İslâm dini, Hazreti Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicretinden sonra Müslümanlara iki bayram hediye etmiştir. Bunlar; Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı olarak adlandırılan bereketli zaman dilimleridir. Bu bayramlar, bir taraftan tevhit inancını Müslüman gönüllere nakşetmektedir, diğer taraftan tevhit anlayışının topluma yansımasını da sağlamaktadır. Ayrıca Müslümanların tevhit inancına aykırı inanç, tutum, kutlama ve geleneklerden uzak durmalarını sağlamayı hedeflemektedir. Bu yüzden Müslümanlar, kendilerine hediye edilen bu bayramları asırlardır derin bir inanç, bağlılık ve hürmetle kutlamaktadır. Bu bayramlar zaman içerisinde kendi etraflarında bayram ve bayramlaşma kültürünü de oluşturdukları için Müslüman toplumu, İslâm kimliği ve kültürü açısından büyük değer taşıyan ögeler hâlini almışlardır.
Kurban Bayramı, Müslümanların en büyük bayramıdır. Bu bayram, tarihî derinliği olan bir inanç ve anlayışın devamıdır. İnsanlık tarihinin en önemli simalarından olan, bütün dinlerin atası olarak kabul edilen büyük peygamber Hazreti İbrahim ve oğlu İsmail peygamberin hayatlarından sahneleri ve onların taşıdıkları değerleri günümüz insanının anlayışına ve hayatına sunmaktadır. Kurban Bayramı, Allah’a itaati, değerlere saygıyı, kutsallara hürmeti aşılayan ibadet şeklinde bir uygulamadır. İçerisinde barındırdığı Kâbe’yi tavaf etme, şeytan taşlama, kurban kesme, Arefe ve Kurban Bayramı günlerinde namaz sonrası teşrik tekbirleri getirmek suretiyle yerine getirilen ritüellerle Allah’ı yüceltmenin farklı şekillerinden oluşan Kurban Bayramı, kalplerin derinliklerine nüfuz etmektedir. Aynı zamanda bayramlaşma, ikram, sosyal yardımlaşma gibi boyutlarıyla Kurban Bayramı toplumun farklı katmanlarını etkilemektedir.
Bu yüzden Kurban Bayramı, dün olduğu gibi, bugün de Müslümanların hayatında önemli bir yere sahiptir. Hatta bu etkisi sadece Müslümanlarla da sınırlı değildir. Zira Kurban Bayramının sevinci ve oluşturduğu pozitif duygular ve enerji Müslümanların etrafındaki diğer din mensuplarına da olumlu olarak yansımaktadır. Bu bağlamda kurban ifadesinin bilhassa Bulgaristan halkının farklı kesimleri arasındaki etkileşimin güzel bir yansıması olduğunu söylemek mümkündür. İslâmî bir kavram olan kurban, Hristiyanlar tarafından da benimsenmiştir. Kurbanın ikram boyutunun olmasının da etkisiyle genellikle bu kavramın olumlu çağrışımları ve birleştirici etkisi söz konusudur.
Bu yıl 16 Haziran itibarıyla dört gün boyunca kutlanacak olan, Bakanlar Kurulu kararıyla resmî dinî bayramlar arasında da kabul edilen Kurban Bayramının hayır ve güzelliklere, muhabbet ve dostluklara vesile olmasını diliyor, gönüllerde kalıcı izler bırakmasını temenni ediyorum.
İslâm aleminin Kurban Bayramı mübarek olsun!
Ortodoks Kilisesi, İsa Mesih’in doğumu beklentisiyle, bugünkü ayinlere kapılarını açıyor. BNR’ye konuşan Vratsa Metropoliti Grigoriy, “Bizim ve kurtuluşumuz için gökten inen Tanrı'nın Oğlu'nu karşılamak için, kutsal ilahi törenlerde İsa..
Noel arifesi (Bıdni veçer), geleceğe umutla baktığımız aile bayramlarından biridir. Geçmiş ve gelecek arasındaki sınırda Ortodoks Bulgarlar, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar gelecek günleri karşılamak için bir araya geliyorlar. Gelenek üzere yemek..
Eskiden Küçük Noel veya “Neyadka” (Yemek yemeyen) olarak da adlandırılan Noel Arifesi , bir sonraki yılın tamamını etkileme gücünü taşıyan karanlık, korkutucu bir dönemin parçası olarak kabul edilirdi. Bu nedenle Noel'den..