Günümüz koşullarında en az Covid-19 kadar tehlikeli bir salgınla karşı karşıyayız. Gün geçtikçe yavaş adımlarla ama kesin olarak yaşamdan ve toplumdan uzaklaşan, dışlanan ekran bağımlısı çocukların sayısı artmakta.
Nörofizyoloji uzmanı Doç. Dr. Stoyan Vezenkov uzun zamandır bu konuya dikkat çekmeye çalışıyor ve toplumu uyarıyor. Uzman “ Dikkat çekici bir fenomen ile karşı karşıyayız – çocuk yaşta bağımlılığın gelişimi için tetikleyici bir mekanizma – erken yaşlardan itibaren sanal bir ortamda bulunmak ya da ekran çocukları denilen durum” dedi.
Doç. Vezenkov BNR’ye verdiği röportajda, bağımlılığın gençler ve yaşlılar için geçerli olduğunu düşünürken birdenbire bebeklerde ve 3 veya 6 yaşına kadar çocuklarda da, tüm gelişimi tehlikeye atan bağımlılığın gelişimine fırsat sağlanabileceğini açıkladı.
"İnsanoğlu daha önce böyle bir durumla karşılaşmadı. Bütün bunlar, bir yandan teknolojinin hızlı gelişimi, diğer yandan ise ekranların kullanımı nedeniyle çocuk gelişimine doğrudan zarar verdiğini gösteren bilimsel araştırmaların gecikmesi ile gerçekleşiyor. Üçüncü bir unsur ise veliler, eğitimciler ve öğretmenler tarafından sorunun tamamen küçümsenmesidir” yorumunda bulundu Doç. Dr. Stoyan Vezenkov.
Bahsedilen yaş aralığında çocuklar kendi başına telefon veya tablet ekranına ulaşamaz. Doçente göre en önemli nokta, bu ciddi tehlike hakkında ebeveynlerin bilgilendirilmesi gerektiğidir. Kendilerine daha fazla zaman ayırabilmek için çocuğa ekranı verenler ebeveynler oluyor.
Bir çocuğun sağlığını riske atmadan, en erken kaç yaşında ekran önüne geçmesine izin verilebilir sorusuna Doç. Vezenkov’un cevabı şöyle oldu: „Çocuk ilk olarak dil becerilerini, dil sistemini oluşturmalı ve zekasını hızla geliştirmesi adına doğa ile temas halinde olmalı ve ancak ondan sonra elektronik cihazlar çocuğun içinde bulunduğu sanal bir ortam olarak değil, gerçek anlamda gelişim için bir araç olarak kullanılmalıdır. Bazılarına aşırı gelebilir ancak benim düşüncem çocukların ekran karşısına geçme yaşı 9-10 yaş olmalı. Bunu söylememin nedeni, dahi bir çocuğun, böyle bir bağımlılık geliştirdiğini ve bizim onu bu şekilde „normalleştirdiğimizi” doğrulayan, normal gelişen bir çocukta eksiklikler yaratan bir durum olduğunu kanıtlayan birçok araştırma var. Böylece çocuğun geliştirebileceği potansiyel tehlikeye atılmaktadır“ şeklinde kesin konuştu Doç. Vezenkov.
Nörofizyoloji uzmanına göre ekranlar çocukların davranışlarını ve gelişimini son derece olumsuz yönde etkiliyor: „ Üç yaşına kadar olan çocuklarda, hareket kaslarına odaklanılmalı, tamamen fiziksel gelişimi üzerine çalışılmalıdır. Еkran önünde sadece işitme ile görme yetileri uyarılmakta ve diğer tüm sistemler gelişmemektedir. Çocuğun uyuşuk bir yürüyüşü olur, hiçbir mekansal yönelmesi olmaz, ebeveynlerinden kopamaz, 3-4 yaşına kadar çocuk bezi taşır, uyku sorunları yaşar."
Doç. Stoyan Vezenkov, öncelikle tamamen nörolojik planda temel değerlerin belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi ve "beynin beyaz bir tahta olduğunu hayal edin. Çocuğumuz ömrü boyunca bu tahtaya yazdıklarımız ile yaşayacak" dedi.
