Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Büyük opera sanatçısı Gena Dimitrova'nın doğumunun üzerinden 80 yıl geçti

Photo: arşiv

Bulgar Ordusu’nun günü, Hıristiyan bayramlarımızdan Gergövden’in kutlandığı 6 Mayıs’ta 80 yıl önce büyük opera sanatçımız Gena Dimitrova dünyaya geldi.

Bulgaristan’ın opera sanatındaki amblematik kişiliklerden olan Gena Dimitrova, Verdi operalarında en başarılı sanatçılardan biri olarak tanındı, öğrenci, hayran ve takipçilerinden en içten anılar bıraktı. Kayda değer bu yıldönümüne adanmış kültürel etkinlikler artık başladı. Sofya Operası 30 Nisan’da Aleksandrina Pendaçanska ve Kiril Manolov’un baş rolleri canlandırdıkları ‘Makbet’ opera temsilini sundu. Opera divasının yeğeni olan ressam Plamen Rusev ‘Ejderha Tüyleri’ adlı sergisini ona adadı. Bulgaristan Radyosu’ndan bizlerse Gena Dimitrova’nın yaşam öyküsünden en önemli anları sizlere anımsatacağız.

Pleven şehrine yakın Beglej köyünde dünyaya gelen Gena müzik kariyerine Bulgaristan’da başladı. Verdi’nin ‘Nabucco’ operasındaki Abigaille karakteri 1967 yılında Sofya Operası sahnesinde canlandırdığı ilk rol oldu.

Verdi'nin Nabucco operasında Abigaille rolünde.

BNR’nin Altın Fonu’nda 1978 yılından itibaren korunan kaydında Gena Dimitrova şunları anlatıyor:

"Opera müziğiyle ilk temasımın ne zaman gerçekleştiğini hatırlamıyorum ancak meslek sahibi olma hayaliyle yaşayan biri olarak şekillendiğim 20. yüzyılın 50’li yıllarında  dokunduğum bütün müzik eserleri beni etkiledi. Bu etkileşim sonucu lise öğretmenlerim tarafından farkına varılan sesimi geliştirerek opera sanatına götüren yolu seçtim. Herşeyi kolaylıkla elde ettiğimi söyleyemem. Konservatuara (bugünkü Panço Vladigerov Ulusal Müzik Akademisi) devam ettiğimde her şey sıfırdan başladı. Hazırlıklı değildim ancak iyi kulağım ve Tanrı vergisi bir müzik yeteneğim olması her gün karşılaştığım güçlükleri atlatmama yardımcı oluyordu. Sıradışı ses kabiliyetimden dolayı beni Konservatuarın hazırlık sınavına kabul ettiler. Sesimin gelişmesine büyük özen gösteren Prof. Brambarov’un sınıfına hemen alındım. Beş yıl kadar vokalizler söylemeyi öğrendim, ardından ayrı opera eserleri üzerinde inatçı denebilecek bir şekilde çalışmaya başladım. Operaevine kabulümden sonra profesör Brambarov’un yönetimi altında ayrı aryalar öğrenmeye başladım."


Müzik öğrenimi sırasında Gena Dimitrova geçimini sağlamak için Konservatuar yemekhanesinde çalışmaya başladı. Sınıf arkadaşlarından bazıları ‘köylü kızı’ ile alay ediyordu. Öğretim üyelerinden birinin Gena ile ilgili sözleri şimdi de iyi hatırlanıyor: ‘Bugün yemek yediğiniz tabakları yıkadığı için onunla alay ediyorsunuz ama günlerden bir gün siz onun tabaklarını yıkayacaksınız’.

Gena ayrıca 1970 yılında Sofya’da yapılan uluslararası genç opera sanatçıları yarışmasında elde ettiği birincilik ödülünün kendisine Milano’nun La Scala operasındaki genç opera sanatçıları stüdyosunda iki yıllığına uzmanlık görmesine fırsat sağladığını anlatıyor. Stajı esnasında genç opera sanatçısı İtalya’da yarışma ve opera temsillerine katılıyor. 1972 yılında Placido Domingo ve Piero Cappuccilli ile beraber Giuseppe Verdi’nin  ‘Maskeli balo’ operasında Amelia rolünde oynuyor. Wiener Staatsoper (Viyana Devlet Operası’nda’ki) ilk çalışması 1978’de gerçekleşiyor. Bundan önce Avrupa’da, Arjantin ve Brezilya’daki büyük opera tiyatrolarındaki temsillere katılıyor.

