Günlük yaşamımızda seyahat ederken nasıl birer insanız? Duygusal halimiz nasıl değişiyor? Zekanın transit bir durumu mevcut mu? Bunlar, aile mesleği fotoğrafçılık olan Delyan Vılçev’in "In Transit" konulu debüt fotoğraf sergisinde sorduğu soruların bir kısmı. Varna’nın "Boris Georgiev" şehir resim sergisinde teşhir edilen görüntülerde bu soruların cevapları bulunabilir gibi görünüyor.
Delyan değişim halini iyi bilen biridir. 36 yıl önce Ruse’de doğuyor, Varna’da yetişiyor, 15 yaşındayken anne babasıyla beraber New York’a taşınıyor. Orta öğrenimini, lisans sanat derecesini, "Grafik tasarım" eğitimini orada tamamlıyor. 2013 yılından itibaren serbest meslek sahibi olarak fotoğrafçılık yapıyor, birkaç yıl öğretmenlik tecrübesi de var.
Varna’da teşhir ettiği fotoğraflar, Büyük Elma’nın belirleyici yerlerinden biri olan metroda uzun yıllar alan görüntüleme çalışmalarının bir eseridir. Metroda Wall Street’te bir borsacı, Meksika’dan bir göçmeni yan yana görebilirsiniz.Onların orada eşit durumları mevcut.
"New York metrosunda ilk önce herhangi konseptim olmadan 2014 yılında fotoğraf çekmeye başladım. Bir yıl sonra şimdiki sergi fikrini içimde şekillendirmeyi başardım. Tasarım transit geçirilen zaman fikrine odaklanıyor. Bu zamanın içinde New Yorklular günlük hayatlarının bir kesiminden başka bir kesimine geçiyorlar.
Bu geçiş döneminde onlar belirli bir emosyonel durumdan başkasına geçiyorlar. Örneğin, ev sorunlarından uzaklaşıp bir iş görüşmesine gidiyor, ya da iş rutinine devam ediyorlar. Projemin özünü ayrı bir psikolojik durumu yaşatan metro istasyonunda bekleme ve yolculuk oluşturuyor. Metroda yolculuk edenler biraz gevşiyor ve bu ‘zamansızlık’ kesimi içinde kendilerini gösteriyorlar, diye anlatıyor fotoğrafçı Delyan Vılçev Bulgaristan Radyosu’na öyküsünde.
Fotoğraflarını 2014 yılından başlayarak Covid-19 salgınına kadar çekti Delyan. Nüfusunun yüzde 90 kadarı New York metrosundan yararlandığı için "İn Transit" sergisinin kent sakinlerinin bir portresini oluşturduğunu kabul edebiliriz.
"Sergide 30 fotoğrafım teşhir ediliyor. Bazıları yakın planlı bir görüntü, diğer bazıları metro platform veya vagonlarından toplu sahneler oluşturuyor. Fotoğraflarda herkesin yüzü görüntülendiği için bunları birer portre olarak tanımlayabiliriz“ diyor Delyan Vılçev.
İnsanlar arasındaki yabancılaşma tasarımın ikincil bir konusu halinde. "Sokak fotoğrafları yaparken sosyal ve toplumsal hayatın önde gelen, zamanını belirleyen konularından bazılarını yakalayamamak kaçınılmazdır. Haklısınız, yabancılaşma büyük kentlere özgüdür. Cep telefonları, yeni teknolojiler bu yabancılaşmayı daha da artırıyor" diyor Delyan Vılçev.
Fotoğrafları Varna Şehir Resim Galerisi’nde 6 Temmuz’a kadar görülebilir. Delyan Vılçev, ‘İn Transit’ sergisinin ikinci evi olan New York’ta, ayrıca diğer Bulgar şehirlerinde teşhir edilmesine de can atıyor.
"Ziyaretçilerin fotoğrafları görünce buna emosyonel tepki göstereceklerini, sergiyi hissedeceklerini umuyorum’ diyor Delyan Vılçev.
Fotoğraflar ve reprodüksiyonlar: Delyan Vılçev
Çeviri: Neli Dimitrova
Yurtdışındaki Bulgar Kültür Enstitüleri'nin başlıca işlevi, Bulgar kültürünün başarılarını tüm çeşitliliğiyle ev sahibi ülkenin izleyicilerine sunmaktır. “Programımız zengin ve renkli olmalı ki herkes kendisi için ilginç bir şeyler bulabilsin” -..
Bulgar okuma evi, halkın maneviyatını ve geleneklerini yüzyıllardır koruyan eşsiz bir kurumdur. Razlog kasabasındaki “Razlog -15 Eylül 1909” okuma evi 115. kuruluş yıldönümünü kutluyor. Bu vesileyle 30 Eylül'de Rila,Pirin ve Rodop dağları..
Yurtdışındaki yurttaşlarımız için yazılan eski ve yeni metinlerden oluşan repertuvarı ile Avrupa’daki 17 başarılı gösterinin ardından “Masal posta kutusu” edebiyat formatı Avrupa tunesine daha 11 yer ile devam ediyor. Etkinlikte Aleksandır..
On yıllardır Almanya’da yaşayan Emilia Juecker’in sözlerine göre “Bulgarlar dünyayı süslüyor”. Hamburg’ta 30 Kasım’da soydaşlarımızı bir araya getirecek..