Balkanlar’dan gelen bir gizemli gerçekçilik eseri bireyin anlamlı bulacağı yoğun bir yaşam sürme gereğini dile getiriyor. Artist ve tiyatro yönetmeni Burhan Kerim’in ‘Lavantalı Oğlan’ debüt romanında yaşadığımız paralel hayatlar anlatılıyor.
"Lavantalı Oğlan" romanı bu janrda doğal olarak doğdu. Aradığım sıçrama tahtası aracılığıyla, öykümde meydana gelenlerin insan tarafından daha çok arzu edilen, kendisine daha büyük heyecan veren gelişmelere zıplamayı hedefliyordum“ diye belirtti ‘Artefir’ programında Burhan Kerim.
Kitabı bizi İkinci Dünya Savaşı’ndan bugüne kadar; başka bir açıdan ele alınırsa: Evrenin yaratılışından Kıyamet gününe kadar bizi götürür.
"İnsanın ihtiyaç duyduğu basit şeylerden, şimdi karşı karşıya geldiğimiz günahların bulunmadığı eski veya yeni zamanlardan geçmek istedim bu eserimde. Hayattaki saçmalıklarla meşgul olmadığında insan neyle ilgilenir? Kanımca insanın önem taşıyan gelişmelerden kopukluğu, O’nun dünyanın içinde bir dünya oluyor olması, belirli bir gücün kendisini buraya göndermiş olması söz konusudur. İnsanın dünyada bir görevi, bir misyonu var. Beni meşgul eden bu konular romanımda da işlenmiştir’ diye izah ediyor roman sahibi.
Burhan Kerim ilk kitabıyla gizemlilik, metafizik dolu, gündelik hayattan farklı bir şeyi öneriyor okurlarına. Dışımızdaki bu dünya daha çok içimizde oluşur. Aslında bu dünya rivayetlere, rüyada görülen öykülere dayalıdır.
"Tiyatro ile meşgul olmasaydım kaleme başvurmayacaktım kuşkusuz. Çünkü yabancı metinleri, yabancı öykü ve kurgulardan geçerken sen diğer insanlar tarafından izlenebilecek, etkili olacak bir yapıyı yaratmaya çalışıyorsun. Gördüğümüz rüya bize ilginç gelebilir, ancak bunu anlatmaya koyulursak ayrıntıları kaybolur, rüyanın aynı etkisi olmaz. Etkili, güçlü öykülerin tasviri ile aynı şey oluyor ",diye izah ediyor Burhan Kerim.
Aşk, kitabında en gerçek, en hakiki gizem olarak betimleniyor.
"Aşk mucizevi bir şeydir. Aşık olan insan tamamen farklı birine dönüşür."
Burhan Kerim’e göre kara sevda bile güzeldir ve insan bunu yaşamış olduğundan mutlu olmalıdır. Doğal olarak aşkın, insanın romanında özel yeri var. Aslında insan sanatın en önemli objesi, karakteri değil midir?
‘Bazen, romanımda tasvir ettiğim ‘lavantalı çocuğun’ kendim olabileceğimi düşünüyordum. Ama onun hayat akışı benimkinden farklıdır. Buna rağmen, onun başına gelenleri yaşamış olmasam da bu tür bir hayatı yaşamayı isterdim’ diyor sözlerinin sonunda Burhan Kerim.
Yazı: Tanya Dimova
Kaynak: BNR- Horizont Programı
Çeviri: Neli Dimitrova
Fotoğraf: Musagena
10 Kasım 2024- Mustafa Kemal Atatürk'ü Ebediyete İntikalinin 86. yılında (10 Kasım 1938) Saygıyla Anıyoruz! M. Şükrü Hanioğlu’nun “Atatürk- Entelektüel Biyografi” kitabı “Atatürk- Fikirlerin tarihi” adı altında Bulgarcaya tercüme edildi. Sofya..
Konyovets köyünde bulunan “Kabiyuk” harası, 1864 yılında Ruse Valisi Midhat Paşa tarafından Osmanlı ordusuna at yetiştiricliği yapılması amacı ile kuruldu. Varlığını Bulgaristan’ın kurtuluşuna kadar sürdüren hara, 1878 Rus-Türk Savaşı’ndan sonra bir..
Uzun zamandır aile işi olarak toptan mantar ticareti yapan Evtim Kesimov , BNR Kırcali Radyosu’ndan Bilgehan Sali’ye konuşurken mantar işine nasıl başladığını anlattı: “ Bu işi 2000 yılından bu yana 24 yıldır yapıyorum. Mantar işine..
İki kez Avrupa şampiyonu olan, Bulgaristan'a üç dünya madalyası kazandıran güreşçi Efrahim Kamberov ile Naim Süleymanoğlu'nu konuştuk. Kamberov, Naim..