Siyasi partiler, seçim kampanyaları sırasında, mesajlarını seçmenlere ulaştırmak için büyük ölçüde geleneksel medya ve İnternet'teki reklamlara güveniyorlar. Ve bu amaçla, önemli mali kaynaklar tahsis edilmektedir. Ancak, Avrupa kurumlarına göre, özellikle internetteki siyasi reklamlar konusunda yeterli kurallar bulunmamaktadır.
Ve bu nedenle Dijital Hizmetler Yasası'nda yer alan bu konuyla ilgili düzenlemeler hazırlanmakta. İnternette, potansiyel seçmenlere ulaşmak amacıyla geleneksel yöntemlerden farklı yöntemler kullanıldığı için, Avrupa kurumları, şeffaflık ve siyasi reklamcılığın hedeflenmesi konusunda bir dizi kuralda birleşti. Burada siyasi reklamların içeriğinin ve mesajın kontrol edilmeyeceğini, asıl amacın arkasında kimin olduğu konusunda şeffaflığı artırmak olduğunu vurgulamak önemlidir. Siyasi reklamların, sponsorlarının kim olduğunu, kime para ödendiğini ve ne kadar ödendiğini açıklanması gerekiyor. Avrupa Parlamentosu basın sözcüsü Yasmina Yakimova konuyu şöyle yorumladı:
„Seçimlerle ilgili süreci gün ışığına çıkarmak ilginç olacak, çünkü Bulgaristan'da son yıllarda birçok seçim yaptık ve daha fazlası da olabilir. Ve ülkemizdeki siyasi reklamlara kimlerin sponsor olduğunu, ne kadarının yabancı ülkelerden geldiğini bilmek, şüphesiz önemli, çünkü bunların büyük bir bölümünün Rusya tarafından finanse edildiğine dair şüphelerimiz var. Ve Rusya'nın Bulgaristan siyasi alanında bir etkisi olduğunu biliyoruz. Bu açıdan bakıldığında, reklama ne kadar para harcandığını ve gerçekte kimin kaynak sağladığını görmek ilginç olacaktır.“
Burada diğer bir yenilik ise, bir reklamın şeffaflık gerekliliklerini karşılamaması durumunda, herkesin şikayet edebilecek olması ve yönetmeliği ihlal edenlere para cezası ve cezaların uygulanmasıdır.
Bunlar arasında, ciddi ve sistemik ihlaller olması durumunda, büyük reklam sağlayıcılarının belirli bir müşteriyle hizmetlerini 15 gün süreyle askıya almalarının talebi yer alıyor, oysa seçim kampanyası sırasında 15 gün hayli uzun bir süre sayılır.
Ayrıca, İnternet'teki tüm siyasi reklamların verilerin yer aldığı bir online kayıt oluşturulacaktır. Burada ilginç noktalardan biri de, reklam sağlayıcılarının, yalnızca ve kesinlikle online siyasi reklamcılık amacıyla sağlanan kişisel verileri kullanabilecek olmalarıdır.
Bu nedenle, insanların ilgi alanlarını belirlemek için kullanıcı verilerini ve demografik özellikleri kullanan bir strateji olan sözüm ona “mikro hedefleme”, artık mümkün olmayacak, ki şimdiye kadar bu konuda herhangi bir yasak yoktu.
Tam olarak bu ne demek? İnsanlar, sosyal ağları ve diğer dijital hizmetleri kullanırken, bir tercih ifadesi olarak neredeyse her tıklamayla ardında zengin bir veri tabanı bırakıyorlar. Bu veriler, kullanıcıların tercihlerini, ilgi alanlarını ve yaşam tarzlarını oldukça doğru bir şekilde belirlemek amacıyla toplanabilir.
İşte “mikro hedefleme” budur ve örneğin, mesajların belirli bir korkuya veya memnuniyetsizliğe yönlendirilmesine izin verir, böylece insanlar yanıltılabilir. Bu yöntem, aynı zamanda insanların yalnızca tek taraflı görüşlerle karşılaştıkları ve etraflarındaki herkesin belirli bir şekilde düşündüğü konusunda kendilerini kandırdıkları sözüm ona "yankı odalarının" kurulmasında da katkıda bulunur.
