Vatanımızın münbit Deliorman topraklarına 1922 senesinde ekilen bir tohum olan Şumen’deki Medresetü’n-Nüvvâb adlı okul; kökleri Osmanlı ilmi ve irfanından beslenen, gövdesi Bulgaristan’ın serin akarsularıyla büyüyüp genişleyen, dalları ve yaprakları Bulgaristan Türklüğünü gölgeleyen, Balkan yelinin esmesiyle çiçekleri, başta Bulgaristan ve Türkiye olmak üzere komşu Balkan ülkelerine saçılan asırlık bir çınardır.
Nüvvâb okulu, ihtiyaçtan doğan bir fikirdir. Doğduğu ortamda çağdaş hayatın ihtiyaçlarına cevap vermek için ortaokul seviyesinde eğitim yetmiyordu.
Böyle bir ortamda doğan Nüvvâb Mektebi fikrini, 1920 yılında hazırladıkları ders müfredatı ile müşahhas hâle getiren bir grup ulema ve eğitimci, hayallerini gerçekleştirmenin heyecanıyla okulun ufkunu geniş tutmuşlardı. Nüvvâb, aynı yer ve zamanda hem müftü hem nâip hem Türk mekteplerine muallim hazırlayacak ve genel anlamda Bulgaristan Türklerinin ihtiyaçlarına cevap verecek münevverler yetiştirecekti. İddialı bir hedef vardı...
Ve Nüvvâb Medresesi, 27 Kasım 1922 tarihinde Bulgaristan devletini, Başmüftülüğü ve yerel makamları temsil eden zevatın ve birkaç bin Türkün katılımıyla fiilen açıldı.
1922-1951 yılları arasında Nüvvâb, Bulgaristan Müslümanlarına dört Başmüftü, onlarca müftü yetiştirmişti. Yüzlerce imam ve öğretmen hazırlamıştı. Onlarca şair ve yazara ilk şiir veya hikâyesini yazdırmış, yazacağı romanın fikrini bir tohum misali dimağına ekmişti... İlim yolulunda mesafeler kat eden ulema ve akademisyenlerin işin besmelesini çektikleri yer olmuştu Nüvvâb... Hatta Bulgaristan Millî Radyosunun Türkçe yayınlarında bile zaman zaman Selim Bilâl, Yusuf Kerim, Lütfi Demir, Ahmet Şerif gibi Nüvvâb mezunlarının sesi duyulmuştu...
Nüvvâb okulunun en büyük hizmeti, Bulgaristan Müslüman-Türk topluluğunun yaşamakta olduğu çokkültürlü ortamda dinî kimliğini İslâm’ın kuşatıcı Maturidî ve Hanefî çizgide şekillendirip sağlam bir şekilde yere basarak korumasında, millî kimliğini ise Türk kültürüyle besleyerek varlığını sürdürmesindedir.
Çeyrek asırlık hizmeti sırasında tarihî Nüvvâb’ın şekillendirdiği bu sağlam yapı, okulun kapalı olduğu ve Müslüman-Türk kimliğinin silinmeye çalışıldığı komünist-ateist dönemde bile yok edilememiştir. Hatta okuldan yetişenlerin en zayıf halkası bile Nüvvâb’ın ruhunu küller altında saklı bir kor gibi günümüze taşıyabilmişlerdir. Ve onların emekleri ile tarihî Nüvvâb, bugün Şumen Nüvvâb İmam Hatip Lisesi ile kardeşleri Ruse ve Momçilgradimam hatip liselerinin şahsında varlığını sürdürmektedir. Nüvvâb’ın Âlî Kısmı ise Sofya’daki Yüksek İslâm Enstitüsünün kuruluşuna model teşkil ettiği gibi, yetiştirdiği ve yetiştireceği şahsiyetlere de model olma özelliğine sahiptir.
Selâm sana sevgili mekteb-i Nüvvâb!
İnsan, Cenab-ı Allah tarafından yaratılmıştır. Bu yaratılışın ilk faslı ruhlar aleminde, elest bezminde gerçekleşmiş, ikinci faslı cennette yaşanmıştır. Devamı ise dünyada yaşanmaktadır. Varlığını yeryüzünde sürdüren insanın genetiğinde yaratılış..
İslâm dini insanın bütün hayatını kuşatan itikadî, fıkhî ve ahlâkî normlar bütünüdür. Hatta İslâm dinî sadece dünya hayatıyla sınırlı olmayıp dünya ötesi, ahiret hayatı ile ilgili konulara da taalluk etmektedir. İnsan, ömrü boyunca her an bir şeyler..
Şükür, insanın fıtratından gelen, yani doğal özelliklerinden biridir. Yapılan iyiliğe, verilen nimete değer vermek, kadirşinaslık göstermek ve bunu bir şekilde şükran ve teşekkür ile dile getirmek anlamına gelen şükür, nankörlüğün zıddıdır. Zira nankörlük,..
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.