Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Büyük Göç’ten 30 yıl sonra: İki memleketimiz oldu

30 yıl önce 29 Mayıs akşam saatlerinde dönemin komünist lideri Todor Jivkov Bulgaristan Devlet Televizyonu’ndan yaptığı açıklamayla Türkiye’nin sınırılarını açması ve ülkede yaşayan Türklerden isteyen herkesin Türkiye’ye göç edebileceğini duyurdu.  1984- 89 yılları arasında ülkede yaşayan Türk ve Müslümanların isimlerinin zorla değiştirmesi ve Türkçe’nin yasaklanması  süreci ile baskılar 1989 “Büyük Göç” ile son bulur.

Bulgaristan’dan 350 bine yakın kişi 1989 yaz aylarında göçe zorlanır. Bulgar yeni tarihinde bu süreç “Büyük gezi” adıyla anılır.

TODOR JİVKOV: KENDİNİ BULGAR HİSSETMEYEN BULGARİSTAN’I TERK EDEBİLİR

29 Mayıs BNT televizyon konuşmasında Todor Jivkov:  “Bulgaristan’ı kendi vatanı olarak görmeyen ve dış güçlerin müdahalesiyle ülkelerine karşı koyan, komünist partisine itaat etmeyen, kendini Bulgar hissetmeyen vatandaşlar Bulgaristan’ı terk edebilir” diyor.

BKP Merkezi Komite Genel Başkanı Jivkov Türkiye yönetimine çağrıda bulunur: “Bulgaristan’dan bütün müslümanlar için sınırları açın. Türkiye’de geçici veya kalıcı olarak yaşamak isteyenlere sınırlar açılsın” dedi.

Komünist dönemde giriş- çıkışların neredeyse yasak olduğu Bulgar- Türk sınırındaki baryerleri kaldırarak, 1989 yılı 30 Mayıs’tan sonra “Büyük gezi” adı verilen zorunlu göçün temeli atılmış oldu.

Todor Jivkov’un 29 Mayıs çağrısı üzerine, Türkiye’de Turgut Özal dönemi yönetimi 3 Haziran’da Kapıkule sınır kapısını açtı ve dev bir göçmen akımını karşıladı.

ÜÇ AYDA 360 BİN KİŞİ GÖÇ ETTİ

3 Haziran- 21 Ağustos 1989 tarihine kadar gayrıresmi verilere gore 360 bin Bulgaristan Türkü Türkiye’ye göç etti.  Onlardan 40 bin’I Jivkov rejiminin sona erdiği 10 Kasım 1989 tarihine kadar geri döndü. Daha sonraki dönemlerde de 100 bin’e yakın kişinin Türkiye’den Bulgaristan’a geri döndüğü tahmin ediliyor.

BULGARİSTAN BU SAYFALARLA YÜZLEŞMEDİ

1989 ylının acı dolu yazında binlerce aile sınırın iki tarafında parçalanmış kaldı.Tarihçiler bu yeni dönemle ilgili olayları objektif bir süzgeçten geçirmedi, sosyalist dönemin baskılarıyla ilgili tek bir suçlu yargı önüne çıkarılmadı.

Göçten 30 yıl sonra Türkiye’ye göç eden Bulgaristan Türklerinin çir çoğu yeniden Bulgaristan vatandaşlığını aldı, “çifte vatandaşlık” hakkından yararlanarak, Bulgar pasaportuyla Avrupa Birliği ülkelerinde serbest dolaşım hakkından yararlandı.

Binlerce göçmenin çocukları üniversite eğitimi için Bulgaristan’a geldi, Kırcali, Varna, Sofya, küçük, büyük şehirlerde neredeyse saat başı otobüs seferleri açıldı, iki ülke arasındaki geliş- gidişler çoğaldı.

Telefonla görüştüğümüz ve 1989 göçü ve üzerindeki etkileri sorduğumuz Ürküş Şakiroğlu “Bizim iki memleketimiz var, diyor. “Türkiye’ye gidince Bulgaristanlıyız, diyoruz, Bulgaristan’a gelince Türkiyeliyiz, diyoruz.  Kızım Varna’da üniversiteyi tamamladı, Sofya’da yüksek lisans yaptı. O da Bulgarcayı öğrendi. Her iki vatan da bizim vatanımız” dedi. Çorlu’da yaşayan Ürküş Şakiroğlu, Tervel’in Bezmer köyünden liseyi yeni bitirmiş genç bir kız olarak hayallerinin suya düştüğünü, göç sonrası yeni hayaller, yeni zorluklara göğüs gerdiğini söyledi. Travmaların derinliği ise, hayat boyu silinemez. 

Ürküş Şakiroğlu 1989 zorunlu göç sürecini şöyle değerlendirdi:

Ürküş ve Nurseven 30 yıl önce.Ürküş ve Nurseven 30 yıl sonra.Haziran başında kitlesel göçten önce ise, Türk toplumun önde gelen aydınları, öğretmenleri ve halka liderlik yapabilecek vasıfta kişiler sınır dışı edildi.
Aileleri haftalarca bu kişilerden haber almadı. Öğretmen babası, mühendis eniştesi, öğretmen ablası ve halasının büyük göç öncesi sınır dışı edilen Nurseven Özgür de  o günleri  “hayatımda izi silinmeyecek kara anılar” olarak tanımladı.

Bugün başarılı bir mimar olan Nurseven Özgür, Bulgaristan vatandaşlığını da geri aldı, bu imkan sayesinde de oğluyla İngiltere’ye yerleşti. Özel bir kolejde çok başarılı olan oğluyla gurur duyuyor. Diğer oğlu da Kanada’da başarılı bir üniversite öğrencisi. “Bulgaristan Türkleri her zaman disiplin ve çalışkanlığı ile, azim ve geniş kültürüyle tüm zorluklara ve yaşadıklarına rağmen, başarılarından ödün vermedi” diyor.

Nurseven Özgür ile röportajı aşağıdaki ses linkinden dinleyebilirsiniz:

Fotoğraflar: arşiv, özel arşiv ve youtube


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Galeri

Kategorideki diğer yazılar

Teodora Dimova

Komünist geçmişin konuşulması gerekliliği gitgide artıyor

Bulgaristan, totaliter rejim kurbanlarının anıtı bulunmayan tek Avrupa ülkesi olmaya devam ediyor. Uzun zamandır tedavi edilmeyen bir yara gibi toplumumuzun çağdaş statüsüne damga vuran bu utanç verici durum, yüzlerce insanın varlığını sürdürmek adına..

Eklenme 25.06.2024 05:30

Sofya “Az. Kliment Ohridski” Üniversitesi’nin İktisat Fakültesi 30 yıldır Fransızca eğitim vermekte

Bulgaristan’da üniversite eğitiminin gelişmesini ve yerli ilmin ilerlemesini sağlayan en önemli unsurlar bağışlar ile vizyonerlerdir.  Evlogi Georgiev, yurt dışında geçirdiği onlarca yıl boyunca, girişimci ruhu ve vatanseverliği sayesinde,..

Eklenme 24.06.2024 06:05

AP'nin yeni yapısıyla Avrupa siyaseti nasıl değişecek?

Avrupa Parlamentosu seçimlerinin sonuçlarının   netleşmesinin ardından "iktidar savaşı" çoktan başladı. İlk bakışta kontrolün Avrupa Halk Partisi, Sosyalistler ve Demokratlar ile "Renew Europe" Yenilenen Avrupa   arasındaki..

Eklenme 19.06.2024 22:15