Yasa teklifinin raportörü, Avrupa Parlamentosu İç Pazar ve Tüketiciyi Koruma Komitesi üyesi olan "Renew Europe"dan Avrupa Parlamentosu Fransa milletvekili Sandro Gozi şunları belirtti:
„Demokratik süreçlerimize çok fazla gereksiz müdahaleler var. Kanun yapıcılar olarak, bununla mücadele etmek, aynı zamanda tartışmaların açık ve özgür kalmasını sağlamakla görevliyiz. Bu yasa, büyük çevrimiçi platformlar tarafından yayılan söylentilere rağmen, siyasi reklamcılığı öldürmeyecek ve ifade özgürlüğünü sınırlamayacak. Yalnızca, siyasi reklamların kötüye kullanımını sınırlayacaktır.”
Avrupa Birliği dışındaki tüzel kişilerin Avrupa Birliği içindeki siyasi reklamları finanse etmesi yasaklanacaktır. Ancak, bu durum, Avrupa Parlamentosu Basın Ataşesi John Schrantz’a göre, yine de kaçınabilir:
„Eninde sonunda, üçüncü ülkeler, Avrupa Birliği'nde yasal olarak kurulmuş bir tüzel kişilik aracılığıyla reklam yayınlayabilecektir. Örneğin Rusya, AB’nde bir yerde oluşturduğu bir Sivil Toplum Kuruluşu (STK) aracılığı ile çalışmaya karar verirse, onun aracılığıyla reklamlara sponsor olabilir. Bununla birlikte, sahiplik bilgilerinin toplanmasını sağlayan yeni düzenlemeler sayesinde, etkinin, Rusya'dan geldiği konusunda daha net bilgilere sahip olacağız.”
Bulgaristan'da, Kamu Ortamını Geliştirme Enstitüsü Derneği tarafından oluşturulan ve sürdürülen çevrimiçi "Açık Parlamento" platformu, veri topluyor ve seçim kampanyası sırasında siyasi partilerin medya reklamlarının ayrıntılı bir analizini yapıyor.
Kamu Ortamını Geliştirme Enstitüsü’nden Lilian Nikiforova, Bulgaristan'da siyasi reklamcılık kurallarına uyulup uyulmadığı konusuna açıklık getirdi:
"Burada, bu eylemlerinden dolayı Merkez Seçim Komisyonu tarafından para cezasına çarptırıldıklarını belirtmek, doğru olur, ancak anlaşılan, bu tür yönetmelik değişikliğine gitmemiz gerekiyor, çünkü para cezalarını ödüyorlar ve bir sonraki seçimlerde de aynı olguya şahit oluyoruz.”
Avrupa Birliği’nin bu yönde ilerlediği, siyasi reklamlarla ilgili ek düzenlemelere ihtiyaç var mı?
"Elbette, bazı durumların açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Bunun bir örneği, Bulgaristan mevzuatında sözüm ona “medya paketlerinin” harcamalarına ilişkin şeffaflıktır. Bunun, devlet yardımı alma hakkı olmayan siyasi partiler için özel bir devlet yardımı olduğunu hatırlatmak istiyorum.
Merkez Seçim Komisyonu, bu partilere, medyada kendilerinin reklamını yapabilecekleri 40000 levaya kadar kaynak sağlıyor, ki bu yardımın amacı, medyada görünümleri açısından bir nevi eşitliklerinin sağlanması ve fikirlerinin yayılmasıdır.
Ancak Bulgaristan'da gözlemlediğimiz ve Kamu Ortamını Geliştirme Enstitüsü olarak yıllardır tespit ettiğimiz şey, bu medya paketlerinin bir kampanya sırasında harcandığı, ancak Merkez Seçim Komisyonu (MSK) bu kapasiteye sahip değil, ki MSK, bunu 2021 seçimlerine ilişkin bir raporunda belirtiyor ve bu sözleşmelerin gerçekten düzenli olup olmadığını kontrol etme kapasitesinin olmadığını ve siyasi oluşumların ve medyanın iyi niyetine güvendiğini açıkça ifade ediyor.
Bizler, 2021 yılı itibariyle kaynakların ve partilerin, bu paraların tam olarak hangi hizmet için verildiğinin, açıkça belirtildiği bir kamu sicili oluşturmalarını öneriyoruz. Böylece, ilgilenen her vatandaş, parti ve medya, Merkez Seçim Komisyonu'nun (MSK) bunu yapma kapasitesi olmadığı için, bu kaynakların uygun şekilde harcanıp harcanmadığını kendileri kontrol edebilecek.
Ne yazık ki, bugüne kadar bu verilere sahip olmalarına rağmen, yayınlamak istemiyorlar. Bu nedenle, kurumlarımızı bu kaynakların nasıl harcandığı konusunda daha şeffaf hale getirmek için kesinlikle ek düzenlemelere ihtiyacımız var.”
