Kadim zamanlardan beri insanlar nasihate ihtiyaç duymuştur. Bu ihtiyacı karşılamak adına farklı yollar izlenmiştir. Bu yollardan biri kıssalar, masallar, fabllar yoluyla, yani birtakım yaşanmış veya hayalî hikâyeler anlatarak insanlara ibret almalarını sağlayacak yöntemle nasihat vermek olmuştur. Bu yöntem farklı dönemlerde olduğu gibi, Müslüman ve Türk dünyasında da yaygın bir şekilde kullanılmıştır.
Ayrıca İslâm dünyasında doğrudan nasihat yolu izleyen, edebî ve didaktik bir yöntem olan “nasihatnâme” veya “pendnâme” yazma geleneği de oluşmuştur. Özellikle Feridüddin Attar’ın bu konuda “Pendnâme” adlı bir şaheser ortaya koyarak yeni bir çığır açmıştır. Edebî bir ürün olan beyitlerle insanlara ihtiyaç duyacakları “pend” ve “nasihat” içerikli tavsiyeleri vermeye çalışan bu eser ve onu izleyen birçok eser, İslâm ve Türk edebiyatında önemli bir yer tutmuş, şerh edilmişler, okullarda okutulmuşlar, hattatlar tarafından yazılmışlar ve geniş halk kitlelerine ulaşmışlardır.
Attar’ın yolundan giden şairlerden biri de Osmanlı döneminde Bulgaristan topraklarında doğup yaşayan Rusçuklu Ömer Zarifî’dir. XVIII. asırda bugünkü Ruse şehrinde dünyaya gelen ve 1795 yılında aynı yerde vefat eden ve şehirdeki Bey Mezarlığı karşısındaki Tombul Caminin haziresine defnedilen Ömer Zarifî; Zarifî Baba veya Şeyh Zarifî olarak da bilinmektedir.
İşin ehli tarafından “basar-ı basiret sahibi” biri kişi olarak nitelenen Zarifî Baba, insanları irşat etmekle, eğitmekle ve manevî olarak beslemekle tanınmış, tasavvufî ekollerden Sadiye tarikatinin mensubu ve zamanındaki önde gelen şeyhlerinden biri olarak kabul görmüştür. Sadece Bulgaristan’da değil, Balkanlar ve Anadolu’da da tanınmış ve halkı aydınlatmıştır.
Zarifî Baba’nın diğer bir özelliği de edebî yönünün olmasıdır. Divan sahibi bir şair olan bu zat, aynı zamanda “Tasavvufnâme” ve “Pendnâme” adlı eserlerini ve muhtemelen daha birkaç eseri kaleme almıştır. Şiirlerinin “ârifâne” bir üslupta olduğu belirtilmiştir.
Mehmet Arslan’ın belirttiğine göre, Pendnâme’sinde 145 başlık altında 1071 beyitte birçok konuda nasihatlerini edebî bir dille sunmuştur Şeyh Ömer Zarifî.
Misal olarak ana baba ve komşu hakları ile ilgili beyitlerini paylaşalım:
HUKÛK-I VÂLİDEYN
Hem rızâ-yı vâlideyne kıl heves
Hizmetinden hâlî olma bir nefes
Ger onların hizmetinde olasın
Dü cihânda istediğin bulasın
Gözlegil dâim rızâsın anların
Âlî zikr et dilde nâm u şânların
Adlarıyla sakınıp çağırma sen
Ki hazer kıl üstüne bağırma sen
İctinâb et inkisârından sakın
Ödenilmez öderem dersen hakkın
Tîr-i âhı seng-i hârâya geçer
Hâil olmaz önüne kalkan siper
İster isen Hak seve dâim seni
Erdiğince kudretin hoş dut anı
Râzî olursa eger ana vü ata
Bil ki senden râzîdür Bârî Hudâ
Fahr-i âlem seyyid-i zât u sıfât
Dedi “Cennet tahte akdâm-ı ümmehât"
HUKÛK-I KOMŞU
Gözle komşu hakkını dinle beni
İster isen Hak seve dâim seni
Komşu hakkı ulu hakdır ahî
Hoşnûd eyle kâfir olursa dahi
Kırma gönlün hoş geçin mümin isen
Dü cihânda olmak istersen esen
Komşusunu kim ederse bî-huzûr
Dü cihânda Hak anı ede küsûr
Lokma-i tâhir onlar kim yediler
Komşu hakkı Tanrı hakkı dediler
Şükür, insanın fıtratından gelen, yani doğal özelliklerinden biridir. Yapılan iyiliğe, verilen nimete değer vermek, kadirşinaslık göstermek ve bunu bir şekilde şükran ve teşekkür ile dile getirmek anlamına gelen şükür, nankörlüğün zıddıdır. Zira nankörlük,..
Bulgaristan Bilimler Akademisi(BAN) Ulusal Doğa Bilim Müzesi’nden paleontologlar, günümüz Trın şehri bölgesinde 80 milyon yıl önce hayvanlar dünyasının nasıl göründüğü sorusuna yanıt arıyor. Trın yakınlarında bu yıl yedincisi düzenlenen..
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz.
25 Kasım’da Bulgar Ortodoks Kilisesi Aziz Kliment Ohridski’yi anıyor . Kiril ve Metodiy Kardeşlerin yedi öğrencisinden biri olan..