Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

"Yüzyıllar boyunca hastalıklar ve tedavi" sergisi topraklarımızda tıp tarihini anlatıyor

БНР Новини

Bulgaristan toprakalrında antik şifacılar, tanrısallığa güvenerek ve bitkilerin gücüne inanarak neşteracılarını Adamotu bitkisiyle(Mandragora autumnalis)yatıştırmaya çalışırmış.İlginçtir ki, bugün bile zaman zaman tedavilerde bu atavistik bilgilere dayanılıyor

Yüzyıllar boyunca insanların hastalıklardan çektiği ıstıraplar, modern hayattakilerden pek farklı değildir.Sadece onlara yaklaşım, toplumun gelişim derecesine bağlı olarak farklı olmuştur.Yaşadığımız topraklarda insanlar ne gibi hastalıklarla mücadele etmiş, ne gibi tedaviler görmüş? Bunların hepsi, Ulusal Antropoloji Müzesi’nde, Bulgar Bilimler Akademisi'ne bağlı Deneysel Morfoloji, Patoloji ve Antropoloji Enstitüsü'nün ve Şumen Tarih Müzesi'nin “Yüzyıllar boyunca hastalık ve tedavi” başlıklı ortaklaşa düzenledikleri sergide anlatılıyor.

СнимкаBulgar Bilimsel Akademisi’nden Dr. Mariya Hristova izah ediyor :

"Yeni taş devrinden kalan tıbbi uygulamalara rastlanılıyor. Travmalara, yaralara yaklaşımı görüyoruz. Hatta bu en erken dönemde diş eti hastalıklarının (periodontal) dişlere koyulan bakır halkalarla tedavi denemeleri yapıldığı ortaya çıktı. İki buluntumuz var - en eskisi Durankulak'ta, diğeri Varna nekropolünde. Maalesef ölülerin yakılması rütüelinden dolayı kemikler tahrip edildiğinden tıbbi pratikler tam olarak ispat edilemiyor. Bununla birlikte, nekropolde bulunan insan kalıntıları trepanasyon ve amputasyon gibi cerrahi yöntemlerin kullanıldığından da bahsedebiliriz".

СнимкаAnestezinin ta 19. asırda keşedildiğinden dolayı hastalar bir ameliyata dayanmak için kendinde büyük cesaret bulmak zorundadır.Herşey hastanın dayanıklılığına ve cerrahın sakinliğine bağlıymış, diye anlatıyor Dr. Mariya Hristova ve ilk önce yaraların şarap ile, daha sonra destilatlar ile temizlendiğini anlatıyor.Mandragora autumnalis (Adamotu)bitkisi örneğin modern anestezinin çok hafif bir benzeridir. Eski şifacılar doğadaki bitikilere olduğu kadar sözüm ona sağlık tanrılara da güveniyormuş.Bu yüzden antik çağda tapınak tıbbı çok gelişmiştir.Veba, kolera, çiçek hastalığı gibi pandemik hastalıklar ve şifa verme yöntemlerini anlatan yazılı kaynaklara ulaşılmıştır.Kanser ve sifilis gibi hastalıkların antik çağdan günümüze dek insan gelişiminde yer aldığı anlaşılıyor.

СнимкаDr. Mariya Hristova devam ediyor:  "Tarihsel dönemlerde biriken bilgi sayesinde tıbbın tam olarak ilerlediğini itiraf etmeliyiz. Bu ilerleme bir çok doktor neslinin uğraşılarına dayanmaktadır. Günümüzde doktorların hastalık belirtileri ve kişinin sağlık durumu açıklamasında aynı terimleri kullandığını görürüz. Hemen hemen tüm korunmuş el yazmalarındaki eski çağlarda yaşayan insanların yaşam tarzına, özellikle hijyene dikkat ettikleri ve bu iki yönde çok iyi tavsiyelerde bulunmaları ilginçtir. İnsanları çok hareket ettirmeye, özellikle sebze yemeye ve vücutlarını ve dişlerini temiz tutmaya yönlendiriyorlar.Bugün iyi bir tavsiye olarak hayal kabul edebileceğimiz her şey aslında antik çağda da geçerliymış."

Снимка
​Çeviri: Müjgan Baharova

Fotoğraflar: bas.bg



Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Dobriç ilinde ayçiçek hasadı kuraklıktan olumsuz etkilendi

Dobriç ilinde bu sene ayçiçek hasadı dekar başına ortalama 150 kg oldu. Geçen tarım yılında bir dekar ayçiçek tarlası ortalama 170 kg ürün vermişti. Tervel ve Kruşarı belediyelerin ayçiçek toplanmasına hala başlanmadı...

Güncelleme 27.08.2024 08:50

Bulgaristan’da emeklilik maaşıyla nasıl yaşanır?

Uzun yıllar yurt dışında çalışan ve şu anda Fransa’da yaşayan psikiyatrist Dr. Vladimir Simov’a göre , ülkemizdeki emekliler, daha gelişmiş ülkelerdeki yaşıtlarının aksine yaşlılığını dolu dolu yaşamalarına izin vermeyen koşullarda yaşıyorlar. Dr...

Güncelleme 26.08.2024 21:37

Boyana bataklığı için SOS - Sofya yakınlarındaki benzersiz ekosistem inşaat heveslerinden kurtulabilecek mi?

Boyana bataklığı, Sofya bölgesinde tek doğal sulak alandır ve halen koruma altındaki bir çok su bitkisi, amfibi ve sürüngen türüne ev sahipliği yapmaktadır. Ancak ülkemizdeki pek çok benzer alan gibi Boyana bataklığı da insan faaliyetleri nedeniyle..

Eklenme 23.08.2024 06:10