Ve özellikle Avrupa Birliği'nin önerileri, bunların yürürlüğe girmesi halinde etkilerinin ne olacağı ve Bulgaristan'da nelerin değişeceği konusunda ne düşünüyorsunuz?
"Bu aşamada yorum yapmak benim için oldukça zor, çünkü Avrupa Birliği'nden gelen mevzuatın kabul edilmesi her şeyden önce uzun zaman alıyor. Sonra ulusal mevzuata aktarılması gereken bir dönem var ve yine de her ülkenin farklı çözüm olasılıkları var, bu yüzden ülkemizde nasıl olacağını takip etmek çok ilginç olacak.
Bununla birlikte, Facebook ve diğer sosyal medyanın sözüm ona “sicildeki” bilgileri gerçekten sağlamayı başarması, yani siyasi kişilerin sosyal ağlarda genel reklamlarını takip edebileceğimiz tek bir yere sahip olması, bana kesinlikle doğru yön gibi görünüyor, çünkü bu şu anda imkansız.
Seçim kampanyalardan birinde, bunu siyasi partilerin, koalisyonların resmi sayfaları üzerinden yapmaya çalıştık, ama sonradan gördük ki, her aday kendi kampanyasını sponsorlar sayesinde yapıyor ve farklı profiller tarafından destekleniyor, tek sözle neredeyse izlenemez halde.
Şu anda sosyal medyadaki kaynak miktarı izlenemiyor, bu nedenle bu yönde herhangi bir çalışmayı memnuniyetle karşılayacağız."
Peki, sizce siyasi reklamcılık yoluyla ülkemizde Avrupa Birliği dışındaki bir ülkenin de bir etkisi var mı?
"Bu konuda yorum yapmak benim için zor, çünkü en azından resmi bilgi kaynaklarını takip eden verilerimiz, tarafların geleneksel medyaya yatırdıkları parayı gösteriyor. Yabancı ülkelerin, ülkemizdeki bir siyasi kampanyaya ne ölçüde müdahale ettiği ve sponsorluk yaptığı konusunda yorum yapmak benim için zor. Ancak, siyasi partilerin kampanya sırasında yapılan harcamalara ilişkin bir rapor sunmaları gerektiğini ve bunların da takibini yaptığımızı hatırlatmak istiyorum. Yani, en azından tamamen belgeler sayesinde, bu kanıtlanamaz.
Siyasi partilerin, gelir kaynaklarının neler olabileceğinin açıkça belirtildiği ve Sayıştay tarafından kontrol edildiği, bir de yıllık mali raporları var.
İnternet reklamcılığına gelince, o başka bir konu, ama aslında Avrupa Birliği'nin şu anda hazırladığı düzenlemelerin, tabiri caizse, o perdeyi kaldırması gerçekten mümkündür.”
Çeviri: Şevkiye Çakır
Foto: Freepik.com
Bu haber, AB “Euranet Plus” Radyo Ağı çerçevesinde hazırlanmıştır. Haberin orjinalini dinleyebilirsiniz.
Bulgaristan'da hareket ve görme engelli insanlar , hareket etmede ve yaşamlarında birçok zorlukla karşı karşıya kalıyor. Ancak fiziksel engeller şöyle dursun, bilgi ve idari hizmetlerdeki erişim düzeyinde de engeller mevcut. Tüm..
Dünyaca ünlü keman sanatçısı ve Amsterdam Kraliyet Concergebow Orkestrası Baş Kemancısı Vesko Pantaleev – Eschkenazy, Bulgaristan Radyosuna konuşurken “Oy verme hakkımı kullanabiliyor ve bunu yapmamın mümkün olduğu bir yerde bulunuyorsam sandık başına..
Bulgaristan Ulusal Radyosu BNR’nin muhabiri Mariya Petrova, Edirne’de 27 Ekim seçimleri öncesi herhangi bir gerginlik yaşanmadığını ancak Bulgaristan’daki siyasi duruma ilişkin güçlü bir hayal kırıklığı olduğundan bölgede aktif oy kullanma..
Burgas Tam Teşekkülü Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından yapılan açıklamada diyabetik ayak tedavisinde hastanın kendi dokusu kullanılarak yapay..
Pleven’de Noel köyü kuruldu . Şehir sakinlerinin 2024 yılını uğurlama ve yeni 2025 yılını karşılama heyecanı ve neşesini artırmak için belediye..