Peştera sakinleri 300 yılı aşkın süredir eski kuledeki saatin sesi ile güne uyanır. Bulgaristan’da ikinci en eski saat kulesi, çoktandır kasabanın sembolü haline gelmiş durumdadır.
Geçen yılda yerli insanların “Sahata” dedikleri kulede restorasyon çalışmaları yapılarak mekanik saat, elektronik saatle değiştirilince günde birkaç kere kuleden yayılan ses, Peştera’da yaşayanları yine hoşnut etmeye başladı.
Eskiden kasabadaki iktisadi hayatın düzenlenmesinde kullanılan saat, dükkan ve atolyelerde çalışan esnafın mesai başı ve sonunu bildirirdi. O dönemde sıkı tüzükleri bulunan son derece ciddi birer kuruluş olan esnaf örgütleri haksız rekabeti önlemek üzere herkesin aynı saatte mesai başı ve sonu yapması kuralına büyük önem verirdi.
Belgelere göre Kurtuluş sonrasında kule kendi kaderine bırakıldı, saat mekanizması ise çalındı. Daha sonra, geçen yüzyılın 70’li yıllarında saat kulesi retore edilerek hayata döndürüldü.
“Sahata” olarak bilinen saat kulesinin bakımını uzun yıllar boyunca Peştera’da Halil dede olarak bilinen adam, gönüllü olarak yaptı. Halil dedenin vefat etmesi üzerine şimdi eşi kuleye bakıyor. 88 yaşında olan kadın kulenin etrafını ak pak tutararak vandallıktan koruyor.
Yaz ve yaşadığımız beton yığınlarını saran sıcaklıklar, vatandaşların büyük bir çoğunluğunu su kenarlarında ve tabii ki Karadeniz’de daha sık ve mümkün olduğunca daha uzun süreli serinlik arayışına itiyor. Ancak bazı insanlar plaja vardıklarında tatil..
“BG Aktif ol” Derneği, “Yasadışı çöp döküm alanlarına hayır” kampanyası ile ilgili temizlik etkinlikleri ve bilgilendirici seminerlerin düzenlenmesini teşvik etmek amacıyla STK’lar, spor kulüpleri ve eğitim kurumlarına çağrıda bulundu. Dernek..
Bulgaristan takımı Budapeşte’nin ev sahipliği yaptığı ve dünyanın dört bir yanından 38 ülkenin katıldığı Uluslararası Genç Fizikçiler Turnuvası’nda (IYPT) gümüş madalya kazandı. Final aşamasında 190.9 puan elde eden öğrencilerimiz, Almanya..
Yaz ve yaşadığımız beton yığınlarını saran sıcaklıklar, vatandaşların büyük bir çoğunluğunu su kenarlarında ve tabii ki Karadeniz’de daha sık ve mümkün..