Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Depremzedelerde umut: Görecek günümüz, içecek suyumuz varmış

"Asrın felaketi" depremin birinci yılında BNR Hatay'da

| Güncelleme 06.02.2024 09:30

Türkiye 6 Şubat 2023 sabahı saat 04.17 'de 7,7 ve aynı gün 13.24’te ise 7,6 büyüklüğünde ikinci depremle sarsıldı.

BNR Türkçe Yayınlar ekibinden Sevda Dükkancı ve “Horizont” programından Mariya Petrova depremin birinci yılında dört gün boyunca deprem bölgesini gezdi, oradaki izlenimlerini dinleyicilere paylaşmak üzere derledi.

Hatay, Antakya’da asrın felaketinin birinci yılı  

50 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği yıkıcı depremde Hatay’da 24 000 kişi vefat etti.

“Asrın felaketi” olarak adlandırılan bu afetin birinci yılında yetkililerle, yerel yönetim temsilcileri, deprmezedelerle, gönüllülerle görüştük ve “bir yıl öncesi- bir yıl sonrasının” tablosunu çizmeye çalıştık.

Hatay tabelasından sonra kilometrelerce yol geçmemize rağmen, şehir yapılaşmaları görmedik. Depremin yıktığı kadim kent yerini konteyner kenteynerlere bırakmış.

Geçen yıl Şubat ayındaki yıkıcı depremde 24 bin kişinin yaşamını yitirdiği Hatay’da, depremin birinci yılında 215 bin kişi konteynerlerde yaşam sürüyor.

AFAD’ın Hatay İl Müdür Yardımcısı Tamer Bayındır 185 konteyner kentte 215 bin depremzedenin yaşam sürdüğünü bldirdi ve hiç kimsenin artık çadırda yaşamadığını belirtti.

Taner Bayındır

Yıkılan şehrin insanları şimdi 70 bin konteynerde yaşıyor. 20 metre kare bu alanda yaşayan ailelere devlet desteğini esirgemiyor. “Her gün 25 Tır içme suyunu sağlıyoruz. İlk yedi bin konudu da Şubat ayında hak sahiplerine vereceğiz” dedi Taner Bayındır.

“Antakya’nın %94’ü yıkılmış durumda. Bu yıkımda hem insanların konutları, hem iş yerleri var. Burada bütün sayılar büyük- ölen insanların sayısından tut, yıkılan evler vs. Sayılar büyük olunca vatandaşa hizmet anlamında yapılması gereken iş de büyük” diye anlatan AFAD yetkilisi, konteyner kentlere artık prefabrik iş yerleri ve prefabrik çarşılar yaıldığını söyledi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın konut projeleri devam ediyor. 42 bin konut projesinin inşası sürüyor. Taner Bayındır: “Bu da bizim en büyük gururumuz olacak. 7 bin konut Şubat sonunda çekiliş yapılarak kura ile hak sahibi vatandaşlara teslim edilecek. Konteyner kent hayatını değil de, kendi evine yerleşen insanlarla normal hayata geçişi konuşacağız” dedi.

Depremin ilk saatlerinden daha arama- kurtarma çalışmalarının kahramanları AFAD, hala sahada ve bir yıl sonra da deprem bölgesindeki tüm çalışmalar onların koordinasyonu altında gerçeleşiyor.


AFAD’ın Hatay İl Müdür Yardımcısı Bayındır, ilk günlerden daha yardıma koşan Bulgaristan’a teşekkürlerini iletirken, ülkemizle ayrı bir bağı olduğunu da aktardı. 

Dedelerinin Sviştov’tan Türkiye’ye göç ettiğini kaydeden Taner Bayındır, Hatay’da BNR ekibi ile konuşurken, heyecanını gizlemedi: “Bulgaristan göçmeniyiz. Ama nasip oldu Hatay’a geldik, Hatay’da çalışıyorum. Bu gurur verici birşey. Bulgaristan arama- kurtarma ve insani yardım boyutunda bize yardıma koştu. Bu yardımlar çok anlamlıydı. Yurtdışından gelen her yardıma,Bulgaristan’dan gelen her arkadaşıma binlerce kez teşekkür ederiz” .

AFAD’in himayesinde güvenli yaşam alanları olarak günlük hayat konteyner kentlerde sürerken, BNR ekibi böyle bir semti ziyaret etti.

“Yeni umut Yeni Hayat” yazılı bir konteyner kadınlara umut olmuş. Depremin yıkıcı pençelerinden sağ kalan kadınlar, bu kez tüm gücünü umutla yardımlaşmaya bağlamış.