Doç. Vezenkov, birçok ebeveynin telefonu ve tableti ödül olarak kullandığını belirtti. Bağımlılığın böyle başladığını, çocukların „dijital eroin” aldıklarını şu sözleri ile dile getirdi: „Gerçekte, er veya geç, dijital bağımlılık geliştirme riski ortaya çıkıyor. Günde 10 dakika bile ekran önünde durmak, ileri yaşlarda sanal bir ortamda bulunmayı sağlayacak kapıyı sonuna kadar açıyor.“
Doç. Vezenkov’a göre, gelişmiş zekaya sahip her çocuk, programlama dahil olmak üzere tüm dijital beceri ve yetenekleri sadece birkaç ay içinde kazanabilir."10. Sınıfta hiç telefon veya bilgisayar görmemiş bir çocuğa imkan sağlandığında, gereken sinir sistemi ve öğrenme kabiliyeti olan zekaya sahip olduğundan, 3 yaşından itibaren telefon kullanan herkesi bir yıl içinde geride bırakacaktır. Ekranlar aslında çocuklarımızı eğitimden uzaklaştırıyor ve öğrenme sürecini tehlikeye atıyor“ dedi uzman.
Doç. Stoyan Vezenkov, bağımlılık geliştirme belirtileri arasında uyku ve yeme bozuklukları, cihazı almaya yeltendiğinizde saldırgan davranışların olabileceğini belirtti ve "Telefonu çocuğunuzdan aldığınız an, histerik patlamalar başlar, adeta „dozunu” elinden almışsınız gibi agresif davranışlar gösterir. Herşey telefonu kullanmaya odaklıdır" dedi.
Bir kez bağımlılık oluştuğunda, ebeveyn kendi başına bunun üstesinden gelemez. Terapistler, bağımlı olanlar ile uzun süre çalışılması gerektiğini bilirler.
Doç. Vezenkov, "Ekranı sınırlandırmak, yani bir detoks uygulamak yeterli değil, çünkü sonuç daha da aşırıya gidecek ve daha sonra ekranlara dönüşün yo-yo etkisi daha da ciddi olacak. Bu tuzağa bir defa düştüğümüzde, özel yardıma ihtiyacımız olacak, fakat şu anda Bulgaristan’da böyle uzmanlar yok" yorumunda bulundu.
Doç. Vezenkov, konuyu özetlerken, "en yaygın efsanelerden birinin, ekranın zararsız olduğunu söylemektir” dedi. Ona göre, bu aynı zamanda kavramsaldüşünmeyi geliştiren veya bir dili öğrenmeye yardımcı olan uygulamalar ve oyunlar için de geçerlidir.
"Ekranların böyle yetenekler geliştirdiği yönündeki iddialar, doğru değil, çünkü gerçek bir ortamda geliştirilmiş değiller ise ekranlar onları geliştiremez. Bu idrak edilmesi gereken ilk gerçektir. Araştırmalar bunu kanıtlıyor. Çocuk 50-100 kelime öğreniyor. Bir şempanzeye de 100 kelime öğretilebilir. Bu terbiyeciliktir, doğrudan uyarıdır – çocuk bazı kelimeleri İngilizce tekrar ediyor, ancak dil sistemini gerçekten geliştirmez. Bunun olma ihtimali yok. Bunu tüm konuşma terapistleri, psikologlar ve çocuk gelişimi uzmanları bilir“ dedi nörofizyoloji uzmanı Doç. Dr. Stoyan Vezenkov.
BNR – Horizont programı - Veselina Milanova’nın röportajı
Çeviri ve düzenleme: Bedriye Haliz
Foto: EPA/BGNES, UNICEF, Ani Petrova, arşiv“Bulgarların anlatılmayan hikayeleri” projesi ülke içinde ve dışında büyük ilgi gördü 18 ülkeden Bulgarlar, yurtdışından 34 Bulgar okulu ve 8 üniversite eğitim görevlisi bu yıl ilki düzenlenen “Bulgarların anlatılmayan hikayeleri” programının..
Moldova’da 20 Ekim 2024 tarihinde ülkenin Avrupa Birliği’ne katılımın oylandığı referandumda Bulgarların yoğun olarak yaşadığı Tarakliya ve Gagavuz Özerk Bölgesi'nde halkın yüzde 90’ın üzeri “hayır” oyu verdi. Yine benzer bir şekilde bunların..
33. Bulgar Antarktika Bilim Seferi katılımcıları, farklı ülkelerden bilimadamları ile birlikte bilimsel araştırmalara devam etmek üzere Antarktida’ya yol aldı. “Aziz Kiril ile Aziz Metodiy” araştırma gemisine ilk defa Yunanistan ve..