Uzun yıllar Elektronik Medya Konseyi (SEM) başkanlığı görevinde bulunan Doç. Georgi Lozanov beklenmedik bir şekilde istifa etti. Elektronik Medya Konseyi’nin Bulgaristan’da yeni bir televizyon kanalının tescilini reddetmesi için yasal gerekçeleri yoktur. Ancak ahlaki gerekçelerinin olduğu aşikardır: SEM üyesi olarak oyum ile ya da SEM başkanı olarak atacağım imza ile elektronik medyada, mutlaka ırk, etnik ya da dini esasa dayalı olmasa da kolayca küstahça konuşma moduna geçen aynı adlı online medyanın agresif dilini yasallaştırmak istemiyorum.
Bulgaristan’da kolay kolay istifa edilmiyor. Söz konusu durumda “heater”ler hemen istifa etse de etmese de Doçent Lozanov’un görev süresinin bitmesine kalan günlerin sayılı olduğu yorumunda bulunacaktır.
Bundan önemli bir şey ise geri adım atan SEM başkanının, Bulgaristan’daki medya ortamı ile ilgili toplumumuzda değirmen taşı gibi bir yük olan soruları gündeme taşımasıdır. Kimse SEM’in koruyup gözetlediği Radyo ve Televizyon Kanunu’nun mükemmel medyanın garantisidir diye aldanmasın.
Yasalar çerçeveyi oluşturuyorlar. Şu anki geçerli düzenlemelerin işe yaramadığı açıktır. Çünkü medyaları finanse eden kaynakların tespit edilmesi pratikte imkansızdır, medya sahipliliğine sınır yok, gazetecileri medya sahiplerine karşı savunmuyor, profesyonel siyasetçiler tarafından programların yapımına izin verilmiyor.
“Sınırsız muhabirler”, “Freedom House” ve Avrupa Gazeteciler Birliği gibi büyük uluslararası örgütlerin ifade özgürlüğü sıralamalarında, Bulgar medyası gittikçe anti- demokratik, gittikçe bağımlı ve gittikçe daha az profesyonel olarak tanımlanmaktadır. Örgütlere göre Bulgar medyası topluma bilgi verme ve eğitmeden ibaret olan esas işlevini yerine getirmiyor. Daha fazla eğlendirici içeriğe dönük ya da pek belli olmayan ya da gizli kalan sahiplerinin belirli fikirlerininin propaganda aracıdır.
Bulgaristan’daki medya ortamı ile ilgili yapılan bir dizi araştırmalar gazetecilerin büyük ölçüde sahiplerine, siyasetçilere ve reklam verenlere bağımlılığını göstermektedir. 40 medyadan araştırmaya katılanlardan her ikinci gazeteci işinde siyasi baskıdan şikayet etmektedir, her üçüncü gazetecisi ise reklam verenin baskısından şikayetçidir.Ülkemizde her üç gazeteciden biri günlük çalışmalarında kendi kendine sansür uygulamak zorunda kalıyor. Bu bağlamda medyanın haberlerini okuyan, duyan, izleyen vatandaşlar kendine sonuçlar çıkarmalıdır. Gerçekte ise güvenilir ve doğru haber ve görüş farklılığının sunulması yerine izleyiciler, dinleyiciler, okuyucular propaganda ve manipülasyona maruz kalmaktadırlar.
Medyalar büyük ölçüde gayriresmi sansüre giriyorlar ve bunun nedenleri alandaki ekonomik zorlukların yanısıra demokrasi koşullarında medyanın görevleri ile ilgili uzlaşmanın yokluğudur. Medya çevresi demokratik bir toplumun mevcudiyet ve çalışması için belirleyici önem taşır. Gelişmiş demokratik ülkelerde bu değişmez bir kuraldır. Bizde ise medyaların aynı oligarşik yapılarda yoğunlaşması demokrasi için tehdit oluşturuyor ve medyayı paravana dönüştürüyor.
Çeviri:Ergül Bayraktar
16 Şubat 2025’te Bulgar Telgraf Ajansı’nın ilk müdürü Oskar İskander’in imzasının taşıyan ilk BTA bülteninin çıkması üzerinden 127 yıl tamamlanıyor . 1898 yılında Prens I. Ferdinand’ın kararnamesi ile Rus Peterburg Telgraf Ajansı modelinde..
Bulgaristan Radyosu 16 Şubat’ta 89. yılını kutluyor . Kuruluşundan bu yana geçen uzun yıllar boyunca çok dilli medya kuruluşumuz, bilgi kanalı olmaktan öte dünyanın dört bir köşesinde bulunan dinleyicileri ile dostluk ve gönül bağı da oluşturdu ...
Tuna nehri üzerindeki Tutrakan şehrine yakın bulunan ve korumalı alan statüsünde olan “Kalimok-Brışlen” mevkiinde bu sezon için ilk tepeli pelikan yavrusu ortaya çıktı. "BirdLife Bulgaria" Bulgaristan Kuşları Koruma Derneği tarafından yapılan..