“Radyodaki programlar ananneme bu köyün ötesindeki dünyaları tanıma şansı verdi”
74 yıldan beri yayın hayatına dinleyicilerden aldığı ilham ve güçle devam eden BNR Türkçe Yayınlar Bölümü sınırları, kişileri, aile bağlarını, gurbetteki sesleri, uzakları yakın kılan sözler ve bazen de eksik kalan duygu itiraflarının sözcüsü de olmuştur!
İstanbul’da oturan bir dinleyicimiz Ardino’nun bir küçük köyünde yaşayan 92 yaşındaki annesine duygularını yeterince ifade edememekten duyduğu üzüntüyü dile getirerek, onu radyodan dinleteceği bir şarkıyla ifade etmek istedi.
“Hani eski zaman masalları anlatır
Hüznümü huzura dolarsın
Kaşım gözümden çok içim bir parçan
Annem sen benim yanıma kalansın
Annem, annem
Sen üzülme
Sözlerin hep
Yüreğimde”
Köy hayatının çilesinde ve aile bağlarında söylenmekten çekinilen “seni seviyorum anneciğim” gibi sözlerin yolunu bir şarkıyla radyomuzdan iletmeyi seçti dinleyicimiz.
Her gün postadan, facebook’tan, e-mail yoluyla gelen, telefondan iletilen onlarca sevgi mesajından bir örneği buradan sunarak, Rodopların tütün tarlasından VEF markalı cihazdan Sofya Radyosu programlarından başlayan bir yolun, 92 yaşındaki Sabriye Rasim’den, kızı Yıldız’a, ondan ise oğlu Ahmet Can Karapınar’a uzanan gönül bağına değinen mektubu paylaşacağız.
Nesilden nesile aktarılan sevgi- Sofya Radyosu!
“İsmim Ahmet Can Karapınar. Bu e-postayı İstanbul'dan annem Yıldız Karapınar adına yazıyorum.
Kırcaali'nin Ardino ilçesine bağlı Kitnitsa köyünde yaşayan ve her gün BNR'nin Türkçe yayınını severek takip eden 92 yaşındaki anneannem Sabriye Rasim Halil'e radyodaki Türkçe yayınlardan, kızı Yıldız adına selamlarımı ve sevgilerimi iletmek istiyorum.
“Anaannem eski VEF markalı radyosundan sizi dinlerdi”
Anaannem, annemin paylaştığı üzere, özellikle köyün ana geçim kaynağını teşkil eden tütün ekimi ve yetiştirilmesinin 1990'ların başlarında bırakılmasının ardından sahip olduğu boş zamanlarını eski VEF marka radyosundan Sofya Radyosunun Türkçe yayınlarını takip ederek geçirmeye başladı.
Öncesinde de radyodaki programları, bu köyün ötesindeki dünyaları tanıma şansı veren bu güzide cihazdaki programları, takip etmekteydi.
Bilhassa ''Arkası Yarın'' isimli sesli piyesler, sadece anneannemin değil, tüm ailenin severek dinlediği ve devamını da ertesi gün için heyecanla beklediği programların başında gelmekteydi.
Radyo yalnızca eve ait bir cihaz değildi.
Bilhassa uzun ve zorlu bir emek süreci gerektiren tütün ekimi sırasında da radyonun pilleriyle beraber tarlaya götürülmesi, çalışma rutininin adeta bir parçası olmuştu.
Son olarak da, annem şunu sizlerle paylaşmamı istedi. Candan Erçetin'in ''Annem'' isimli şarkısının seçimi tesadüfi bir seçim değil ve sadece sanatsal zevklerle açıklanamayacak uzun, belki de bir hayat boyu süren ve devam eden bir sürecin ürünü.
Kırsal hayatın, bilhassa Rodoplarda dağ köylerindeki hayatın, getirdiği tüm zorluklar, yaşam ve geçim mücadelesi insanların çoğu zaman oturup hayat üzerine düşünmesine ve birbirleriyle samimi paylaşımlarda bulunmasına ne yazık ki fırsat vermiyor. Bu sebeple de aile içinde dahi duygular çoğu zaman ifade edilemeyebiliyor ve zaman zaman bu da sevginin var olmadığına dair yanlış bir intiba edinilmesine sebep olabiliyor.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi, Bulgaristan Türklerinin tarihinin ayrılmaz bir parçası olan göç olgusu da, bu aileleri ayırıyor. Çoğu zaman araya sınırlar giriyor. Ancak yine de her zaman anneyle evlat arasında o doğuştan gelen bağın gücü hissediliyor. Annem, bu mesajıyla, tüm bunları anneanneme ifade etmek istedi.
Radyodan, anneannemin hayatında önemli bir yeri olan ve telefonla aramaktan çok daha fazlasını temsil eden bu cihazdan sizlerin de aracılığıyla, anneannemin bunların duymasını istedi.
İlginiz ve programda yer vereceğiniz için en içten teşekkürlerimi sunarım.
Saygılarımla,
Ahmet Can Karapınar
Bulgaristan’ın kuzeydoğusunda yer alan Veliçka’da köyün doğal mirasının birer parçası haline gelen iki asırlık meşe yi bilmeyen yoktur. Quercus spp türünden olan ağaçların etrafı 1990 yılında çitle çevrelendi, tahmini yaşlarını gösteren tabelalar..
“Kültür Başkentimizde” keyifli yolculuğun ikinci bölümüne hoş geldiniz! Son olarak Roma Stadyumu önünde kalmıştık. Medeniyetler beşiği şehrin 2. ve 3. asır antik dönem kalıntıları üzerindeki meydanda bir de minare yükseliyor. Dönemin..
Ülkedeki çocuklarda balık tüketme alışkanlığı yok. Her beş çocuktan biri balık yemiyor. Balık tüketmek, mutfak geleneğinin bir parçası değildir. Okullu çocukların beslenme alışkanlıklarına dair ulusal çapta düzenlenen temsili araştırma dan..
Bilek güreşi, ülkemizde prestijli bir spor türü olarak az anılsa da Bulgaristan bu dalda dünya gücü olmak konusunda iddialıdır. Bulgar bilek güreşçileri,..
Konyovets köyünde bulunan “Kabiyuk” harası, 1864 yılında Ruse Valisi Midhat Paşa tarafından Osmanlı ordusuna at yetiştiricliği yapılması amacı ile kuruldu...