“Vatanımızı nasıl sevmeliyiz?”.Bu sorunun değişik cevaplarını bir kitapta buluyoruz. “Bılgariya za naprednali” başlıklı kitapta 33 kişi Bulgaristan ile bağlarını anlatıyor.
Öykü kitabında Atanas Dalçev, Nikolay lilev, Kiril Hristov ve Rayko Aleksiev gibi klasikler de var. Bulgarların karakterlerini, zihniyetini irdeliyorlar, aksaklıklarına değiniyorlar.
Bir başka grup da ülke dışında yaşayanlar.Bulgar edebiyatını yurtdışında tanıtanlar var. Bulgarca kitapları çeviren ve popülerize eden yabancılar da var. Bulgar eşi olan yabancılar da yer alıyor kitapta. Bütün hikayeler vatanımıza bir bakış, aynı zamanda bir büyüteç gibi bu öykülerde bizim yüzümüz.
Svetlozar Jelev: "Bu kitap, milliyetçiliği vaaz eden ve vatanseverliği manipülasyon olarak kullanan insanlardan bir kaçış değildir. Bu bize Bulgaristan'ı nasıl seveceğimizi anlatmıyor, çünkü Bulgaristan her yerde ve her birimizde yaşıyor.”
Yıllarca dünyayı dolaştıktan sonra Kamelia Kucher, baba ocağına giden uzun yoldan bahsediyor:
"On üç yaşındaki döneme döndüm. İki farklı dünya arasnda kafası karışmış bir çocuk olmanın nasıl bir şey olduğunu hatırlamak ilginçti. 90'lı yllarda Bulgaristan'dan İsviçre'ye geldim ve uçurumların arasında büyüdüm. Bu uçurumları hep acı içinde yaşadım.
Bugün farklı dünyalar arasındaki sınırı kolay geçmeye öğrendim ve Bulgaristan'da da ışık olduğunu görebiliyorum.”
Georgi Gospodinov, ktaba "Vremeubejişte”adlı romanından bir alıntıyla katılıyor:
“Bulgaristan ile ilişkilerim çekim ve hüzün arasında.Burada olmadığım sırada beni çekiyor, burada iken beni üzüyor.Bir defa Reykjavik havaalanından çıkıp yoldayken ay manzarasına baktığımda, arkamda seyahat etmeyi seven, ancak köyden çıkmayan ama hep dünyayı merak eden ninem, babam ve dedemi hayal ettim. Sanki dedemin şöyle dediğini duydum – “Buraya hiçbir şey ekemezsin. “
İşte bu bizim seyahat arzumuz ve koruma refleksimiz – biz hep burada en güzeldir, deriz. Bu çelişkileri içimizde taşıyoruz ve anavatanımızla tartıştığımızda, aslında nesiller boyu birikmiş ilişkileri geri getirdiğimizi anlamalıyız. Bu nedenle bu kitaptaki metinler bizi memlekete götürüyor ve onunla uzlaşmak için bir girişimde bulunuyor. "
Rodoplar’da Momçilgrad’ın Konçe köyü yakınlarında, yol kenarındaki çeşmeyi görenler, onu ormanın ortasında bir sanat galerisine benzetiyor. Yusein Yusuf’un babası 1885 yılında çeşmenin yapımına başladı, bir sene sonra vefat ettikten sonra ise inşaat..
28. Bulgar Belgesel ve Animasyon Sineması Festivali “Zlaten Riton” ödülleri sahiplerini buldu . Yönetmen Henri Kulev’in “Byalo Ramo za Çeren Mıj ” (Siyah adam için beyaz omur ) adlı animasyon film ve Tonislav Hristov’un “Jelanieto na..
Plovdiv, 19 Aralık’a kadar devam edecek Bulgar belgesel ve animasyon sinemasının “Altın rhyton” festivaline ev sahipliği yapıyor. Her yıl düzenlenen festivalinin bu yılki film seçkisinde 50’nin üzerinde film yarışma programında, “Açık ufuklar” yarışma..
Rodoplar’da Momçilgrad’ın Konçe köyü yakınlarında, yol kenarındaki çeşmeyi görenler, onu ormanın ortasında bir sanat galerisine benzetiyor. Yusein..