilen birinin yaşadıklarını yaşatmakta fayda var. Ancak bu şekilde çocuklara olayları doğru şekilde idrak etme kabiliyetini kazandırırız” diyen Nadiye Karagözova, toplumun en savunmasız bölümünün çocuklar olduğunun altını çizerek çocuklara karşı şiddet olaylarının hiç te az olmadığı toplumumuzda bu tür çirkin olayları görmezden gelmenin son derece yanlış olduğuna dikkat çekti.

“Çocuklara yönelik şiddet olayları karşısında nasıl hareket edeceğimizi bilmeliyiz. Bu bir kültür olmalı. Hemen belediye veya ilçenin “Çocuğu Esirgeme” Şubesini veya İçişleri Bakanlığının Bölge Müdürlüğünü arayarak ihbarda bulunmalı. Oradaki uzmanlar, şiddet mağduru çocuklarla nasıl çalışılması gerektiğini bilir. Çünkü çocuğun psikolojisi çok hassastır. Bu çalışmalarda esirgeyici yaklaşım ve duygusal destek çok önemli” diyor Nadiye Karagözova.

Nadiye Hanımla yaptığımız söyleşiyi ses dosyasında dinleyebilirsiniz.