24 Mayıs Bulgar Eğitim ve Kültür ve Slav Yazısı Günü Aziz Kiril ve Metodiy Kardeşlerin yaptıklarıyla sıkı, sıkıya bağlantılı. Bulgar Ortodoks Kilisesi bu iki kardeşi “Kutsal Aziz” ilan ederek, 11 Mayıs’ı onları anma günü olarak kutlar. Papa 2.John Paul 1980 yılında Kiril ve Metodiy Kardeşleri “Avrupa’yı himaye eden Azizler” ilan eder ve bir nevi onlara “Avrupa’nın koruyucusu” unvanı verilir.
9. yüzyıl sonunda yazdıkları geniş öz yaşam kitaplarından onların hayatı ve çalışmaları hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Erken tarihi kaynaklarda bu kardeşlerin etnik kökeni hakkında bilgi verilmese de, sosyal statüleri hakkında veriler bulunuyor. Kaynakçalarda, Kiril ve Metodiy’in Bizanslı üst düzey bir hükümdar görevlisinin oğulları oldukları yazıyor. Plovdiv Üniversitesi eğitim görevlisi, BAN- Bulgar Bilimler Akademisine bağlı Kiril ve Metodiy Bilim Merkezi üyesi Doç. Doktor Dimo Çeşmeciev bu bilgileri verdi ve daha sonraki aşamada kardeşlerin Bulgar kökenli olduklarına dair bulgular ortaya çıktığını söyledi. Kardeşlerin anne tarafından Slav olduğu kanısı ise, Metodiy’in Biznas İmparatorluğunda Slav Eyaleti hükümdarı tayin edilmesinden dolayı ortaya çıktı. Konstantin-Kiril ise din adamı olarak değişik misyonlarda yer alır. Bugün Kiril Alfabesi olarak tanınan alfabeyi yazmalarına ön ayak olan nedir?
Konstantin Kiril Filozof’un yazdığı en önemli eserin büyük kısmı İslav dilinde dini kitapların tercümesinden ibarettir. 862 yılında Yüce Morava Prensi Rostislav Bizans ile politik anlaşma yapar. Bu anlaşmanın bir noktası ise, Morava’nın ayrı dini yazısının yazılması hükmünü içerir. Kitaplarda, 855 yılında kardeşlerin Anadolu’da Polihron Manastırından çekildiği yazıyor. Metodiy o zamana kadar manastırın baş papazı görevinde bulunmuş. Glagolitsa denilen alfabeyi orada yazmaya başladıkları tahmin ediliyor.
Bizans İmparatoru Mihail kardeşler hakkında bilgi alır ve üstlendikleri görevleri başarıyla yaptıklarını anlar. O yüzden Konstantin- Kiril’e dini kitapları tercüme işini ve yeni alfabe oluşturması misyonunu verir.
Aziz kardeşlerin misyonunu değerlendiren Doçent Çeşmeciev onların genelde politik amaçlı olduğunun altını çizdi. İlk misyonları Arap Halifeliği döneminde olur. Konstantin- Kiril ağabeyi olmadan Bizans heyetiyle Arap Halifeliğine gider, Kutsal Üçlü’nün anlamı ve daha birçok dini ve siyasi konu hakkında İslam din adamlarıyla tartışmaya girer. İkinci siyasi misyonunda ise Kiril ve Metodiy Hazarların yanında gidip, istişareler gerçekleştirir. Morava misyonları ise, Bizans ve Yüce Morava arasındaki anlaşma bağlamında kardeşlere aydınlatma ve yazı oluşturma görevi verilir.
El yazıları Glagol yazısının Bulgar topraklarında 11. asra kadar kullanıldığını gösteriyor. Daha sonra yazı Hırvatistan’da meşhur Köşeli Hırvat Glagol yazısı şeklinde gelişir. Bulgaristan’da Kiril yazısı Yunan alfabesine yakın, ancak Glagol alfabesinden bazı harfler eklenerek Slav diline uyan harfler katılarak “Bulgar Kiril yazısı” oluşturulur. Maarifler hem Yunanca, hem Bulgarca iki dilde yazmayı, konuşmayı bilirmiş.
Aziz Kiril ve Metodiy Kardeşlerin davalarına devam eden olmaz, çünkü Morava devleti 9. asır sonuna yok olur. Bu yazı şekli Bulgaristan’da gerçek altın çağını yaşar. Doçent Çeşmeciev ibadet ve yazısının Slav dilinde yaygınlık kazanmasının Bizans karşıtı olarak algılandığını söyledi. Ayin dilinin İslav diliyle değişmesinden sonra, Bizanslı olan din önderi de değiştirilir.
9. asır sonundan itibaren Kiril ve Metodiy kardeşlere karşı büyük bir minnet ve saygı gözlenir. Doçent Çeşmeciev bu saygıyı şu sözlerle ifade etti:
Onlara karşı saygı öğrencileri Kliment, Naum ve Angelariy’in Bulgaristan’a gelip, yazı ve eğitim ocakları kurdukları zaman görülür. Bu eğitim ve yazı ocaklarından biri Preslav merkezli Kuzeydoğu Bulgaristan’da, diğeri Güneybatı Bulgar topraklarında açılır. Yeni bir yazı ve alfabeye hayat verdikleri için iki kardeş “Havari” ilan edilir. Pagan olan halka yeni bir din dili ve yeni bir alfabe yazdıkları için onların görevi kutsal beyan edilir. Hristiyanlıkta yeni bir model kurulur. Bu onların yazısı sayesinde mümkün olduğu için, ilk maarifler olarak kabul edilirler. İnsanların dilinden anlayacağı dini ayinler fikrini ortaya atsalar da, Batı Kilisesi bu fikri onaylamaz. Bu 17. asır sonlarına kadar böyle devam eder. Böylece Hristiyanlık daha kolay yaygınlaşır ve Bulgar topraklarına girer.
Çeviri: Sevda Dükkancı
Atalarımız, “bilmemek ayıp değil, sormamak ayıp” diyerek önemli bir hakikati dile getirmişler. Zira herkes her şeyi bilmek zorunda olmadığı gibi, bilemez de. Ama sorarak belirli şeyler öğrenilebilir ve bilgi sahibi olunabilir. Yeter ki, insan doğru soruları..
Primorsko, Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısında en sevilen ve en çok ziyaret edilen tatil beldelerinden biridir. Buradaki koylar yazın başından sonbaharın sonlarına kadar güneşlenmek için idealdir. Plajlarındaki ince kum ve denizin sığ olmasından dolayı..
Şirin dilimiz Türkçedeki bir yere birlikte yerleşmek ve birlikte yaşamak anlamlarına gelen konmak ve konuşmak kelimelerinden türeyen komşu kelimesi, çok önemli bir sosyal yapıyı ifade eden komşuluk kelimesinin de temelinde yatmaktadır. Arapçada bu keilmenin..
105 yıl önce 27 Kasım 1919 tarihinde Paris kenarlarında yer alan Neuilly-sur-Seine’de Bulgaristan’ın I. Dünya savaşına (1914-1918) katılımına son..