Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Alevi Babası Halil İbrahim Koz ile Alevîlik üzerine

БНР Новини

Halil İbrahim Koz, elinde ihramı, yüzünde sevinci ile karşıladı beni. İlâcını çantasına, duasını kalbine koyup çıkmıştı Mekke yoluna. O gün 64 yaşına girdiğini söyledi. Belediye otobüsü sürmüş uzun yıllar, sonra hastalık sebebiyle emekli olmuş. Ve ondan sonra eşi Necmiye Koz ile köylerinde Hakka ve halka adamışlar kalan günlerini.

Hac yolculuğu için çok heyecanlı ve çok mutlu. Hac, önce istemektir derler, belli ki çok istemiş Halil İbrahim Baba. Ve sonra da Allah’ın nasibidir, aynen Halil İbrahim Koz’un dediği gibi.

Kendisi bir Alevî önderidir, Alevî babasıdır. Bulgaristan’ın Dulovo belediyesine bağlı Çernik köyündendir. O yörede yaygın olan Babaî alevilerindendir. Babaî alevileri Şücaeddin Veli dergâhına, Eskişehir’de bulunan Mehmet Demirtaş Dedeye bağlı olduklarını söylerler. Kendisi uzun yıllar Alevî cematinin hizmetinde bulunmuş, 2007 yılında “Alevî babası” seçilmiş.

Снимка

“Nedir Alevî babası?” diye soruyorum kendisine.

“Önce insanız” diyor Halil İbrahim Koz ve devam ediyor “babalarımızın biri Hakka gider, onun yerine başka oturturuz.” Ve anlatmaya başlıyor Alevî babası olmak için hangi özelliklerin gerektiğini. “O kişi bilgi sahibi olmalı önce, kendisinde musahiplik bulunmalı, hizmeti olmalı, ahlâkı bulunmalı, ibadetini yerine getiren biri olmalı” diye sıralıyor şartları. Dahası da var, “Bu baba postuna getirilen bir kimse çok gayretli olmalı, çabuk efkârlanmayacak, her şeye anlayış gösterecek…”

Çernik köyünde dedikleri gibi: “Bir babanın gönlünde böyle “serenli araba” dönecek.” O kadar geniş gönüllü olmalı yani!

Alevîlerin hayatını, kültür yaşantısını soruyorum kendisine. “21 Martta Alevîler Nevruz kutlar.” diyor ve devam ediyor: “21 Martı Hz. Ali Efendimizin doğumu diye bilmekteyiz. Kurban getirilir, yumurta pişirilir. Yumurtalar toplanır bir kazana konur, su içinde pişirilir. Yapılan her şeyin bir kuralı, kanunu var. ” diyor Alevî önderi.

Nevruz’da bütün talipler “ticarete salınır”, 7 Kasım’a kadar cem yapılmaz. Bağda, bahçede çalışırlar. Cem evlerine toplanmazlar. Sadece Cuma ve Pazartesi akşamları babanın evinde bir çıra (çerağ) uyarılır, mum yakılır, o yanar.

Снимка7 Kasımda her babanın talibi toplanır. Kurban getirir. Harman kurbanı derler, bazı yörelerde tavuk getirilir, harman tavuğu derler. Kurbanlar bir kazanda akşama kadar pişer. Bu hizmeti, aşı yapanlara hâdim denir. Aş piştikten sonra akşam bütün talipler toplanır, muhabbet olur, dua edilir. Baba “ticaretiniz kabul olsun, toplanan mahsul bereketli olsun” sözleri ile dua eder. Ve böylece akşamları cem devam eder diğer Nevruz’a kadar…

СнимкаBabaî tarikatı çift menzillidir, diye anlatıyor Halil İbrahim Koz. Tek menzilli olanlar da vardır, onlara sadece erkekler katılır. Çift menzilli olanlara kadınlar da katılabilir. Erkekler, halife babanın tarafına, kadınlar da halife ana bacının tarafına otururlar ve cem başlar.

Alevîlerin Pazartesi ve Cuma akşamları toplanmalarının sembolik manaları var. Kâbe’de doğan ilk kişinin Hazreti Ali olduğu rivayet edilir. O da tam Cuma sabahına karşı doğduğundan Aleviler Cuma akşamı (Perşembeyi Cumaya bağlayan akşam) toplanırlar. Pazarı Pazartesine bağlayan gecede de Peygamber Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.s.)’in dünyaya geldiği rivayet edilir. O yüzden Pazartesi akşamı da toplanırlar.

Alevîlerde ikrar olayı vardır, diyor Mekke-Medine yolcusu Halil İbrahim Koz. İkrar olması için bu kişiler evlenmiş, çoluk çocuk sahibi olmuş kişiler olmalı. İkrarda kurban kesilir ve bu yolda ömür boyu devam edeceğine dair söz verilir. Daha sonra ikrarlı aileler kendilerine başka bir kardeş aile seçer ve musahip olurlar.

Снимкаİkrarlılar ve musahipliler cemevine toplanır. Herkes toplandıktan sonra üç çıra (mum) uyarılır (yakılır). Birinci mum Allah’ın adı ile, ikinci mum Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.s.)’in adıyla, üçüncü mum da Hazreti Ali (r.a.)’ın adına uyarılır.

Dua okunur. Akşam namazı kılınır. Ondan sonra saka suyu içilir. Bu suya dua okunur, su şifalı olur. Herkes üç yudum içer. Bu su, cemde bulunan canlara İmam Hüseyin’in Kerbelâ’da şehit edildiğini hatırlatır. Daha sonra Kur’ân okunur. Sonra nefesler, ilâhiler okunur.

Her cemde bir zâkir bulunur. Zâkir saz çalar, cemin “hareketine” göre nefesler söyler. Zâkir, zikreden manasındadır da aynı zamanda, Allah’ı, Yaradan’ı anan…

Fotoğraflar: özel arşiv



Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

4093 Nolu Bölük – Bulgar göçmenlerinin Demir Perde’nin ötesinde kurdukları özel askeri birlik

20 Ekim 1951 tarihinde Bat ı Almanya’daki Amerikan askeri birliklerinin bir parçası olarak kurulan 4093 Nolu Bulgar Ulusal Gönüllü Bölüğü ’nde  9 Eylül 1944 sonrasında Bulgar siyasi göçmenler görev aldı. Bölüğün oluşturulması hiç te kolay bir süreç..

Eklenme 06.05.2024 06:30

Edirne'deki "Aziz Georgi" Bulgar Kilisesi restorasyonunun 20. yılını kutluyor

Edirne'deki Bulgar asıllı vatandaşlar tarafından sadece birkaç ay içinde inşa edilen Aziz Georgi Kilisesi, 144 yıldır Bulgar Ortodoks ruhunu korumaya devam ediyor. Sultan II. Abdülhamit'in izni ve zamanın Edirne Valisi Rauf Paşa'nın yardımlarıyla 23..

Eklenme 06.05.2024 05:15

Kutsal Diriliş hayat ve ölüm algılarını değiştiriyor

Heyecanla beklenen ve görkemli törenlerle kutlanan Paskalya, İsa öğretisinin tacıdır. Hristiyanlar için Paskalya, karanlığın yenilmesi ve insan ruhunun ölümsüzlük vaadinin tecellisidir . İsa’nın Dirilişi, geçici ve fani olan her şeyden..

Eklenme 05.05.2024 04:25