Bulgaristan Radyosuna konuşan Alfatar Belediye Başkanı Yanka Gospodinova, belediye hakkında, bölge nüfusu ve bölgenin yerli ve yabancı turistler için önemli bir yere sahip olduğunu anlattı:
“Alfatar Belediyesi, Silistra ilinin en küçük belediyesidir. Bir belediye merkezinin ve 6 köyün bulunduğu ve yaklaşık 3 000 nüfuslu, çok güzel, çalışkan ve misafirperver insanlarıyla bilinen bir belediyedir. Silistra-Dobriç sınırında bulunan belediyemizde Alfatar merkezidir ve bağlı olan köylerin isimleri şöyle: Alekovo, Bistra, Tsar Asen, Kutlovitsa, Çukovets ve Vasil Levski.
Belediyemizde tarım ana geçim kaynağıdır. Bölgemizde küçük, orta ve büyük tarım üreticileri var. Vatandaşlarımızın istihdan edildiği iki süt işleme tesisi, ağaç işleme tesisi mevcut. Maalesef şu an itibarı ile Alfatar Belediyesi, en büyük iş veren konumunda. Karamsar olmak istemiyorum, fakat bölgemizin daha yoksul olması, yatırımların yapılmaması nedeniyle gelecekte de bu durumun değişmeyeceğini düşünüyorum. Şahsi görüşüme göre, bölge nüfusunun yaşlanmasını göz önünde bulundurarak bölgenin gelişmesi yönünde devlet gerekli politikayı yürütmelidir.
Covid-19’a gelince, sanki salgın, Tanrı’ya şükür, Alfatar Belediyesindeki vatandaşları pek etkilemedi ve şu an itibarı ile vakalarda ciddi bir artışın olduğunu söyleyemem. Evet, tüm salgın önlemleri uygulanıyor, insanlar gerçekten hastalık hakkında bilinçli davranıyor. Bizler belediye olarak, önlemlere uyarak vatandaşlarımıza sosyal hayat yaratma çabasında kültür takvimimizdeki etkinlikleriteker teker yerine getiriyoruz.
Alfatar Belediyesinde büyük fabrika ve işletmelerin bulunmaması, turizm için elverişli ortam yaratıyor. Yerli ve yabancı turist bölgenize gelince nereleri ziyaret edebilir, ilgisini neler çekebilir, şeklindeki soruya Alfatar Belediye Başkanı Bayan Yanka Gospodinova, şu şevabı verdi.
“Son birkaç yıldır, Alfatar, çok başarılı, son derece ilginç ve cazibesini artıran turizm destinasyonu olarak yerini aldı. Turistik çekiciliğe sahip bir destinasyon olmak amacıyla gerçekten çok büyük yatırımlar yapıyoruz, çok emek ve çaba harcıyoruz. Attığımız sağlam temeller meyvesini veriyor. Bir turistin Alfatar’a gelir gelmez ziyaret ettiği ilk yer Dobruca Evi’dir. Burada etnografya müzesi var ve 1890 yıllarında yaşamış orta varlıklı bir ailenin geçimini ve hayatını yansıtıyor. Gelen her turist, bizim “animatör nineler” olarak adlandırdığımız kadınlar tarafından Dobruca Evi’nin hemen girişinde sıçak çörek vekayısı rakısı ile ağırlanıyor. Daha sonra misafirlere özel bir program sunuluyor. Rehber, konukları evin içinde gezdirip hikayesini anlatıyor. Buradaki müze, bizi çok eskilere, çok daha güzel ve huzurlu zamanlara götürüyor.
Ziyaret edilmesi gereken başka bir yer de, 2016 yılında Avrupa kaynaklarıyla kurulan Turizm Enformasyon Merkezidir. Yerli ve yabancı turistler, burada Dobruca ve Alfatar Bölgesine has gelenekleri, adetleri, ilginç yerleri ve yemekleri büyük bir ekranda görebilir ve seçtikleri dilde izleyebilir. Ayrıca Dobruca ve Alfatar bölgesinin halk kıyafetlerini giyebilirler ve fotoğraf çektirebilir. Turizm Merkezinde inanılmaz bir atmosfer hakim, gelenek, örf ve adetlerimize ise inanılmaz büyük bir ilgi var.
Burada Alfatar okulunun da ziyaret edilebilineceği yerleden bir tanesine olduğunu da belirtmek istiyorum. Öğrenciler, yine halk kıyafetleriyle ve küçük çocuklar, özel programla turistleri ağırlıyor."
“Belediyemiz karma bir nüfusa sahip. Bundan dolayı, bizler Çukovets köyündeki vatandaşlarımıuzla Bayramı kutluyoruz. Başka bir köyde ise, hemen de örnek veriyorum, komşu Tsar Asen köyünde “Bahçivanlar Gününde” ise bölgeden tüm Kültürevleri, tüm Emekliler Külüpleri, tüm vatandaşlar ve misafirlerle birlikte kutluyoruz" - diyen bayan Yanka Gospodinova sözüne şöyle devam etti: " Halk kıyafetlerinin renkliliği, güzelliği, her etnik grubun gelenekleri ve adetleri göz önüne seriliyor.
Ayrıca her etnik grubuna has yemekler görücüye çıkıyor. Ve şunu da eklemek istiyorum “Ninemin Bahçesi” olarak adlandırdığımız kutlama gününde işte o bahçede üretilen, hasat edilen herşey sergileniyor ve bir bereket bayramına dönüşüyor” .
Hazırlayan: Şevkiye Çakır
Fotoğraflar: özel arşiv
Edirne Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yıldırım, 1878’den günümüze kadar Bulgaristan'dan Türkiye’ye göçler konusundaki çalışmasını BNR Türkçe Yayınlar Bölümünde “Sizden bize, Bizden size” programında..
Dağlarında, ormanlarında, meralarında yetişen bir birbirinden farklı ağaç, çiçek ve şifalı bitkiler sayesinde Avrupa’da en kaliteli ve çeşitli arı balı türlerine sahip ülkemiz Bulgaristan’da farklı bölgelerden farklı nesillerden..
İki kez Avrupa şampiyonu olan, Bulgaristan'a üç dünya madalyası kazandıran güreşçi Efrahim Kamberov ile Naim Süleymanoğlu'nu konuştuk. Kamberov, Naim ile hem spor sahalarında, hem hayatta yakın dostlukla bağlıydı. Bir şampiyondan bir şampiyonu..