Hükümet, bu Çarşamba günü iki saatten kısa bir süre içerisinde İstanbul Sözleşmesi'ni onaylama önerisini geri çekmeye karar verdi ve Meclis, Sosyalistlerin konuyla ilgili referandum yapma önerisini reddetti. İktidar koalisyonda da olmak üzere üç ay boyunca derin tartışmalara sebep olan bu hassas konu, Bulgaristansiyasi hayatının gündeminden iki saatte düştü. Beklenen bir gelişme olmasından dolayı mı, yoksa CEZ'in satışı gibi bir başka can sıkıcı konunun sosyal ve politik gündeme düşmesinden mi bilinmez, ancak İstanbul Sözleşmesi'nin akıbeti artık medyayı heyecanlandırmıyor.
Sözleşmeyi onaylamaktan vazgeçen Başbakan Borisov, bunu GERB partisinin, koalisyon ortaklarının, Bulgar Ortodoks Kilisesinin ve Başmüftülüğün sert tepkilerini dikkate alma gerekliliği ile açıkladı. Diğer yandan, halkın sözleşmede, cinsiyetlerle ilgili kabul edilemez bazı metinlerin yer almasına karşı duydukları korkuya da hassas olduklarını belirtti.
Birleşik Vatanseverler Koalisyonu, GERB partisinin sözleşmenin onaylanması konusunda ısrar etmesi durumunda hükümetinin istikrarı ile ilgili soru işareti oluşturacağı uyarısında bulunmuştu. Bu anlamda, büyük koalisyon ortağının ret kararı, küçük koalisyon ortağı ile uzlaşma olarak tanımlanabilir. Ancak gerekçe bununla da kalmıyor, GERB, kararının olası bir onaylama durumunda yükümlülüğü üstlenmeme kaygısı taşıdığı da varsayılıyor.
İktidarın daha küçük ortağı olan Birleşik Vatanseverler koalisyonu, GERB'nin kararını tebrik etti. Sözleşmenin reddi yalnızca hükümeti istikrarsızlaştırma korkusunu değil, aynı zamanda herhangi bir erken seçim olasılığı kaygısını da ortadan kaldırıyor. Aynı zamanda, Vayanseverler koalisyonu içerisindeki sarsıntı olasılığını ortadan kaldırmasa bile en aza indirgiyor.
Ancak, BSP hakkında aynı şeyi söyleyemeyiz. Parlamento, GERB ile Hak ve Özgürlükler Hareketi, Birleşik Vatanseverler Koalisyonu ve Volya’dan gelen 121 red oy ile referandum önerisini reddetti. Birleşik Vatanseverler Koalisyonu ve Volya'dan 23 milletvekili ise "çekimser" oyu kullanırken, sadece BSP milletvekilleri olumlu oy kullandı. Parlamentodaki bu oy dağılımı, Bulgaristan'ın en büyük muhalefet gücünün büyük ölçüde tecrit edildiğini gösteriyor.
İstanbul Sözleşmesi konusunda BSP, eski lider Sergey Stanişev'in başkanlığındaki Avrupa Sosyalistler Partisi'yle de görüş ayrılığında. Bunun nedeni, Stanişev’in partisinin bir süre önce sözleşmeye Avrupa düzeyinde olumlu bakarken, ulusal düzeyde ters bir duruş sergilemesi oldu
Sonuçta Bulgaristan, İstanbul Sözleşmesini onaylamayan ülkeler grubuna girdi. Bulgar basınında yayınlanan verilere göre, toplumda tartışma konusu olduğu için imzadan vazgeçme talebinde bulunan iki ülke dahil olmak üzere, 26 ülke sözleşmeyi onayladı. 17 ülke iç tartışmalar nedeniyle onaylamazken, 7 AB ülkesi ise tartışmalı metinler nedeniyle imzalamayı baştan reddetti.
Bulgaristan’daki red kararı herhangi bir endişe kaynağı yaratmadı. Şubat ayı ortasında yayınlanan bir Gallup anketine göre, katılanların % 86'sı İstanbul Sözleşmesi'nden haberdar iken, bunların % 58'i onaylanmasına karşı fikir bildirmiş. Sözleşmenin onaylanması gerektiğine inananların oranı % 19, geri kalanlar ise çekimser kalmış.
Çeviri: Ayser Ali
27 Ekim’de düzenlenen erken genel seçimlerinde oy kullanan seçmenler daha da renkli bir parlamentonun hatlarını çizdi. İlk tahminler 9 partili bir Halk Meclisi yönündeydi, ancak Merkez Seçim Komisyonu(MSK)’nun sandık kurulu protokollerinin yüzde 100’nün..
Sıradaki erken genel seçimler artık arkada kaldı. Geçen erken seçimlere kıyasla katılım oranın biraz daha yüksek olması dışında, siyasi tahminlerde ve politik yapılaşmaların ne olacağı ve nasıl bir kabine ortaklığı kurulacağı sorularına yanıt bulmak yine..
Bulgaristan vatandaşları üç yılda yedinci kez olmak üzere sandık başına geçti. Bu yıl Haziran ayında olduğu gibi, şimdi de katılım düşük. Bulgaristan radyosu Sofya merkezinde anket yaptı ve insanların nabzını yokladı. Ülkeye sağlam bir yönetim..