İnsanın bilgiyi elde etmesi için bazı kaynaklar vardır. Bilgi, duyu organlarıyla elde edilebildiği gibi, akıl yürütme, tecrübe ve onun aktarılması yoluyla da elde edilebilmektedir. Bazı hakikatler vardır ki, onları bu yollarla etmek mümkün değildir. Bu konuda insanın yardımına ilâhî kaynaktan bilgi aktarma yolu olan vahiy yetişmektedir. Vahiy, insanlık tarihi boyunca insana ötelerden bilgi verir. Allah’ın melekler vasıtasıyla ya da doğrudan peygamberlere hitabıdır vahiy. Bu yolla insan başka türlü ulaşamayacağı bilgi ve hakikatleri duyar ve görür. Bu bilgiler arasında gayp alemi dediğimiz, insanın bizzat kendisinin görüp bilmesi mümkün olmayan konular da vardır. Gayp aleminin bir parçası da ölüp dirilince insanın hesaba çekildikten sonra inanıp salih amel işleyenlere mükâfat olarak verilecek olan cennettir.
İnsanın bu dünyada iken cennet konusunda tam bilgi sahibi olması mümkün değildir. Zira farklı bir alem ve boyut söz konusudur. Ama insanın inanması gereken cennet hakkında bu aşamada bilmesi gereken doğru ve sağlam bilgiler ancak vahiyle elde edilebilir. Dolayısıyla bu bilgileri Allah’ın kelâmı Kur’ân ve Hazreti Muhammed’in mirası olan hadislerde aramak gerekir.
Cennet hakkında Kur’ân ne demiş? Orada söylenenleri nasıl anlamalıyız? Hazreti Muhammed cennetten haber vermiş mi? Hiç kimse cenneti görmüş mü? Cennete kimler gidecek? Bu ve benzeri soruların cevabını bulmaya çalıştığımız bir programla huzurunuzdayız.
22 Nisan'da gün batımından sonra Yahudiler için en büyük üç bayramdan biri olan Pesah (Hamursuz ) Bayramı başlıyor. Tarih ve gün olarak söz konusu bayram değişken olup ilkbahar ekinoksundan sonra ilk hilalin ortaya çıkışıyla başlayan Nisan ayının..
Bulgaristan Milli Kurtuluş hareketinin Dahili İhtilal Örgütü’nün kurucusu Vasil Levski, Bulgar toprkalarında devrimci komiteleri oluştururken, yabancıları bağımsızlık hareketine dahil eden ilk kişi oldu. Bunlar Baron Moritz von Hirsch'in "Doğu..
Manevî bakımdan yoğun bir mevsim olan Ramazan ayı ve mübarek Ramazan Bayramından istifade etmiş olmanın sevinç ve mutluluğunu yaşarken, aynı zamanda feyiz ve bereketi sağnak sağnak üzerimize dökülen bu dönemin sonuna gelerek “Elveda ey şehr-i Ramazan”..