Sanayileşme ve kentleşmenin giderek daha fazla alana yayılması bir şehir veya ülkenin gelişiminin en nesnel göstergelerindendir. Ancak bunun artılarıyla birlikte, kentleşmiş alanların artması sözde başa çıkamayacağımız veya da bizim yerimize başkalarının başa çıkmasını istediğimiz sorunlara da sebep oluyor.

Her gün çöpe attığımız ve bunların bir kısmını geri dönüşümlü kullanılabileceğini düşünmediğimiz atıklara karşı tutumumuz çok önemli. Bu tür bir davranışı, daha fazla ve yeni şeylere sahip olma arzusunun etken olduğu tüketici toplumunda yaşadığımız gerçeği ile haklı çıkarıyoruz, bunun neticesi olarak da ardımızdan doğal kaynakları yok eden daha fazla ve daha fazla atık bırakıyoruz.

Heykeltıraş Lübomir Mişonov, fazla tüketimin durdurulamayacağının farkında ve satın aldığımız ürünlerin daha rasyonel kullanımına dikkat çekiyor.

Lübomir Mişonov, bunu her türlü plastik ambalaj atığı kullanarak, New York’taki “Özgürlük anıtı” kopyasını yaparak alışılmadık bir biçimde yapıyor. New York’taki orijinal anıt kırılmış zincirlerin köleliğin kaldırılmasını sembolize ediyorken, Sofya’da Mişonov’un yaptığı “anıt” farklı olarak bu zincirler gerçeklik ile bağların kopmasını sembolize ediyor. İkisinin arasındaki farklar burada bitmiyor. Çünkü toplumun ilerlemesini sembolize eden meşale yerine, Mişonov’un “anıtı” elinde cep telefonu tutuyor, ABD anayasası yerinde ise “Black Friday” yazısı görüyoruz.

Eserin yeri de rastgele seçilmiş değil.Mişonov’un amacının günümüz toplumunun vardığı noktada atıkların gerçek yüzünü göstermek olduğu için “Büyük Tüketim Anıtı” („Statue Of The Great Consumption”) bir gençlik merkezinin çatısına yerleştiriliyor. Burada ise ziyaretçiler arasında büyük ilgi ve tartışmalara yol açıyor.

“Trotoara” Vakıf yerinin sahibinin hedefi gençleri farklı fikirleri hayata geçirmeye, kendi değerlerini yaratmaya ve hepimizin hayalini kurduğumuz değişimin aktif birer parçası olmalarını teşvik etmektir.Şu anda binanın onarımda olmasına rağmen, Deyan Yankov ve ekibi vakfın geleneksel olarak düzenlediği “TRAP festivali”ni yıl sonunda düzenlemeyi hedefliyor.

“Trotoara” Vakfı’nın kurucusu Deyan Yankov anlatıyor:

“Bu yılki festival şimdiye kadar düzenlediğimiz üçüncü festival olacak ve burada eğlenmenin dışında, öğrencileri çeşitli gönüllülük faaliyetlerine de çekmek istiyoruz. Sadece geçen yıl katılan öğrenci sayısı 150’ydi, ziyaretçilerin sayısı ise 1000. İçinde bütün faaliyetlerimizi – geri dönüşüm, sanatlar, müzik, dans barındıran enteresan bir etkinlik meydana geliyor ve unutulmaz bir şenliğe dönüşüyor. Bununla beraber, şu anda „League of Legends” için oyun turnuvası da düzenliyoruz. “League of Legends” finali ise TRAP festival günleri esnasında 7 ve 8 Aralık tarihlerinde gerçekleşecek. Bu bir takım oyunudur ve burada her takımın görevleri, yükümlülükleri ve pozisyonları var. Strateji sahibi olmaları da isteniyor, takım halinde düşünmek ise hem oyun için hem de insanın düşünce biçimi için son derece önemlidir. Turnuvaya katılma şartı ise, öğrencinin önceki eğitim yılında not başarısının en az 4.00 olmasıdır. Bu şekilde ve 3000 levalık ödül fonumuz ile öğrencilere katılabilecekleri bazı şeylerde okul başarısının önemini göstermek istiyoruz. Kayıt yaptıran takımların sayısı 18, grup ve doğrudan elemeler olarak iki aşamada yarışacaklar.”

Onarımın ardından, Gençlik Merkezi prova odası, ses kaydı stüdyosu, dans salonu ve geri dönüşüm atölyesine sahip olacak toplumun daha güzel bugünü ve yarını için çalışmalarını geliştirmeye devam edecek.

Üzerinde çalıştıkları programlardan birisi “Gönüllüler harekette” ismini taşıyor. Ancak Deyan Yankov’a göre, gönüllülüğün gelişimi ülkemizde henüz çok zayıf. O nedenle de Yankov, Gençlik Merkezi’ne gelen öğrencilere tanımasalar dahi, muhtaç kişilere yardım etmelerini tavsiye ediyor, çünkü “bu seni süper kahraman yapmıyor, ancak huzurlu kılıyor.”

Fotoğraflar: özel arşiv

Çeviri: Özlem Tefikova