Yaz mevsimi doğa yürüyüşü için fırsatlar sunuyor, fakat doğada bizi bekleyen bir tehlike var - yılanlar. Sosyal medyada örneğin Şumen platosunda ve "Köşkovete" parkında gezerken yılan gören birçok insanın paylaştığı fotoğraflar var. Şumen Hastanesinden anestezioloji ve toksikoloji uzmanı ve acil servis yöneticisi olan dr. Petko Zagorçev, yılan sokması durumunda yapılması gerekenleri muhabirimiz Ayşe Latif'e anlattı.

Dr. Zagorçev'in sözlerine göre yılanların olduğu yerlerde dolaşırken uzun ve kalın pantolon, sağlam ayakkabı ve çorap giymek şart. Yılanı yakalamaya veya öldürmeye sakın çalışmayın, bunun neticesi tehlikeli olabilir çünkü. Doğa gezisine çocuklarla birlikte çıkıldığında ise onların önde değil, büyüklerin arkasında veya aralarında olması çok önemli. Böylece yılanla ilk karşılaşan çocuklar olmaz. Faydalı başka bir tedbir ise en önde giden insanın uzun ve ince bir değnekle yürünen patikada önündeki 1-2 metrelik alana hafif vurmasıdır. Böylece titreşimi sezen yılanlar oradan kaçacak.

Yılan ısırması durumunda paniğe yer olmadığına dikkat çeken Doktor Zagorçev, şunları anlattı.

Bulgaristan'da zehirli olup insanın hayatı için doğrudan tehlike oluşturan yılan türleri çok değil. Gerek boynuzlu engerek /pepelyanka/, gerekse de Avrupa engereği /kamenarka/ türünden yılanların zehirli olan ilk iki dişinde zehirli bezlerin olduğu doğru, lakin bu zehir bir yandan çok güçlü değil, diğer yandan da ısırılan yer, ayak bileği, ayak tabanı veya parmak gibi vücudun yan kısımlarında olduğu için zehrin yayılması o denli hızlı olmuyor.

Açıklama getirilmesi gereken bazı efsaneler, yanlış bilinenler var. Öncelikle yılan sokması durumunda büyük korku ve aciliyete düşmek gerekmiyor. Hoş değil, yılan zehirli ise acı da epey büyük olur. Ama ölümcül bir sonuç olmaz. Zehirli yılan sokmasının izi, iki zehirli dişin bıraktığı iki nokta şeklinde olur. Çünkü eskülap yılanı /smok/ da insanı sokabilir, acısı da büyük olur, ama onun izi, üçgen oluşturan üç nokta şeklinde olur. Yılanın türü ne olursa olsun insanın acil servise başvurması lazım. Ayağa sıkı sargı yapılması yolu ile zehrin yayılmasını önlemeye çalışmanın bir anlamı yok. Çünkü bu sıkma en çok 15-20 dakika sürebilir. Sargı alınınca da sokulma yerindeki zehir yayılmaya başlayacak.

Zehri emmeye çalışmak da gereksiz. Bunu yüzde 100 yapmak imkansız aslında. Zehri emmen insanın çürük dişi olursa zehirleneceği yönündeki iddialar da doğru değil. Kan dışarıya aksın diye el altında bulunan kesici aletle yarayı kesmeye çalışmanın da faydası yok. Genelde zehir, zehirli olan iki dişle enjekte edilir, dolayısıyla etraf dokusunun kesilmesinde hiçbir yarar yok, diyen dr. Zagoriçev, bilinmesi ve yapılması gerekenleri şöyle toparladı:

Söylediğimiz her şeyden en önemlisi serin kanlı olmaktır. Korku insana sık sık hata yaptırır. İkinci yerde yaranın gerek temiz su ile, gerekse de ıslak mendille temizlenmesi önemli. Bunun üzerine en yakın sağlık kuruluşuna hareket etmek gerekir. Tabii hasta çocuk olursa hastaneye hızla intikal ettirilmesi lazım, çünkü vücut ağırlığı küçük olan çocuklarda zehrin etkisi daha büyük olur.

Çeviri: Tanya Blagova