Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Cuma öğleden sonra

Zekat ve fitre sadakası

Samokov camii

İslâm’ın beş temel esasından biri de zekâttır. Zekât sözlükte; temizlemek, çoğalmak ve bereketlenmek anlamını ifade eder. Onu şöyle tanımlayabiliriz: “Belli bir malın, belirli bir bölümünü, belirli yerlere vermektir.”

Zekâtın farziyeti Kur’ân-ı Kerim, sünnet ve icma ile sabittir. Yüce Allah Kur’ân’da “Namaz kılın, zekat verin...” buyurmaktadır. Kur’ân’da zekât kelimesi, 28 yerde müstakil olarak, 34 yerde de namaz ile birlikte zikredilmiştir. Bu durum, zekâtın fert ve toplum açısından ne kadar büyük bir önemi haiz olduğunu bizlere göstermektedir. Bakara suresinin 277. ayetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor: “İman edip yararlı işler yapanlar, namazı kılıp zekâtı verenler için, Rableri katında karşılık vardır. Onlar için korku da yoktur üzüntü de.”

Zekât vermenin karşılığı dünyada güven, bolluk, bereket ve huzur; ahirette ise cennettir. Dünyada mutlu ve huzurlu yaşamak isteyenler, eğer zengin iseler zekatlarını eksiksiz ödemelidirler. Zekâtı ödemeyen Müslümanlar kazandıklarının hayrını göremezler. Allah katında da kullar katında da sorumlu olurlar.

Zekât, görünüşte malı eksiltir. Fakat dalları budanan ağaçlarda budama ve ayıklama işlemi, meyvelerin daha sağlıklı ve gür çıkmasını sağladığı gibi; zekât vermek de kazanılan malları kem gözlerden korur, güçlendirir, daha bol olmasını sağlar. Bu sebeple her yıl mal varlığını hesap edip düzenli bir şekilde zekâtını ödeyen Müslümanların mal varlıkları kat kat artmaktadır.

Zekât, cimriliği önler, insanların cömertlik damarlarını coşturur, hayır-hasenat kapılarını açar. Zekât vecibesi, mülkiyeti sağlamlaştırır, mal ve servet düşmanlarının azalmasını sağlar. Ayrıca mükemmel bir sosyal güvenlik ortamı meydana getirir, ekonomik büyümeye büyük ölçüde katkısı olur.

Zekâtın farz olmasının şartları vardır. Bu şartlar da şunlardır: Dinen zengin sayılabilecek miktarda mala sahip olunması, yani nisap miktarına ulaşmış olunmalıdır ki, bu da 2022 yılı Ramzan ayı için Başmüftülükçe 7700 leva olarak tespit edilmiştir. Zekâtı verilecek mal, aslî/temel ihtiyaçlardan artmış olmalı, mal varlığının üzerinden bir yıl geçmiş bulunmalı, kişinin akıllı ve erginlik çağına girmiş olmalı, bir de tabiî ki Müslüman olmalıdır.

Aslî ihtiyaçlar, yani insanın temel harcamaları şunlardır: İçinde barınılacak normal bir ev, normal ölçülerde ev eşyası, normal bir otomobil, geçimi sağlamaya yönelik dükkân, tezgâh, sanat aletleri, yeme ve giyim-kuşam harcamaları, çocukların her türlü okul harcamaları, seyahat giderleri, tedavi giderleri, kitaplara yapılan harcamalar, hizmetçi masraflarıdır.

Zekâtın, sadakanın ve diğer yardımların fakirleri incitmeyecek şekilde verilmesi oldukça önemlidir. Gösteriş maksadıyla fakirin onurunu zedeleyecek tarzda yapılan yardımlardan sevap elde edilemeyecektir. Nitekim Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerim’de bu hususa şöyle dikkatlerimizi çekmektedir: “Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden başa kakmayan ve gönül incitmeyenlerin, Rableri katında mükâfatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de. Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden gönül kırma ile gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah her bakımdan sınırsız zengindir, halimdir.”

Dinî vecibeler arasında zekât ile birlikte fitre (sadaka-i fıtır) da vardır. Zekât vermekle yükümlü olan kimseler fitre sadakasıyla da yükümlüdür. Ancak zekâtta aranan nemâ/artma ve bir yıllık zaman geçmesi sadaka-i fıtırda aranmamaktadır. Fitre sadakası vaciptir ve Ramazan Bayramı sabahından önce verilmelidir. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da Başmüftülük fitre miktarını belirlemiş ve bir kişi için ödenmesi/verilmesi gereken fitre miktarı en az 8 levadır.

Şartlarını taşıyarak bu ibadetlerle yükümlü olan Müslümanlar, Allah’ın kendilerine verdiği rızıktan Allah’ın berlirlediği miktarda verilmesi gereken yerlere vermekle borçlarını ödemiş olmanın yanı sıra bir ibadeti ifa etmiş olarak büyük bir sevap kazanacaklardır.




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Çar III. Boris doğumunun 130. yıldönümü münasebetiyle Sofya’da sergi

Ulusal Tarih Müzesi’nin, merkez lobisinde Çar III. Boris’in doğumunun 130. yıldönümüne adanan “Çar III. Boris Şahsiyet ve Devlet Adamı” başlıklı sergi açılac ak. Sergide, Çar Boris’in yaşam yolunu gözler önüne seren, Bulgaristan tarihi için..

Eklenme 03.10.2024 05:40

Cuma öğleden sonra

Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.

Eklenme 27.09.2024 14:05
Bulgaristan'ın bağımsızlığının ilan edildiği Veliko Tırnovo'daki Tsarevets Tepesi'nde bulunan anıt levha

1908’de ülkemiz tam özgürlüğe kavuştu

1908 yılının 22 Eylül tarihinde Bulgaristan’ın bağımsızlığı ilan edildi. Bulgaristan’ın tarihinde tek başına gerçekleştirilen en cüretkâr eylem olan Doğu Rumeli ile Bulgaristan Prensliği’nin Birleşmesi’nden otuz yıl sonra Bulgarlar bir kez..

Eklenme 22.09.2024 05:15