Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Okulda cep telefonu kullanımına “evet” mi “hayır” mı?

Photo: Pixabay

Yeni eğitim ve öğretim yılının başlaması ile okullarda cep telefonu kullanımının tamamen yasaklanması teklifi gündeme geldi. Öğrencilerin okul başarısının düşük olması, dikkatlerinin dağılması ve özellikle de telefonların çocukların piskolojisi açısından yol açtığı feci sonuçlar ve gitgide artan saldırganlık, tam yasağın uygulanması yönünde öne sürülen esas gerekçeler olmaktadır.


Mahalli düzeyde cep telefonlarının yasaklanması kararını alan bazı okullarda olumlu sonuçların alındığı, çocuklar arasındaki saldırganlığın azaldığı ve onların telefonlarına göz dikmek yerine aralarında iletişim kurmaya başladıkları saptandı. Bu okullarda çalışan pedagoglar, öğrencilerin unutulmaya yüz tutmuş bazı oyunlara bile merakla katılmaya başladıklarını paylaşıyorlar. Okulda telefon yasağının uygulandığı Fransa ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinde de güzel neticelerin alındığını teyit eden örnekler var.

Bu arada tam yasak getirilmesi fikrine karşı çıkanlar da yok değil. Güvenli Internet Merkezi koordinatörü Antoaneta Vasileva’ya göre öğrenciler uygulanan yasağı gidermenin bir yolunu mutlaka bulacağı için telefonların dersin başında toplanılması daha yerinde olur. Sözlerine göre bu şekilde öğrenciler ölçü ve haddini bilmeyi öğrenecek, ayrıca telefonların bazen eğitim sürecinde kullanılması gerekmektedir.

Antoaneta Vasileva

1. ile 4. sınıf arası öğrencilerde telefonların uygun olmadığı konusunda şüphe yoktur. Telefon kullanılırsa da bu ebeveyn kontrolü olmalı. Asıl konu, 5. ile 7. sınıf arasındaki orta okul öğrencileridir. Çünkü onların artık kendi telefonları var. Oysa gençler ve 8. sınıf üzeri ergenlerin üzerinde telefonların bulunulması gerekip gerekmediğine dair tartışma bence yersidir. Çünkü büyümenin bu dönemi itibari ile özdenetim gibi yeteneklerin gelişmiş olması gerekir. Kopya geçirmeye kalkan bir öğrenci de böylece bilgi kaybına uğradığına ve kendi kendine zarar getirdiğinin bilincinde olmalıdır. Tabii, bu bilince varılması için veliler ve öğretmenlerin üzerlerine düşeni yapmış olmaları şarttır.”

Psikologlar ve sağlık uzmanları, elektronik cihazların bağlılığa yol açtığının kesin olduğunu ve etkisinin uyuşturucu maddelerin etkisi ile aynı olduğunu öne sürüyorlar. Video oyunlarının neden olduğu dopamin artışı, amfetamin ve benzer maddenin yol açtığı artışla kıyaslanabileceği yönünde çoktandır uyarılar yapılmaktadır.

Daha küçük öğrencilerin telefon sahibi olma arzusunun temelinde yatan başlıca neden olan oyunlarda puan biriktirme ve seviye geçme hırsı, oyuncunun dopamin nevronlarının sürekli çalışmasına sebep olmaktadır.

Ödül vaadinin etkisi ile salgılanan dopamin hormonunun ekrana sanki prangalarla bağladığı çocuklar, ebeveynler müdahale etmeye kalktıklarında öfke, hatta saldırganlık nöbeti geçiriyor, gerçek dünyadan tamamen kopmuş gibi gözüküyorlar. Veliler de bu sürecin çocukları için inanılmaz bir eğlence kaynağı mı, yoksa bilgisayar oyunlarını yaratanların ticari amaçlı bir manipulasyonu mu olduğu sorusunu ancak o saatten sonra sormaya başlıyorlar. Gerçek bu ki gerek Bulgaristan’da gerekse de diğer ülkelerde olsun çoğu velilerin artık çok geç olduğunda ve çocukları uyuşturucu bağımlısı misali önü alınmaz sinir krizi geçirdiklerinde olayın asıl boyutunu idrak etmeye başlıyorlar.

