Yaratılışı itibarıyla insan Allah’ın yarattığı en üstün varlıktır. Herşeyi yoktan var eden ve emrine âmâde kılan Allah Teâlâ, insanı toprak ve su karışımı olan balçıktan yaratmıştır. Ama ilâveten ona ruhundan üfleyerek can vermiştir. “Ben ona ruhumdan üfledim” mealindeki ayet-i kerime ile Kur’ân-ı Kerim’de bu hakikati birkaç kere vurgulamaktadır. Ayrıca İsrâ suresinde “Biz ademoğullarına ikramda bulunarak şan ve şeref sahibi kıldık” buyuran Rabbimiz insanın üstünlüğünü bir kere daha başka açıdan belirtmiştir. Devamında da “Onları çeşitli nakil vasıtalarıyla karada ve denizde taşıdık; kendilerine güzel güzel rızıklar verdik; yine onları yarattıklarımızın bir çoğundan cidden üstün kıldık.” buyurmuştur. Bu da yetmedi; Tin suresinde çok açık olarak “Biz insanı en güzel kıvamda yarattık.” buyurulmuştur. Bütün bunlar insanın yaratılışı itibarıyla konumunu göstermekte olup nasıl büyük bir potansiyele sahip olduğunu göstermektedir. Ancak bununla birlikte Allah, insanı “Sonra aşağılar aşağısına indirldiğini, düşürüldüğünü” belirtmiştir. Aslında bir indiriliş ve düşürülüş değil de iniş ve düşüştür. Zira insanı yarattıktan sonra “ona kötülüğü ve takvâyı/iyiliği ilham ettiğini” bildiren Allah, insanın yaradılışı itibarıyla iyiliğe de kötülüğe de meyilli olabileceğini, ama iyiliğe yönelmesi için gerekli ön şartları kendisine sunduğunu bildirmiştir. Akıl, fikir, muhakeme, ruh, kitap, peygamber, bin bir türlü mucize ve bütün kâinatla beraber insanın kendisi onu doğruya götürecek trafik işaretleridir. Sevgili Peygamberimiz bu ilkeleri hayatımıza nasıl taşıyıp uygulayacağımızı göstermiştir. Bizim de insan olarak bize biçilen değeri iyi kavrayıp ona layık olacak şekilde hayatımızı sürdürmeliyiz. İnsan olarak yaratıldık insan olarak kalmalıyız.
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
1908 yılının 22 Eylül tarihinde Bulgaristan’ın bağımsızlığı ilan edildi. Bulgaristan’ın tarihinde tek başına gerçekleştirilen en cüretkâr eylem olan Doğu Rumeli ile Bulgaristan Prensliği’nin Birleşmesi’nden otuz yıl sonra Bulgarlar bir kez..
21 ve 22 Eylül tarihlerinde Sofya’nın konukları ve sakinleri Büyük Konstantin’in oğullarından biri olan II. Konstantius’un hükümdarlık sürdüğü dönemin tarihi dokusunu yansıtan bir etkinliğe katılabilir. Geç antik çağının yeniden canlandırıldığı..
Müslüman, her koşulda dininin emir ve yasaklarını göz önünde bulundurarak yaşama arzusundadır, bundan da öte böyle olmakla sorumludur. Bu sebeple..