Hüsne Özer bir yıl önceki 6 Şubat’ı anlatırken, gözleri hala o dehşetin korkusunu anlatıyor: 


“Deprem anını şöyle izah edeyim- Mahşer Günü! Küt- küt çok kötü bir sesle geldi. Ben bu yaşıma kadar böyle bir gürürltü sesi duymadım. Ben tavanın açıldığını gördüm, hani bizler filmde görürüz böyle şeyi. Ama film değil, gerçeğini gördük. Masanın altına kendimizi zor attık. Yedi katlı binanın altında kaldık”.

Hüsne Özer,  şimdi beraber gönüllü olarak kadınlara ve çocuklara yardım ettikleri arkadaşı Hasine Gölçek’i göstererek : ”Biz beraber 24 saat göçük altında kaldık, vedalaştık ve hellalaştık. Ölümü gördük ve işte şimdi buradayız. Hatay diye bir şehir şimdi yok. O yedi kez tarihte yıkılmış, şimdi de biz ayakta kalıp, onu yeninden inşa edeceğiz” dedi ve yardım ettikçe mutluluklarına mutluluk kattıklarınıaktardı.

Hüsne Özer: “Biz ölümden kalkıp da, buraya geldik. Biz burada ders veriyoruz, yaşayanlara bir nebze de olsa bir yardursa, ne mutlu bize. Kurslar açıyoruz, kütüphanede çalışıyrum, ihtiyacı olana yardıma koşuyoruz, umudumuza umut katıyoruz” dedi.

7. katın yıkımı altında 24 saat kalan va yaşama dair umudu kestikten sonra, yeniden hayata sarılan arkadaşı Hasine de mutevazi bir tebessümle hayata sarıldığını anlatırken, şükretti ve : “Biz orada ölümü kabullenmiştik. Rabbimizin bize biçtiği bir ömür var. Ama demek ki daha görecek günümüz, içecek suyumuz varmış. Hayattayız! Antakya’nın kalkınmasına yardım ediyoruz”.

O umudu yağmurlu bir günde prefabrik yapılar arasında top oynayan ve gülüşen çocukların gözünde de gördük. “Konteyner kentler arasında futbol musabakasına” hazırlanan çocuklar çok heyecanlıydı. Semt içinde okullar, oyun alanları, kütüphane ve dersaneleri de var.


11 yaşındaki Emir “Yoğurt gibi çalkalandık. Korkmayacak gibi değildi” diyor bir yıl öncesinin depremini anlatırken. Bir başka çocuk ise :”Abla bizim ev yıkıldı. Annem çok üzüldü” diye anlatırken: “Peki sen evini özlemiyor musun?” sorusuna, adeta hayat dersi bir cevap verdi: “Yok, üzülmüyorum. Ev zaten geri gelir. Bütün ailem yaşıyor ve hayatta ya- o önemli”.

13 yaşındaki Reşit de bu konuşmaya titrek sesle  katıldı: “Benim tüm ailem öldü, hocam. Teyzelerim, halalarım, amcalarım depremde öldü”. Bazen olan depremlere artık alıştıklarını ve korkunun yavaş, yavaş sıyrıldığını anlatıyor Reşit.

Büyünce Emre yunus polisi olacak, 11 yaşındaki Melisa ise doktor olmayı hayal ediyor.

Yağmurlu bir günde konteynerler arasındaki oyunlarına devam ederek, mutlu bir fotoğraf karesinden sonra bize veda ediyorlar umuda umut katan depremin çocukları.


Röportajları aşağıdaki ses linkinden dinleyebilirsiniz:

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş: 11 aydan beri ben de ailemle konteynerde yaşıyorum

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş BNR ekibini makamında kabul etti ve zor dönemde, omuzlarında büyük bir manevi yük taşıdığını, ancak sorumluluklarını kararlılıkla yaptığını anlattı: “Kolay bir süreç değil. Bu şehrin manevi yıkımının en çok hissedildiği makam Büyükşehir Belediyesidir. Benim omuzlarımda bu yük büyük. Biz soğukkanlılıkla, ama heyecanla ve azimle çalışıyoruz. Uzun ve ince bir yoldayız. Meşakatli bir yoldayız, ama başaracağız” diye emin konuşan Lütfü Savaş, Medeniyetler şehri Hatay- Antakya’nın yeniden o eski günlerine kavuşacağına inanıyor.

Belediye Başkanı da Tıp profesörü olan eşiyle beraber 11 aydan beri konteynerde yaşıyor: “Hatay halkı nasıl yaşıyorsa, biz de öyle yaşayalım. Onlara empati yapalım, onlarla birlikte bu şehri ayağa kaldıralım diye uğraşıyoruz”.