Cihaz ve oyun tiryakisi haline gelen “ekran çocukları”, duyguları üzerindeki kontrolü kaybedip içlerine kapanıyor, ailesi ve akranları ile iletişim kurmaları zorlaşıyor. Dahası da küçük yaştan itibaren akıllı telefonla oynayan çocukların daha akıllı oldukları fikri toplumumuzda hala yaygın olduğu için ekran bağlılığı problemi gittikçe büyüyor.

Ebeveynler çağdaş teknolojilerin etkisinde kalırken çocukların da aynı alışkanlığı benimsemeleri tamamen doğaldır. Bu konuda Güvenli Internet Merkezi koordinatörü Antoaneta Vasileva, radyomuza konuşurken ailelere düşen sorumluluğa dikkat çekti.


Evdeyken gözlerini telefona dikerek sanal dünyaya dalan ebeveynler, farkında olmadan çocukları ile iletişim imkanından mahrum kalıyorlar. Bu durum ergenlik çağında olanların endişe düzeyini artırıyor. Ailede ilgi odağı olmayan çocuklarda tedirginliğin artması derste dikkatlerinin dağılmasına sebep olabilir” diyen Antoaneta Vasileva, ayrıca öğrenciler derste sıkıldıkları için telefona el uzattıklarını öne sürerek teknolojilere ayak uydurarak ders müfredatını ilginç kılma sorumluluğunun eğitim kuruluşlarına ait olduğunu vurguladı.

Elektronik Medya Kurulu SEM Çocuklarda Ekran Zamanı Grubu üyesi olan Vasileva’ya göre diğer birçok devlette olduğu gibi bizde de okulda öğrencilere eğlence değil, çalışma amaçlı mobil cihazların dağıtılması gerekir.

Eğitim sisteminin şimdiki halinden çok farklı şekilde yeniden yapılandırılması gerekiyor. Çocukların ilgisini tekrar kazanmak için okulun yapması gereken budur” dedi Güvenli Internet Merkezi uzmanı.

İlgili yazılar:

Haber : Darina Grigorova

Çeviri : Tanya Blagova

Foto: Pixabay, Pexels,  Güvenli Internet Merkezi, Tanya Miluşeva


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

“Bulgarların anlatılmamış hikayeleri” programı, yurt dışındaki önemli yurttaşlarımızın mirasını aile yadigarı olarak topluyor

Eğitim ve Bilim Bakanlığı’nın yenilikçi eğitim programının başarılarını gösteren sıra dışı forumu ü lkemizin adını dünyaya duyuran değerli Bulgar bilim adamların, girişimcilerin, mühendis ve ressamların “anlatılmamış hikayelerinden” oluşan kısa bir..

Eklenme 14.11.2024 06:05
İvaylo İvanov

Donald Trump, Beyaz Saray'da Avrupa'yı ve güvenliği, savunmayı ve ekonomiyi nasıl etkileyecek?

 “Donald Trump'ın ABD Başkanı seçilmesi, ilk dönemden itibaren en azından elimizdeki açıklamalara  ve deneyimlerimize göre savunma ve güvenlik, ekonomi ve politika olmak üzere üç ana boyutta Avrupa siyasetini olumsuz etkileyecektir”- dedi “Atlantik”..

Eklenme 13.11.2024 16:55

WWF-Bulgaria’dan yeni vahşi hayvanları koruma kampanyası

WWF-Bulgaria, "Doğaya Abone Ol" başlıklı yeni kampanyasında yaban hayatına destek çağrısında bulundu. Çevreciler, “Uluslararası Kırmızı Kitap” verilerine dayanarak, Bulgaristan'da büyük bir kısmı omurgasız olmak üzere 60 ila 65 bin arasında..

Eklenme 13.11.2024 11:58