Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Kamellia Kutcher ilk romanında eve varan uzun yolculuğunu anlatıyor

БНР Новини
Photo: özel arşiv

İçinde zıtlıkları barındıran, çok kültürlü şehir Marsilya’da 13 yaşındaki Fransoa daha sonra evine doğru giden yolu yürümesi için kendisine olgunlaşmanın ve hayatın anlamına varmanın yolunda eşlik edecek güzel bir kız olan Cezayir’li Fatima ile karşılaşıyor...

Uzun seyahat yıllarından sonra, genç yazar Kamellia Kutcher Bulgar okurlarının önüne ilk romanı “Yuva” ile çıkıyor. Kader kendisine ömrünün uzun bir bölümünü Rusya, İsviçre, İspanya ve Fransa’da geçirmesini takdir görmüşse de, Kamellia Bulgaristan’da kalmayı tercih ediyor, çünkü yuvan akşam dönüp huzur içinde nefeslendiğin o yerdir.

Aslında, Rusya’dan dönüp yoğun bir şekilde tenis antremanlarına başlayıp yarışçı kariyerine karar verdiğinde Bulgaristan bir defa evi olmuştu artık. Annesi Rus olduğundan dolayı o zamana kadar doğduğu şehir olan Siktivkar’da yaşıyor. Fakat 14 yaşında iken sporun ciddi zorlukları ile karşı karşıya geldiğinde tenis kortunu Jenevre Gölü kıyısında lüks bir İsviçre terasına tercih ediyor. Karşısındaki romantik Fransız sahilini izlerken ilk şiirlerinin ilhamı da geliyor.

Okumayı tek başına çözmesinin ardından Kameliya kelimelerin büyüsünü çok küçük yaşta keşfediyor ve o zamandan beri onların büyüsünde kalıyor. İsviçre yatılı okulunda İngilizce öğretmeni Miss Baret’e yazdıklarını gösterme cesaretinde bulunan Kameliya yazma yeteneğine inanan öğretmeninden destek alıyor. Romanının ilk birkaç sayfasını sekiz sene önce yazıyor, fakat insanının yolunun kişisel bir hissiyat aynasına dönüştüğü bu hikayeyi yazmak için kendisini hazır hissedene kadar onları bir kenarda tutuyor.

Bu yaşanmış bir hikayedir, benim hayat hikayemin bir parçası... Olay Fransa’da geçiyor, İsviçre’nin Fransız bölgesinde okuduğum için sıkça oraya seyahat ederdim, Fransa’da yaşadım, Fransız dili konuşuyorum ve bu ülkeye karşı bir özlem hissi besliyorum. Roman kahramanlarım Said ve Fatima’nın Cezayir’den gelmelerinden dolayı da Marsilya çok kültürlülük konusunu ele alabileceğim en uygun yer olarak göründü gözüme. O sebeple de hikayenin bir bölümü içinde çok farklı kültürleri taşıyan bu liman şehrinde gerçekleşiyor” diyor yazar Kamellia Kutcher.

Yazar, Sorbonne Profesörü olan Fransoa’nın, Cezayir’li Fatima ve sevdiği Said’in hayatlarını birbirine bağlayarak dinlerin kahramanlarının hayatları üzerine resmettiği kader çizgilerini ve en fazla da vefa duygusunu izliyor.

Yuva”yı yazarken beni en çok insanın kendisi ilgilendiriyordu. İnanıyorum ki nerde büyümüş olursak olalım, dünyanın hangi noktasında yaşarsak yaşayalım, hangi dine inanırsak inanalım, aynı temel insani prensiplere, özelliklere ve arzulara sahibiz. Hatta tarihte bir veya iki bin yıl öncesine dönersek göreceğiz ki ruhun ihtiyaçları hep evrenseldir ve insan hayatlarını birleştiren bu mozaik ile tam da bunu göstermeye çalıştım. Yabancılaşma konusuna gelecek olursak, her birimiz onu hayatının bir aşamasında yaşıyor – çocukluğunda, olgunlaşma döneminde veya da daha geç bir yaşta.... Okurlardan aldığım geri bildirimlerden yola çıkarak düşünüyorum ki onlar kitapta Fransoa ile canlandırılan içlerindeki çocuğun sesini gerçekten hissedebiliyorlar” diye paylaşıyor “Yuva”’nın yazarı Kutcher.

Yeryüzüne serpilmiş hayat parçacıklarından oluşan olağanüstü kaderinden dolayı Kamellia Kutcher bilinmişin ve tanınmışın dışında olarak etrafındakilere global bakmayı öğrenmiş. O sebepledir ki büyük bir rahatlıkla evden uzak gelişen bu hikayeyi anlatabiliyor.

Çeviri: Özlem Tefikova




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Foto: Plovdiv Bölge Etnografya Müzesi

Plovdiv Bölge Etnografya Müzesi keçe sanatının canlanmasına destek veriyor

Plovdiv Bölge Etnografya Müzesi’nde sergilenen yünden yapılmış ürünler ziyaretçilere iç huzur ve sıcaklık hissi veriyor. “Bulgar Keçeleri: Kadim Zamanlardan Mesaj” adı ile tertip edilen sergi, Proto-Bulgarlar tarafından topraklarımıza..

Eklenme 12.07.2024 13:10

Bulgar Edebiyatının Patriği İvan Vazov’u anıyoruz

Ulusal Edebiyat Müzesinde, Bulgar Edebiyatının Patriği İvan Vazov’un doğumunun 174’ü yılı kaydedilecek. Müzenin sitesinde paylaşılan bilgiye göre, 1894 yılında “T.F. Çipev – 130 yıl” yayınevi tarafından yayımlanan Vazov’un “Boyunduruk..

Eklenme 09.07.2024 05:55

Bakan Todorov: 20 yıl sonra hala kültüre sahip olmak istiyorsak şimdi çalışmaya başlamalıyız

bTV’ye konuşan geçici Kültür Bakanı Nayden Todorov , “Kültür alanının her sektörünün nasıl yanlış finanse edilmesine dair benzersiz bir şekil keşfedilmiştir. Sanat insanları, bugün tam fabrikada olduğu gibi çalışıyor ve toplumun zevkini..

Eklenme 08.07.2024 09:29