1990 yılında kurulan şirket, Silistra’nın Sitovo ile Kaynarca Belediyelerinde ve Payisiyevo köyünde faaliyet yürütüyor. Şirketin sahiplerinden biri 46 yaşındaki Nikolay Hristov, özel olarak Bulgaristan Radyosuna konuştu. Kendisiyle hem şirketin çalışmaları ve ürün çeşitliliği, hem de yurtdışına ihracatı üzerine söyleştik:
Şirketimiz tarım alanında odaklıdır, fidanlık ise faaliyetlerimizin çok küçük bir bölümü oluşturuyor, dedi genç girişimci ve devam etti. Burada ağırlıklı olarak Sert Çekirdekli Meyve Fidanları yetiştiriyoruz. Bizler 400 dka erik bahçesine sahibiz.Yetiştirdiğimiz erik cinsleri son derece güzel ve büyük rağbet görüyor. Bunun yanısıra pek fazla olmasa da, kayısı bahçemiz de var. Aynı zamanda iki sebze ve meyve işleme tesisimiz, bir sebze ve meyve kurutma tesisimizle birlikte bir de Soğuk Depo Tesisimiz var.
Fidanlıkta yetiştirilen cinslerden hangisi ağır basıyor sorusu üzerine sayın Hristov şu cevabı verdi:
Bizler, birkaç erik cinsi fidanlaırının yetiştirilmesinde deyim yerindeyse “uzmanlaşmış” bulunuyoruz. En fazla Stanley Erik Fidanı mevcut, ardından da başka erik cinsleri geliyor. Bölgede Stanley Erik cinsine büyük rağbet olduğu için ona ağırlık verdik. Herangi bir egzotik cinsi fidanlar bizde bulunmuyor. Burada özellikle belirtmek istiyorum, Bulgarcası podlojka olan “anaç” olarak yerli cinsleri tercih ediyoruz. Cünkü sözüm ona “zor” iklim şartları, yani çok soğuk kuşlar, çok kurak geçen yazlar ve bölgede sulama imkanlarının bulunmaması, “anacın” yerli olmasını gerektiriyor.
Geldik en merak ettiğimiz soruya: Şirket, hangi pazarlara satış yapıyor?
Bu soru üzerine genç girişimci Nikolay Hrtistov dedi ki:
Bizler Ruse’den Şumen’e kadar, Dobriç üzerinden Silistra’ya kadar uzanıyoruz, yani tüm Kuzeydoğuyu kaplıyoruz. Kuzeydoğu genelinde müşterilerimiz var ve bu bölgede dolaşırken yol boyunda “İşte bu bizim fidanlardan yetiştirilen bir bahçe, bunda da bizim payımız var” dediğim çok oluyor. Tek sözle bizim sayemizde meydana gelen bahçeler çok fazla buralarda.
Payisisyevo köyü, Sitovo ve Kaynarca Belediyelerinde sert kabuklu meyve ağaçları yetiştiren şirket, meyvelerin toplanmasının ardından ürünler, mevcut sebze ve meyve işleme tesislerinde işleniyor ve daha sonra da yurtdışına ihraç ediliyor.
Nikolay Hristov devamla: Yurtdışına ihraç ediyoruz. En büyük oranda dışarıya satış yaptığımız ülke Romanya. Geçen yıldan itibaren de İspanya, İngiltere ve Almanya’da da ihraç ediyoruz” dedi ve ekledi:
Genelde bu bölgede yetişen sebze ve meyveleri işliyoruz. Egzotik ve dışardan getirilen sebze ve meyveler işleme tesislerimizde yer almıyor. Aynı şey kuru yemişler için de geçerlidir. Sadece bölgemizde yetişen kuru yemişleri işliyoruz. İhracatımızda en büyük pay, birkaç çeşit kurutulmuş eriklere ait, geçen yıldan itibaren ise yerli cinslerden kurutulmuş kayısı da ürünlerimiz arasında yerini aldı. Bizler yüksek mağliyetinden dolayı Moldova veya Sırp ürünleriyle rekabet edemesek de, şöyle büyük bir önceliğimiz var. Olağanüstü lezzetli ürünlerimiz var ve bu lezzeti yetiştirdiğimiz yerli meyve ve pek fazla olmayan sebze cinslerine ve bölgemize borçluyuz. Onlar zaten daha meyvede çok lezzetli oluyorlar ve daha sonra da işlendikten sonra elde ettiğimiz ürünün lezzetin eşi benzeri olmuyor. Dediğim gibi bunlar erik, kayısı ve kuru yemişlerden başta çeviz geliyor.
Nikolay Hristov, “Bölgemizde mevcut çeviz ağaçlarının yaşı 15’i buldu ve ilk olarak dikilen fidanlar artık meyve vermeye başladı. Yenilerin yanısıra eski çeviz ağaçları da hayli fazla. Bunlar kara yollarının boyunda olduğu gibi orman işletmelerinde de ceviz bahçeleri mevcut. Yani çeviz ağacı çok da, onları toplayacak insan yok. Tüm sorunlar da buradan kaynaklanıyor” diyerek önemli sorunlardan bir tanesine parmak bastı.
