İslâm bilgi anlayışına göre, insanın bilgi elde etme yolları bellidir. Bunların başında nakil veya nas olarak ifade edilen Kur’ân ve Hazreti Muhammed’in sünneti gelir. Allah’ın insana bahşetmiş olduğu akıl da bilgi elde etme yolunda, hatta nakli de anlama hususunda son derece önemli bir yere sahiptir.
Sezgi olarak ifade ettiğimiz bilgi edinme yoluna bazı alimler ilham demiş, bazıları keşif olarak ad vermiş, bazıları ise feraset olarak ifade etmiştir. Her birinin ayrı delilleri ve yaklaşımları vardır. Bu konu İslâm ekolleri arasında tartışılıp değerlendirilmiştir.
Feraset konusun Kur’ân’daki Hicr suresinin 15. ayetinde geçen mütevessim kelimesine dayandırılmaktadır. Ama ondan da öte konunun temelinde “Mümin kişinin ferasetinden sakının, çünkü inanmış kimse Allah’ın nuruyla bakar ve görür” anlamındaki hadis vardır.
İnsan, Cenab-ı Allah tarafından yaratılmıştır. Bu yaratılışın ilk faslı ruhlar aleminde, elest bezminde gerçekleşmiş, ikinci faslı cennette yaşanmıştır. Devamı ise dünyada yaşanmaktadır. Varlığını yeryüzünde sürdüren insanın genetiğinde yaratılış..
İslâm dini insanın bütün hayatını kuşatan itikadî, fıkhî ve ahlâkî normlar bütünüdür. Hatta İslâm dinî sadece dünya hayatıyla sınırlı olmayıp dünya ötesi, ahiret hayatı ile ilgili konulara da taalluk etmektedir. İnsan, ömrü boyunca her an bir şeyler..
Şükür, insanın fıtratından gelen, yani doğal özelliklerinden biridir. Yapılan iyiliğe, verilen nimete değer vermek, kadirşinaslık göstermek ve bunu bir şekilde şükran ve teşekkür ile dile getirmek anlamına gelen şükür, nankörlüğün zıddıdır. Zira nankörlük,..
Müslüman, her koşulda dininin emir ve yasaklarını göz önünde bulundurarak yaşama arzusundadır, bundan da öte böyle olmakla sorumludur. Bu sebeple..