16 Nisan tarihinde Veliko Tırnovo'da kurulan ve sadece bir gün çalışan Büyük Millet Meclisi'nin 144. yılı anıldı.
10 Şubat ile 16 Nisan 1879 yılında temeli atılan Kurucu Mecliste 230 milletvekili var. Kurucu Meclis Tırnovo Anayasasını kabul eder ve böylece Osmanlı döneminden sonra Bulgaristan devletçilik temelini yeniden inşa etmiş olur.
16 Nisan'da ise Tırnovo'da sadece bir gün faaliyet gösteren ilk Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunun 144. yılı kutlandı.
Bu Büyük Meclisin amacı ve gündemi bir tek noktadan ibaret olur: Asıl adı Vasil Drumev olan Piskopos Kliment'in teklifi ile Büyük Millet Meclisi Birinci Aleksandar Betenberg'i "Bugaristan Prensi" seçer.
Veliko Tırnovo Üniversitesi öğretim görevlisi tarihçi ve Bulgar parlamenter tarihi araştırmacısı Prof. Milko Palangurski birkaç yıl önce ilk ansiklopediyi yazdı ve ilk meclisin kurulması ile anayasanın yazılmasında rolü olan önemli kişilerin isimlerini ve biyografilerini bir kitapta topladı.
Kurucu Mecliste ve ilk Büyük Millet Meclisi'nde milletvekilleri Bulgaristan'ın siyasi, toplumsal ve iktisadi hayatın adeta "kaymağından" oluştu.
Bu meclisin ana gayesi Berlin Kongresi'nin kararı ile Bulgar Prensliği'nin yönetim organını oluşturmak, anayasayı belirlemek ve devlet başkanını seçmek olacaktı.
Kurucu Meclis üyeleri soylu veliahtlar, girişimci veya dünya çapında bilim adamları olmasa da, her biri kendi çapında lider vasıflı olmayı haketmiş kişilerdir.
Onlar dini önderler, yerli veya milli çaplı tüccarlar, ihtilalcı, yayıncı, gazeteci ve edebiyatçı, imperatorluk memurları ve kendi başına eğitilmiş diplomatlar, hukukçu, doktor ve öğretmenlerdir.
O 230 milletvekilinden bazıları seçimler, bazıları hak itibarıyla, bazıları ise atamalı olarak meclise girer.
144 yıl önce de parlamento seçimleri olur, fakat onlar şimdiki sistemden farkıdır, diyor Prof. Palangurski:
Parlamento seçimlerini o dönemde ülkede işgal idareci olan Rus idaresi tarafından yapılır. Çift sistem denilen bir sistem geçerlidir. Ruslar bundan önce farklı kazalarda yargıç seçimi yapar ve 50 evden bir sözcü seçilir. 50 evin hanesi adına sadece bir, iki veya üç kişi seçime katılır ve köydeşlerinin oyunu belirtir. Bu temsilciler il şehrine giderek, Kurucu Meclis için kendi oyunu verir. Toplam 89 kişi seçimle gelir.
Diğer milletvekiller ise geçici idarenin memurlarıdır- mesela İl Mahkemesi Başkanı, şehir meclisi başkanı, belediye başkanı gibi kolturkta olanlar doğrudan Kurucu Meclise vekil olur ve böylece gerekli 230 sandalye sahibini bulur. Birkaç tayinli milletvekili de olur, çünkü bu sistemle azınlıklar temsilcisiz kalır.
Geçici Rus işgal idaresi genelde Türk asıllı olmak üzere, azınlıktan da milletvekiller atamaya karar verir. Bu Türk temsilcilerden sadece birisi halk tarafından seçilmiş, diğerleri ise Ruslar tarafından tayin edilmiştir.
Burada hiçbir gizli politika yürütülmez. Asıl hedef Berlin Antlaşmasında dendiği gibi, ulusun önde gelenlerin katılımıyla bir temsili organ kurmaktır".
