Gündelik hayatımızda Allah ile iyi bir bağ kurup frekansımızı Onun neşrettiği maneviyat frekansına göre ayarlamak insan hayatına anlam katıp güzelleştirir. Allah ile bağımızın iyi olmasının temelinde sağlam inanç yatmaktadır. Güçlü bir iman ise insanın bütün hayatını belirli bir formata sokmaktadır. Düşünceler, davranışlar, sözler, hatta duygular bile o inanç ekseninde şekillenmektedir. Tabiî, belirli ölçüde bu farklı unsurlar arasında etkileşim söz konusu da olmaktadır. Bu bakımdan insanın güçlü inancının yanında düzgün sözlerinin ve davranışlarının olması da son derece önemlidir.
Bu bağlamda bakıldığında Müslüman-Türk kültüründe inanç, söz, davranış ve duygular arasında doğal ve dengeli bir birlikteliği yaşatma örneklerini farklı alanlarda görebiliriz. Meselâ, sırf kalpteki Allah inancı, sıkıntılar yaşaan bir insana yardım etme davranışını sergilemeye sevk ettiği gibi, güzel sözler söyleyerek onu teskin etme, gönlüne ferahlık verme gibi güzel bir sonuca götürebilmektedir. Bundan hasıl olan olumlu duygular ve manevî ortam ise iki tarafı da etkileyebilmektedir.
Dolayısıyla imanımızı güçlü tutup davranışlarımızı iyileştirmek ve “Allah sabır versin!”, “Allah rahatlık versin!”, “Allah beterinden saklasın!” gibi ifadelerle hem Allah’ı anmak hem de birinin derdine deva olacak bir duada bulunmak ne kadar anlamlı olur, değil mi?
Eskiden Küçük Noel veya “Neyadka” (Yemek yemeyen) olarak da adlandırılan Noel Arifesi , bir sonraki yılın tamamını etkileme gücünü taşıyan karanlık, korkutucu bir dönemin parçası olarak kabul edilirdi. Bu nedenle Noel'den..
Aynen geçmişte olduğu gibi günümüzde de Noel’den önceki günün erken sabah saatlerinden itibaren haneleri yılın en önemli akşam yemeği için yapılan hazırlıkların telaşı sarar . İsa’nın doğumu arifesinde yenen yemekler hayvansal ürün içermese de sofra..
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.