“Hatay tarihte en çok depremlerden yıkılan şehirlerden biri. Bundan sonraki en önemli nokta, konuşlanacağımız coğrafyanın evlerin ve iş yerlerin hem estetik olması, hem sağlam ve kaliteli yapıyla insanları barındırmak”. Lütfü Savaş yeni yaşam yerlerinin belirlenmesi için çok ciddi zemin etüt çalışmaları yapıldığını ve o yüzden sürecin zor ve uzun sürdüğünü kaydetti.  

Dayanışmanın mesajı: İyilik ölmedi

Eşinin ailesinin Kırcali göçmeni olduğunu kaydeden Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Bulgaristan da dahil, dünyanın dört bir tarafından gelen desteğe teşekkürlerini iletti ve bu kenetlenmenin “iyilik ölmedi” mesajı verdiğine dikkat çekti:

“Dayanışma şunu gösterdi bize. Hep insanların aklında- acaba bireysellik artıyor mu, insanlar başkaların acılarıyla dertlenir mi? Şunu gördük ki, deprem sonrasında insanlarımız öldü, eşyamızı kabettik, evimizi kaybettik, işyerimizi kaybettik, ama insanlığpın hala yaşadığını, insanlığın ölmediğini bize gösterdi”.

İnsanlığın ölmediğini anlamak için, hayvanlara karşı tutumları ve hizmeti görmek de bizde derin izler bıraktı.

Köpeklere kucak açan Eğitim Dairesi Hangarı  


Eğitim Dairesi işlevini gören dev bir hangarda kurslar, dershaneler, kadın meslek edindirme etkinlikleri, sosyal faaliyetler sürerken, bir yandan da birçok sahipsiz köpek ve kediye de ev sahipliği yapıyor.

Köpekler ve kediler de sokata kaldı, onların da bize ihtiyacı var

Antakya Eğitim Dairesi Bakanı Emine Atmaca bize sevgi ve merhamet örneği sunan güler yüzlü bir insan oldu: “Biz nasıl sahipsiz kaldık, yurtsuz kaldık, onlar da evlerini kaybetti, mahallede onları besleyen bakkal amcasını kaybetti, mama veren gençlerimizi kaybettiler, onların şu an sığınabilecekleri hiçbir yerleri yok. Biz bir köpekle başladık, besledikçe çoğaldılar. Bize zararları yok. Arkadaşlarımız da hepsi duyarlı, hayvan dostu”.

Sahipsiz hayanların sığınacakları bir balkon bile kalmadı!

“Bizim yaşadığımız herşeyi onlar da yaşadı. Antakya sokakları yüzlerce sahipsiz kedi, köpekle doldu. O kadar çok ihtyaçları var ki barınabilecekleri yere. Bir balkonun altına girebileceği apartman bile kalmadı. Balkon kalmadı. Balkonun altına girebilecekleri bir tek ev kalmadı Antakya’da. Onlar da bizim kadar sahipsizler”.  

Röportajları aşağıdaki ses linkinden dinleyebilirsiniz:

Haber ve fotolar: Sevda Dükkancı

BNR ekibinin deprem bölgesinden röportajlar Perşembe günü “Zor günler güçlü insanlar doğurur” başlıklı ikinci bölümle devam edecek.




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Razgradlı öğrencilerden hayır turnuvaları

İyilik yapmanın, hayır işlemenin müfredatta yer almadan eğitim programının bir parçası haline gelmesi mümkün mü acaba? Razgrad “Sandor Petöfi” Ulusal Meslek Teknik Okulu öğrencileri ile öğretmenlerinin inisyatiflerine bakılırsa bu sorunun cevabı..

Eklenme 29.04.2024 06:10
Zelişah Kızılkan

Zelişah Kızılkan: Balkan müziği arasında en çok Kadriye Latifova'nın türkülerini dinlerim

Geleneksel Balkan müziğini icra eden  Sırbistan'dan frula sanatçısı  Neda Nikolic , 15'den fazla enstrüman çalan ve birçok sosyal projede yer alan Kuzey Makedonya'dan  kaval, gayda, tambura sanatçısı  Baisa Arifovska ,  vokal ve çaldığı ud ile..

Eklenme 26.04.2024 05:10

Tsveti ve “Bulgar murrah” cinsinden müreffeh mandaları

Güzel yüzlü, ince, genç ve eğitimli olan Tsvetelina Nedkova , moda podyumunda ya da reklam sektöründe başarılı karyer yapmak için gerekli tüm niteliklere sahip olurken köyde manda yetiştiriciliği yapmayı tercih etti . Ekonomi ve bilgi..

Eklenme 23.04.2024 13:10