Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Plovdiv Bölge Etnografya Müzesi keçe sanatının canlanmasına destek veriyor

Ülkemizdeki keçeler, renk yoğunluğu, sembol çeşitliliği ve güzelliği ile ayırdediliyor

7
Foto: Plovdiv Bölge Etnografya Müzesi

Plovdiv Bölge Etnografya Müzesi’nde sergilenen yünden yapılmış ürünler ziyaretçilere iç huzur ve sıcaklık hissi veriyor.

“Bulgar Keçeleri: Kadim Zamanlardan Mesaj” adı ile tertip edilen sergi, Proto-Bulgarlar tarafından topraklarımıza getirildiğine inanılan eski bir zanaatı tanıtıyor.


Müze tertip görevlisi Grozdelina Georgieva, radyomuza konuşurken şunları anlattı:Keçe, yünü üst üstekoyarak istifleme yoluyla yapılan dokusuz bir kumaştır. Birçok katman üst üste konularak yapılan keçe işleri, tek renk olabileceği gibi birçok rengi içinde barındırabilir. Örneğin Koprivştitsa keçeleri son derece renkli olup ailenin koruyucusu olan yıldız, rozet, güneş, ailenin devamını simgeleyen ve yaşam nehrini tasvir eden figürler gibi temel sembolleri içerir. Tüm bu dilekler kelimelerle değil, kumaşın ifade araçlarıyla dile getirilir”.


Bu teknikle kıyafetler, kemerler, ayakkabılar, halı ve duvar panoları yapılır. Kısaca, normal kumaştan üretilebilen her şey keçeden de yapılabilir. “Burada herhangi bir dokuma tezgahına değil, sadece eller, su ve sabuna ihtiyaç var”, diyen Grozdelina Georgievaşöyle devam etti: “Renklerle çalışırken her rengin bir anlamı vardır, çünkü eskiden keçeler çoğunlukla düğün hediyesi olarak yapılırdı. Yeni evlilere gerdek gecesi için, yeni ailenin kurulmasında ve soyun devamında bir başlangıç olarak kutsanmış bir halı armağan edilirdi. Keçe halının üzerinde çoğu zaman merkezi bir sembol olarak güneş yer alır. “

Terlik, pelerin ve giysi gibi daha küçük günlük kullanım eşyaları bir zamanlar kadınlar tarafından da yapılırdı. Ancak yetenekli zanaatkârlar sayılanlar, köyden köye seyahat eden ve en yoğun emek gerektiren işleri üstlenen “drındar” adı verilen erkeklerdir.


“Halı gibi büyük ürünler, hangi köyü ne zaman ziyaret edecekleri önceden bilinen erkekler tarafından üretilirdi”, dedi Grozdelina Georgieva. “Kilim ustalarının birkaç gün içinde, evlenecek kıza hediye veya çeyiz olarak verilecek büyük halıyı yapabilmeleri için, ev sahiplerinin tüm malzemeyi önceden hazırlamaları gerekiyordu. Bu gerçekten çok emek gerektiren bir iştir.”

Tüm dünyayı dolaşan ve farklı halklardan bilgi edinen Macar araştırmacı ve keçe ustası İstvan Vidak'a göre, topraklarımızın keçeleri pek çok renk, sembol zenginliği ve güzellikle öne çıkıyor. Keçe ürünleri esas olarak Vidin ve Koprivştitsa’da en önde gelen iki ekolüneseridir. Bölgemizde XVIII. yüzyılın başlarından ve ortalarından kalma ürünler bulunmuş, ve ardından bu gelenek uzun bir süre kaybolmuştur.

2007 yılından itibaren Plovdiv’teki Bölge Etnografya Müzesi, usta zanaatkarları toplayarak keçe sanatını yavaş yavaş canlandırmaya başladı. Georgieva, bu konuda şu bilgileri paylaştı:


“Şu anda çocukların da pek sevdiği altı keçe ustamız var. Çocuklar keçe ve su ile çalışmaya, figürler, meşe palamutları, kolyeler yapmaya bayılıyorlar. Minikler keçe atölyelerimizin en sevilen katılımcılarıdır, katılanlarınçoğu, kadın ustaların devamlı öğrencisi haline geliyor ve artık 5-6 yıldır onların yanında çalışmaya devam ediyorlar. İnsanların birbirinden farklı olması el becerilerine de yansıyor, dolayısıyla birbiri ile aynı olan iki ürün yoktur, ki bu da el işçiliğinin büyüsüdür.”

Eski bir zanaat olsa da keçe işçiliği, günümüzde de ipekle bir arada kullanıldığı güzel şalların, ceket, terlik ve botların yapımında kullanım alana bulmaktadır.


Keçe sanatının son ustasıyla birlikte yok olmayacağına dair ümidini canlı tutan Grozdelina Georgieva, şunları dile getirdi:“Onlara alan veriyoruz, çalışmalarını destekliyoruz, görünür kılıyoruz, çünkü ürettiklerine ruhunu katan canlı insan varlığını görmek önemlidir”

Kodlanmış mesajlar taşıyan, değişik form ve renklerdeki keçelerin müzenin iki katında sergilendiği teşhir, 15 Ekim’e kadar ziyaretçilere açık olacaktır. Plovdiv’in sakinleri ve konuklarına seslenen Grozdelina Georgieva “Buyurun gelin, çünkü sergilenen eserler, koruyucu olmakla birlikte bereket sembolleriyle yüklüdür ve herkes hanesine neleri götürmek istediğini kendi seçebilir,” dedi.

Röportaj  : Diana Tsankova

Çeviri  : Nergis Hüseyin




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Stara Zagora'da"Altın Ihlamur" Uluslararası Film Festivali

11’ci "Altın Ihlamur" Yeni Avrupa Sineması Uluslararası Film Festivali 1-5 Haziran tarihleri ​​arasında Stara Zagora'da gerçekleştirilecek . BNR "Hristo Botev" programı haberine göre, aralarında yönetmen Nuri Bilge Ceylan, Roman Polanski..

Eklenme 01.06.2024 06:35

Sofya Üniversitesi Afrika ve Karayipler Sineması Festivali’ne ev sahipliği yapıyor

Bulgaristan’da Afrika ve Karayipler Sineması Festivali’nin 2.si düzenleniyor. 31 Mayıs ve 1 Haziran günleri düzenlenen etkinliğin ev sahipliğini Sofya “Aziz Kliment Ohridski” Üniversitesi yapmaktadır. “Afrikanistik ve Hint ile Pasifik Okyanusu..

Eklenme 31.05.2024 10:21

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Bulgar kültürüyle ilgili yasaların dondurulmasını eleştirdi

“Kültürel Miras - Sanat – Müzeler” başlıklı bilimsel konferansa katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı İliyana Yotova,  “ Kültürel ve tarihi mirasın devlet tarafından ihmal edilmesinin örneklerinden biri de Dimitar Talev ’ in Prilep’teki evidir ...

Eklenme 30.05.2024 10:21