Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Cuma öğleden sonra

Cuma namazı

Photo: internethaber

Meşhur fıkradır:

Adamın biri Cuma günü ölmüş. Definden sonra adamın oğlu hocaya gitmiş ve
“Babam Cuma günü öldü öbür tarafta iyi karşılanır, değil mi?” diye sormuş. Hoca:

“Namaz kılar mıydı?"demiş ve aralarında konuşma şöyle devam etmiş:

“Hayır, ama Cuma günü öldü!”

“Kumarı, içkisi var mıydı?”

Vardı, ama Cuma günü öldü!”

“Yalan söyler miydi?”

Evet, ama Cuma günü öldü!”

“Hovardalığı var mıydı?"

"Evet, ama Cuma günü öldü!" diye tekrarlayıp durunca Hoca sonunda dayanamamış:

“Cuma günü ellemezler babanı, ama Cumartesi adam ederler!”

***

Bu bir fıkra, tabiî, ama her fıkra gibi gerçek payı da var.

Cuma, haftanın yedi gününden biri, ama müminler için ayrı bir yeri var. Güneşin üzerine doğduğu en hayırlı gün olan Cuma, bizim haftalık bayramımız. Bu günde, iki Cuma arasında işlenen küçük günahlar silinir. Cuma günü, taşıdığı manevî hazinelerin yanı sıra Müslümanların kimliğini ortaya koydukları mübarek gündür. Bu yüzden Peygamber Efendimiz, mazeretsiz olarak üç Cuma namazını kılmayanın kalbinin mühürlendiğini bildirmiştir. Hatta eskiler, “üç Cuma namazına gitmeyenin nikâhı düşer” derlerdi. Bu söz, dinî açıdan doğru olmamakla beraber işin ciddiyetini gösteren bir ifadedir.

Bizler, Müslümanlar olarak Cuma akşamı ya da Cuma günü ölmekle avunmak, övünmek ve kendimizi kandırmak yerine Cuma gününü, hatta Cuma akşamını değerlendirmeliyiz. Cuma günü hususunda Rabbimiz inananlara açık bir çağrıda bulunmuştur. Ne işiniz olursa olsun, ezanı duyduğunuzda ya da vakti yaklaştığında bırakın ve Cuma namazına koşun çağrısıdır bu. Ama ne demişler? Namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmaz... Cuma namazına gitmeyecek olan ezanı da, işini de, affedersiniz, çişini de mazeret olarak gösterebiliyor, Allah korusun!

Oysa Cuma namazı, öyle hafife alınacak bir şey değil... Müslümanım diyen, Cuma günü Müslümanlar arasında arz-ı endam edecek, orada bulunacak! Melekler onun Müslümanlığına şahitlik edecek, hatta Müslümanlar şahitlik edecek! Allah, Cuma günü bir araya gelmek suretiyle Müslümanların kim olduklarını açıkça ortaya koymalarını ve aralarında dayanışmanın sağlanması için ön bir adım olacak şekilde cem olarak, bir araya gelerek cemaat olmalarını istemiştir.

Bu bakımdan Cumanın hem dinî hem de ictimâî açıdan önemini anlayan bizden öncekiler, Cuma anlayışını canlı tutmak için bir Cuma kültürü geliştirmişler. Cumayı bir bayram havasında karşılayıp yaşamak için Cuma akşamına önem vermişler. Yasin, Kur’ân okuyup saç kokutarak, peksimet, kolaç, lokma dağıtarak Cumayı kalplere nakşetmişler. Cuma günü hamama gidip özel olarak giyinip kuşanarak camiye gidilmiş, salâ okuyarak cümle âleme Cumanın geldiği bildirilmiştir, hâlâ da bazı yerlerde böyledir. Belki bu Cuma kültürünün unsurları ile ilgili bazı “bilgisayar uleması” tenkitlerini dökeceklerdir, ama Cuma günü işte öyle bayram olur. Yoksa bazıları Cumanın geldiğini fark etmez, bazıları da Cuma namazı esnasında telefonlarıyla oynarken Cumayı kaçırıverirler.

Eğer Cumanın hakkı verilmezse, yüz Cuma mesajı gönderseniz kâr etmez, çünkü Cumanın mesajı alınmamıştır.




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Yahudiler Pesah (Hamursuz) Bayramı'nı kutluyor

22 Nisan'da gün batımından sonra Yahudiler için en büyük üç bayramdan biri olan Pesah (Hamursuz )  Bayramı başlıyor. Tarih ve gün olarak söz konusu bayram değişken olup ilkbahar ekinoksundan sonra ilk hilalin ortaya çıkışıyla başlayan Nisan ayının..

Eklenme 22.04.2024 08:28
„Benkovski’nin “Kanatlı çetesi”, ressam Petar Morozov

Georgi Benkovski’nin “Kanatlı" çetesindeki yabancılar

Bulgaristan Milli Kurtuluş hareketinin Dahili İhtilal Örgütü’nün kurucusu Vasil Levski, Bulgar toprkalarında devrimci komiteleri oluştururken, yabancıları bağımsızlık hareketine dahil eden ilk kişi oldu. Bunlar Baron Moritz von Hirsch'in "Doğu..

Eklenme 22.04.2024 06:30
Gaberovo köyü camisi

Ramazan Ayından Kalan Güzel Duygular ve Birikimlerimiz

Manevî bakımdan yoğun bir mevsim olan Ramazan ayı ve mübarek Ramazan Bayramından istifade etmiş olmanın sevinç ve mutluluğunu yaşarken, aynı zamanda feyiz ve bereketi sağnak sağnak üzerimize dökülen bu dönemin sonuna gelerek “Elveda ey şehr-i Ramazan”..

Eklenme 19.04.2024 14:00