Artık dört yıl kadardır ülkemizde kafelerde, gece barlarında, işyerleri ve ofislerde sigara yasağı uygulanıyor. Stadlarda, spor sahalarında, yaz sinemaları ve tiyatrolarda sigara içmek yasaktır. Yasak okul avluları ve çocuk ile gençlere yönelik etkinliklerde de uygulanıyor. Kamuya açık kapalı bir yerde sigara yakanlara 150 ile 250 avro arasında değişen tutarda para cezası uygulanıyor. Sigara içilmesine müsaade eden mekan sahipleri de aynı sorumluluğu taşıyorlar.

Bu yılın başında Ataka partisinden milletvekilleri, kamuya açık yerlerde sigara yasağının kaldırılmasını istediler ve buna gerekçe olarak en az 30 bin kişinin sigara yasağından dolayı işten çıkarıldığını, bütçenin gelir kısmında ise 300 milyon levalık düşüşün olduğunu gösterdiler. Buna rağmen Sağlık Bakanlığı ve hekim örgütleri yasağın kaldırılmasına karşı çıkarak halk sağlığının hükümetin esas önceliği olması gerektiğini öne sürdüler.

Dr. Albena Nikolova, sigaranın verdiği zararların somut örnekleri ile sık sık karşı karşıya geliyor.

Sigaradaki nikotin maddesinden başka dumanda toksik olan ve insanın vücudunu zehirleyen 20’den çok madde vardır. Sigara kullanımının yüreğe zarar verdiği ve farklı kanser hastalıklarına yol açabileceği de ispatlanmıştır.

Çoğu kafe ve restoranda sigara içilmediği fikrine alıştıktan sonra sıra yeni önleme geldi. Aşırı miltarda şeker, tuz ve kofein, zararlı yağlar ve katkı maddeleri içeren sağlığa zararlı gıda maddelerinin tüketimine karşı önlemler düşünülüyor.

Bu konuda beslenme ve dietetik uzmanı Prof. Dr. Donka Baykova şunları açıkladı.

“2009 yılında biz uzmanlar, çocuk ve öğrencilerin sağlıklı beslenmelerine yönelik bir Yönerge hazırladık ve okullarda sağlıksız yiyecek ve içeceklerin satış yasağını getirdik. Yönergede gofret, kuru pasta, şeker ve renklendirici içeren gazozlu içeceklerin satışı kesinlikle yasaklandı. Maalesef bu düzenlemeler, sıcak karşılanmadı. Öncelikle anne ve babalardan destek alamadık. Okulda satılmayan tatlıları ebeveynler evde öğrencilerin çantalarına koymaya başladılar. Kantinlerdeki satıcılar da “abur cubur” dediğimiz ürünleri öğrencilere sunmak için denemedik yol bırakmadılar. Sonuçta çocuk ve gençlerin sağlığını koruma isteği kazanç hırsına yenik düştü.”

Çeviri: Tanya Blagova