Genç iş adamı, ülkemizdeki sebze ve meyve işleme tesislerinin yetersizliğine dikkat çekiyor:
Bulgaristan’da böyle tesisler mevcut, fakat ağırlıklı olarak Güney Bulgaristan’da bulunuyorlar. Kuzeydoğu Bulgaristan’da ise başka böyle tesis yok, sadece kurutma tesisi olarak konuşmuyorum. Ülkemizde tarımın her alanında işleme tesislerine ihtiyacı duyuluyor- yani tahıl üretimi, sebze ve meyve üretimi. Şu aşamada herkes üretiyor ve satıyor. Bundan dolayı ürünü satmak en ucuza geliyor ve gelirler de düşük oluyor. Ekonomik açıdan katma değerin çok önemli olduğu kanıtlanmıştır.
Nikolay Hristov’un özel olarak Bulgaristan Radyosuna verdiği demeçte konu, tekrar meyve bahçelerine geldi:
400 dka meyve bahçemiz var, yıl boyunca yanımızda 15 kişi çalıştırıyoruz. Yoğun iş sezonunda daha 10 kişiye iş veriyoruz, çünkü bizim birçok faaliyetimiz mekanize ve optimize edilmiştir. Diğer bahçe sahipleri gibi sezon içinde yüzlerce işçiyi işe alma alışkanlığımız yok, bu bahçelerde olduğu gibi, işleme tesisleri için de geçerli. Bugünkü çalışmalarımızdan bahsedecek olursam, ürettiğimiz kurutulmuş meyvelerin paketleme işlerini yapıyoruz, çünkü zincir mağazalara yapılacak dağıtım kampamyasının arifesindeyiz.
Silistra bölgesinde faaliyet yürüten şirket, Avrupa sübvansiyonlarından yararlanmak amacıyla farklı projeler hazırlıyor ve programlara katılıyor. Örneğin, “Tarım alınında yatırımlar”, “Kırsal Bölgelerin Kalkınması” Programları gibi. Nikolay Hristov’un yorumu şu şekilde oldu “Devamlı projeler hazırlıyoruz, bazıları onaylanıyor, bazıları onaylanmıyor. Fakat, bu da gelişmek için yollardan bir tanesi. Devletin verdiği imkanlardan yararlanmaz isen işlerinin yolunda gitmediğinden dolayı şikayet etme hakkına sahip değilsin” dedi.
Çalışmalarınızda eksik olan nedir, şeklindeki soru üzerine genç girişimci ve yatırımcıdan herkesi şaşırtacak bir cevap aldık:
Yokluğunuz hissetiğimiz şey adalettir. Yargı sisteminin iyi çalışmadığını ve sorumluluk açısından herkese adaletli davranmadığını düşünüyoruz. Çalışan bir kişinin, bürokrasinin yarattığı haksızlıkla baş etmek için hiç bir mekanizmaya sahip değildir. Örneğin elinde küçük bir bavulla dolaşan devlet memuru, dev bir şirketi durdurabilir, onu iflasın eşiğine getirebilir ve buna sadece ve sadece yanlış yazılmış bir idari işlemle yapabilir. Ki bu işlem mahkemeye gittiği zaman, birinci, ikinci veya üçüncü savunmada mahkeme tarafınca zaten haksız bulunacak. Ama bu tam iki yılınızı alacak. Bu başımıza geldi, bizler şirket olarak bunun acısını çektik. Ama bütün bu sorunlar, hala yargı sisteminin yavaş çalışmalarından dolayı meydana gelmeye devam ediyor. Bu çok büyük bir problem, sadece bizim değil. Maalesef, bu ulusal bir mesele. Ve benim ağırımı giden de budur. Çünkü başka herşey ile baş edebiliriz.
Fotoğraflar: özel arşivÜlkemizde bu yaz çıkan yangınlarda küle dönen orman sayısına ilişkin kesin bir istatistik bulunmuyor. Avrupa Orman Yangını Bilgi Sistemi verilerine göre, Bulgaristan’da her yıl buna benzer 600 orman yangını meydana geliyor. Ve yangınlar..
BNR’ye konuşan Piyasa Ekonomisi Enstitüsü'nün kurucusu ve Sofya Üniversitesi öğretim görevlisi ve ekonomi uzmanı Doç. Dr. Krasen Stanchev , “Ülkedeki siyasi kriz, ekonomiyi bir-iki yıla kadar kısa vadede etkilemiyor.” dedi. “ Siyasi kriz ,..
Tarım Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, çiftçiler, Kırsal Kalkınma Programı’nın “Tarımsal İşletmelere Yatırımlar” alt tedbiri kapsamında 2014-2020 dönemine ilişkin sulama projelerini 15 Kasım’a kadar sunabilir . “Meyve ve sebze”,..