1980-1983 yılları arasında Gena Dimitrova ‘Arena di Verona’ sahnesindeki temsillerin düzenli bir konuğudur. 7 Aralık 1983’te ‘La Scala’ operasındaki ‘Turandot’ prömiyerine katılımı onun için olağanüstü başarılı bir onyıllığın başlangıcını koyuyor. 

Puccini'nin

Franco Zeffirelli’nin sahneye koyduğu ‘Turandot’ temsilinde Gena yine Placido Domingo ile beraber oynuyor. Verdi’nin ‘Macbeth’operasında Lady Macbeth  ve La Scala’da ‘Aida’, Salzburg’da yine Abigail karakterini canlandırıyor

Bugüne dek opera dünyasında opera yönetmeni Zeffirelli’nin Milano’da senografisini gerçekleştirdiği ‘Turandot’ temsili hakkında merak uyandıran ayrıntılar anlatılıyor. 

Seyircilerin prömiyerde Bulgar opera sanatçısını alkış tufanına tutmalarına rağmen  görkemli, pahalıya mal olan bu temsil müzik eleştirmenlerinin hoşuna gitmiyor, onların bu olumsuz tutumu skandal halini alıyor.Daha sonraları yönetmen ’Çin prensesini’ Metropoliten Operası’na taşımayı kararlaştırıyor ve rolünü canlandırması için Gena Dimitrova’yı ikircimlik göstermeden davet ediyor. Bu, Gena’nın bu itibarlı opera tiyatrosuna ilk gelişidir. Ardından 10 yıl süreyle her müzik sezonunda ismi programında yer alıyor.


Gena Dimitrova Atina, Roma, Budapeşte, Sofya ve diğer kentlerde uzmanlık kursları yönetiyor. Genç opera sanatçılarıyla çalışmalar yürütüyor, bazılarına kendi katıldığı konserler düzenliyor. Opera sanatının geleceğine yönelik çalışmaları anısına Pleven şehrinde bu yıl dördüncüsü düzenlenecek "Gena Dimitrova" uluslararası yarışması yapılıyor.

Gena Dimitrova'nın Viyana'da evi önündeki anıt.

Viyana’daki evi ve Beglej köyünde doğduğu eve sembolik şekilde konulan anı levhaları bu unutulmaz opera sanatçısının güçlüklerle ancak aynı zamanda büyük başarılar ve dinleyicilerinin sevgisiyle dolu hayatını anımsatıyor.

Fotoğraflar: arşiv,operasz.bg ve BGNES

Çeviri: Neli Dimitrova




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

"Sessiz avaz" ve zayıf olmaktan korkmama mesajı

Virginia Sabeva- GINI’nin hayatı müzik. Küçükken koroda şarkı söyledi, daha sonra müzik okulunda okudu, “X Factor” müzik yarışmasına katıldı ve yurtdışında çalıştı. Norveç’ten döndükten sonra, müzik öğretmeni olarak çocuklarla çalıştı. Çocuklarla..

Eklenme 11.12.2024 12:28

Pavell Nikolov’tan "Tek Kişilik Hücrede" parçası

Pavell & Venci Venc ikilisi ile tanınmaya başlayan Pavell Nikolov, müzikte kendi yolunda gitmeyi tercih etti . 10 Aralık’taki doğum gününe sayılı günler kala “V izolatora” (Tek Kişilik Hücrede) adlı solo parçasının tanıtımını yapan Pavell,..

Eklenme 10.12.2024 12:03

Sonya Yoncheva: Kültür yalnız bizim geleceğimiz değil, daha iyi bir geleceğin anahtarıdır

New York doğumlu dünyaca ünlü opera sanatçısı Maria Callas’ın “Ya sanatçı doğarsınız, ya da hiç sanatçı olamazsınız” sözlerinin gerçekliği yankılanıyor bugün kulaklarımızda. Callas’ın doğumundan tam 101 yıl sonra gerçek bir dünya yıldızı olan..

Eklenme 03.12.2024 12:48