Taş çatılı eski evleri, kıvranarak yukarıya doğru dağın içine giden yokuş sokakları ve yüzyıllık sırlar saklayan taş duvarları ile Kovachevitsa en güzel ve romantik Bulgar köylerinden biridir. Varlığını zamana aldırmadan sürdüren Rodoplar’ın bu köşesinin büyüsü, gelenleri hayretler içinde bırakıyor.
Kaderine terkedilen bazı evler harap olurken diğerleri görünümü değiştirilmeden restore edilmektedir. Mimari sit alanı ilan edilen Kovachevitsa köyü, beton ve kitle turizminden neredeyse hiç etkilenmeden korunmuştur.
Köyde 7 misafir evi ve 3 lokanta var, geri kalan her şey ise mimari, doğa, sessizlik ve billur kadar temiz havadır.
1892 yılında hayırsever Yordje Dimitrov tarafından kurulan eski okul binası restore edilerek müzeye dönüştürülmüştür. Birinci katta ise çağdaş Bulgar ressamlarının sergileri düzenlenmektedir. Müzeyi genç tertip görevlisi Toma Jelev ile birlikte geziyoruz.
" Okuldan bu sıralar, kara tahta, gördüğünüz kirişler kaldı. Mürekkeplik,tüy kalem, okul defteri ve ders kitapları, yayçizer, üçgen ve haritaların bulunduğu bir derslik var. Okulun kurulduğu yıllardan kalan her şey burada sergilenmiştir. O dönem insanlarının günlük hayatının gözler önüne serildiği bir odamız, ayrıca da 200 yıllık bir dokuma tezgahının yer aldığı dokuma odamız vardır. Makedon-Edirne Devrimci Örgütü ile ilgili teşhirimiz ise eski silah da içermektedir” diye anlattı müzer görevlisi.
Kovaçevitsa köyü – 500 yıllık taş masalı
Kovachevitsa köyü Osmanlı sicil kayıtlarında ilk defa XV. yüzyılda anılmaktadır. Aşağı yukarı aynı dönemde Rodoplar’ın bu bölümüne günümüzde Arnavutluk’ta yer alan eski Bulgar köylerinin sakinleri olan ilk yerleşimciler de geldi.
" Oradan gelenler aşağı mahalleye yerleştiği için adı Arnavut mahallesidir. Tırnova’nın Osmanlı hakimiyetine girmesinden sonra oradan gelen soylular ise köyün yukarı kısmına yerleşti. Aşağı kısımda olanlar, beraberinde inşaatı, sığır yetiştiriciliği ve hayvancılığı getirirken Kovachevitsa’nın yukarı kısmına yerleşen soylular buraya yazı ve kitapları, bilgileri taşıdılar”.
Osmanlı döneminde zenginlerin oturduğu ve dolayısıyla diğer bazı yerleşim birimlerinden farklı olarak tahrip edilmediği için Kovachevitsa, bundan 200 yıl önceki simasını günümüze kadar korumuştur. Köyde göze ilk çarpan şey olan iki, üç, hatta dört katlı büyük evlerden her biri kendine özgü tarzı ile diğerlerinden ayırdedilir.
Bu konuda genç müze görevlisi, böbürlenerek şunları anlattı:
" Zamanında köy halkı inşaat becerileri ile meşhurdu. Örneğin Batak’ta o dönemden kalan evleri yapan Kovaçevitsa ustalarıdır. İtalya ve Drama, Kavala ile Nevrokopi olmak üzere Yunanistan’da yapılar inşa etmiş olan insanlarımız var. İnşaat tarzımızın en belirgin özelliği ise taş ve ahşap kullanımıdır.
Duvarlar taş, saman, ahşap ve çamurdan örülürdü. Tamamen taştan yapılı olan çatıların ağırlığı ise en az 30’ar tondu.”
Fotoğraflar : Veneta Nikolova
Çeviri : Tanya Blagova
Yılın başından beri Bulgaristan’a 10,7 milyon yabancı turist geldi. Turizm Analizler ve Değerlendirmeler Enstitüsü Müdürü Rumen Draganov BNR’ye verdiği bilgide, geçen yıla kıyasla turizmde %5 artış gözlendiğini söyledi. Draganov, 2024..
Parlamento , Turizm Kanunu'nda ulusal tatil köylerinin ilan edilmesi kriterlerini düzenleyen değişiklikleri ilk okumada kabul etti. Ulusal tatil köylerinin ilan edilmesi, Turizm Bakanı ’nın teklifi üzerine Bakanlar..
İstanbul’da “Bulgaristan – keşfet ve paylaş” adı altında ve Bulgar ile Türk turizm ürünü arasındaki etkileşim imkanlarının ele alınmasını amacı ile düzenlenen turizm forumunun açılışında konuşan Turizm Bakanı Evtim Miloshev , iki ülke arasındaki..
Yantra nehri Koca Balkan’da deniz seviyesinden 1220 mt yükseklikte doğar ve Gabrovo ile Veliko Tırnovo şehirlerinden geçerek, pitoresk vadiler ve..