Osmanlı döneminden sonra Kurucu Meclis ve ilk Büyük Millet Meclisi mileltvekillerini Prof. Palangurski beklenmedik şekilde bir elit temsilciler meclisi olarak tanımladı:
„Birçok kişi o dönemde Bulgairstan'da adam olmadığını düşünüyor. Halkın yüzde 97'sinin okuma- yazması yok, insanlar bırakın okumayı imza atmasını bile bilmiyor. Bir anda Kurucu Mecliste çok ciddi bir sosyal katman olduğu görülüyor. Din adamları, papazlar, piskoposların hepsi yüksek okul mezunu. Rus işgal güçleri listeleri kendisi belirler- hangi milletvekili Tırnovo Anayasasını kabul eden temsilciler olacak şeklindeki listeleri Ruslar hazırlar.
Elbette yönetimin işine gelen insanlar da var temsilciler arasında. Yerel idaresi isim yapmış kişiler, aslında Osmanlı yönetiminde deneyimi olan temsilcilerdir.
Unutmamalı ki Osmanlı döneminde 1860'lı yıllarda Bulgarlar yerel yönetim, muhtarlıklar, şehir meclislerinde söz sahibidir ve şehir meclis üyeleridir.
Yeni seçilen milletvekillerin benzeri deneyimi olur. 120'den fazla vekil ise tüccar, zanaatçı, girişimci, Amerikan modelinde kendini yetiştirmiş zenginlerdir. Onlardan bir kısmı 7, 8, 10 devletle ile ticaret yapan tüccar ruhlu kişilerdir. Milletvekiller arasında tek bir okuma- yazması olmayan yok".
Tek bir çalışma gününde milletvekiller Büyük Güçler ile önceden danışılmış isim olan 22 yaşındaki Aleksandar Josef fon Batenberg'i Birinci Aleksandar adıyla "Bulgaristan prensi" tahtına seçer. Aleksandar, Rus Çarı 2. Aleksandar'ın yeğenidir, kardeşlerinden biri ise İngiliz Kraliçesi Victoria'nın kızınla evlidir. Onlar İspanya ve İsveç kraliyet ailesiyle akraba olan bir hanedandır.
Kurucu Meclis ve Birinci Büyük Millet Meclisi tamamen geçici Rus idaresinin sorumluluğu altındadır, diyor Prof. Milko Palangurski:
Berlin Sözleşmesi "Rus İmperatorluk Komiseri" unvanını tayin eder ve bu temsilcinin bütün Avrupa'da Bulgaristan devletinin yenilenmesi için tüm etkinlikleri yapmakla yükümlü olur. Berlin Sözleşmesine göre Bulgar devleti Bulgar Prensi, Anayasa ve prens seçimiyle yenilenmiş olur. Bütün bu süreç Rus idaresi tarafından ödenir. Bulgar devleti bu paraları 1883 sözleşmesiyle Ruslara geri iade eder".
O zamanlar da mecliste kavgalar vardı, diyor profesör. O zaman da vekiller ait oldukları sosyal veya mesleki katmana göre aralarında ayrım yapardı :
„Onlar sadece kendilerine benzerleri arasında temas kurar. Eski tüccarlar, çorbacılar iş sektörü olarak aralarında temas kurar. Kilise temsilcileri bir başka cephede ortaklaşır. Öğretmenler ise apayrı bir çevre oluşturur- onlar genelde devrimci ilkeleriyle bağlı, kitap, gazete dağıtımı yapmış kişiler. Birbirini tanıyorlar. Ayrıca ilk mecliste milletvekiller "genç ve yaşlı" olarak da aralarında ayrım yaparmış, diyor tarihçi.
Mecliste 72 vekil geçmişte Rakovski ve Levski ile irtibatları olan kişilerdir. Sonuçta Anayasa maddeleri hakkında bu temsilciler kendi ağırlığını koymayı başarır. Anayasa kabul edilecek gün, milletvekillerden hiç biri meclis salonunu terk etmez".
Tarihçiler bu ilk Bulgar Meclisi milletvekillerinin renkli, bazen de kışkırıtıcı davranışlarıyla ilgili kitap yazar mı bilinmez. Ancak 144 yıl önceki ilk yasama müellifleri arasında roman ve film senaryolarına layık "babalar" da var.
