Geçtiğimiz 2021 yılı verileri, Avrupa Birliği ülkelerinde gençlerin, ortalama 26,5 yaşında ailelerinden ayrı yaşamaya başladığını gösterdi.
Avrupa istatistikleri tablosuna göre, kuzey ve batı ülkelerinin çoğunda gençler yirmili yaşlarının başlarından ortalarına kadar evden ayrılırken, güney ve doğu ülkelerde ortalama yaş yirmili yaşların sonlarında veya otuzlu yaşların başında oldu.
Genç kadınlar, aile yuvasından erkeklere nazaran ortalama 2 yıl önce ayrılmakta. Bu bağlamda Bulgaristan, Hırvatistan, Portekiz, Slovakya, Yunanistan, Slovenya, İtalya, Malta, İspanya, Romanya ve Polonya gibi ülkelerle aynı grupta yer almakta.
"Eurostat" verilerine göre, Bulgaristan’da erkekler ortalama 32 yaşına kadar, kızlar ise 28,5 yaşına kadar evde kalıyor ve bu AB’de iki cinsiyet arasındaki, Romnaya’dan sonra ikinci en büyük farkı (3,5 yaş) oluşturuyor.
Psikoterapist Valentina Dimitrova’ya göre her birimiz özerkliğe ulaşana kadar farklı aşamalardan geçiyoruz ve bu gelişimin normal bir parçasıdır.
Uzmanın sözlerine göre, Balkan Yarımadası’nda bulunan ülkelerde yaşayanlar aile bağımlılığına alışkın. Bulgaristan’daki yüksek oran ise ebeveynlerin çocuklarını böyle bir bağımlılık içinde tutmaları gerçeği ile da açıklanabilir. Bununla ilgili Dimitrova şunları belirtti:
Ebeveynler her ne kadar sözlü olarak çocuklarına evden ayrılma zamanlarının geldiğini söyleseler de, bağımlılığı yaratanlardır. Bazen çocuklara yönelik beklentiler çok yüksek olmakta ve bu nedenle hangi yöne yol almaları gerektiğini bilemezler. Böylece özellikle bizim topraklarımıza özgü olarak çifte mesaj verilmekte.
Bağımlılık bir kişinin özgür olmasını engeller. Psikoterapiste göre, çocuklar erken yaşlardan itibaren bunu öğrenmeli:
Çocukların bağımsız olmayı öğrenebilmeleri için onlara güvenmeli ve sürekli kendi başlarına yapabilecekleri şeyler verilmelidir. Aksi taktirde gereken becerilere sahip değillerse, bunları öğrenmemişlerse, 18 yaşına geldiklerinde ve ebeveynleri evden taşınmalarını isterse, bu çocuk için son derece stresli bir şey olur. Bu nedenle, çocukların çok küçük yaşlardan itibaren bazı konularda seçim yapmalarına ve karar almalarına izin vermek çok önemli. Çoğu zaman, ebeveynler bir şeyi daha hızlı ve daha kolay hale getirmek için çocukların yerine yapmayı tercih ederler.
Dimitrova daha çocukları yetiştirme sürecinde, beceri ve alışkanlıkların geliştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı ve çocuklara bağımsız kararlar ile eylemler için güvenilmesi gerektiğini belirtti.
Evden ayrılmayla ilgili geçiş dönemi nasıl olmalı?
Geçiş dönemi kesintisiz olmalı. Her şeyden önce, ebeveynlerin çocukların büyüdüğünü ve onlardan ayrılacaklarını anlamaları gerek. Tabii ki ayrılmanın getirdiği üzüntü duygusu olacak, ancak anne ve babalar çocuklarını bırakmaya hazır olmalılar, çünkü çoğu zaman ebeveynlerin kendileri evlatlarını bırakmak için hazır değiller. Ebeveynler çocuklarına inanmalı, onları kendi yolunu bulmaya teşvik etmeliler. Bu son derece önemli bir süreçtir. Dedi Psikoterapist Valentina Dimitrova.
Kaynak: BNR-Sofya Radyosu
Düzenleme ve çeviri: Bedriye Haliz
Foto: EPA/BGNES, freepik.comHalkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..