„Dyado Tseko Voyvodata - Voevoda Tseko Dede 1834'ten 1879'a kadar dağlarda "haydut" çeteci olarak Sırbistan'da Bulgar devrim örgütünün önderi olur.
Samara bayrağına altın çiviyi çakan ve Bulgar devrimcileri önünde ana konuşmayı yapan kişidir.
İki yıl sonra ölümünden önce elelrinde Anayasa kitapçılığı ile gömülmeyi salık verir. Levski'nin Loveç komitesinden Dimitır Pışkov ise 1884 yılından itibaren Bulgar topraklarından İtalya'ya ipek ihracatı yapar.
Papaz Minço Konçev ile beraber Diyabakır zindanlarına sürgüne gönderilir. Müebbed sürgün alsa da, orada da dana eti üretmeye başlar. Diyarbakı'dan kaçmayı başrır ve Rus ordusu ile Bulgaristan'a geri döner. Tam 10 defa mileltvekili seçilir. Ülkenin en büyük tücaret evlerini kurar, Boruştitsa- Stara Zagora demiryolu hatını inşa eder. Sonunda da otomobil kazasında hayatını kaybeder. Böyle bir kişi için Amerika'da dizi yaparlardı".
Kurucu Mecliste mileltvekillerin bir kısmı prensi seçtikten ve Anayasayı kabul ettikten sonra, görevini tamamladıkları düşüncesiyle Meclisten ayrılır ve işlerinin başına geri döner. Siyasette kalan Karavelov, Konstantin Stoilov, Dragan Tsankov ve 1901 yılına kadar ülkenin bütün başbakanlarının Kurucu Meclis milletvekilleri edasıyla gerçek politkacı özgüveniyle yaşamış, diyor Prof. Palangurski.
49. Halk Meclisi ve bundan öncekilerde milletvekiller aslında halkın seçkisine tabi tutulduklarını düşünmüyor. Vekili çıkaran da halk, indiren de halk oluyor.
„Bulgaristan halkı inanılacak gibi olmasa da, seçkisini çok hızlı yapıyor. Eskiden günümüze gelen bir çizelge var ve o hala geçerli. Ulusal lider olarak tabir edilenler dışındaki politikacılar, en fazla iki- üç meclis siyasi hayatta kalabiliroyor. Halk onları yavaş, yavaş itiyor ve onlar geri dönmüyor.
Önemli olan anayasa sisteminin çalışıyor olmasıdır. Politik bölünmeler olmayan parlamento yok.
Parlamentoları ne kadar değiştirsek de, gene de parlamento ayakta duruyor. Bulgaristan'da kararları Parlamento alıyor".
BNR “Horizont”
Derleyen: Sevda Dükkancı
Foto: BGNES, Zdravka Maslyankova, arşiv
Türkiye’de seçim sürecini takip eden BNR muhabiri Mariya Petrova seçim günü sonunda oradaki atmosferi değerlendirdi. Bulgaristan’daki partiler Türkiye’de yaşayan göçmenleri bağrına basacak mı ve buradaki toplum iki ülke arasında onların köprü rolünün..
Türkiye’de seçimlere katılım oranı bundan önceki seçimleriyle aynı veya biraz daha yüksek olabilir. BNR’nin seçimlere özel Türkiye’ye gönderdiği muhabiri Mariya Petrova, Güney komşumuzdaki seçim gününü şöyle özetledi: Edirne ve Trakya..
Türkiye’deki seçim sandıklarında 27 Ekim seçim süreci sakin, fakat heyecansız geçti. Türkiye’de yaz saati uygulaması devam ettiği için seçim günü bir saat erken bitti. BNR muhabiri Maria Petrova'nın aktardığı gibi İstanbul, Edirne, Trakya, İzmir ve..
İki kez Avrupa şampiyonu olan, Bulgaristan'a üç dünya madalyası kazandıran güreşçi Efrahim Kamberov ile Naim Süleymanoğlu'nu konuştuk. Kamberov, Naim..