Fransız trompetçi, daha geçen yüzyılın sonunda müzikseverlerinin de eleştirmenlerin de beğenisini kazanarak ve deha olan Miles Davis’in vefat etmesinden kısa süre sonra “Yeni Miles” olarak anılmaya başladı. Sofya ziyareti sırasında Erik Truffaz’a eşlik eden sinema müziği bestecisi ve yönetmen Siegfried’in fikri üzerine “Avigea üçlüsünden genç ses sanatçıları da projeye katıldılar. “Bulgar Seslerinin Gizemi” ve “Bılgarka” Üçlüsü seslerinden biri olan Yanka Rupkina’nın da projede yer alması, büyük sürpsiz oldu.
Konserin başlamasına çok az kala Erik Truffaz şunları paylaştı:
“15 yaşındayken Yanka’yı dinlemeye başladım. Ynka Rupkina’yı ve Pink Floyd grubunu dinliyordum. Kalıpların dışına çıkan her şey iyidir, yeter ki zevkle yapılmış olsun. Sanat manevi bir şey olup bilgisayar üzerinden yapılması mümkün değil. Tanrı ve Internet arasında doğrudan bir bağlantı yok. Ben se alçak gönüllü bir havariyim sadece – Rahmaninov, Stravinski ve tabii Yanka Rupkina’dan sonra”.
Şimdiye kadar Batı Avrupalı ve Afrikalı seslerle çalışmış olan Erik, Yanka ile tanıştıktan sonra kendisi ile daha büyük bir proje yapmayı düşünmeye başladı. Öte yandan Yanka’nın sesi Transglobal Underground, Kate Bush ve hatta bizzat George Harrison gibi alternatif sahnenin isimleri ile ilişkilidir. Ancak her ikisinin bir veya başka ölçüde ticari olan projeleri ve denemelere açık olan Sofyalı müzikseverlere sundukları harika dinleti arasındaki fark, canlı sahne performansının apayrı bir şey olduğunu bir kez daha ispatladı. Bu konuda Erik, doğaçlamanın riskli olmakla berabar ruhla doğrudan bir bağlantı sağladığını ve anın eşsizliğini yakaladığını paylaştı.
Yanka Rupkina, gerek canlı, gerekse kayıtlı olsun şarkı söylerken Tanrı ile olan bağı hissettiğini söylüyor. Yanka’nın ikinci hayat yaşadığını, 1971 uçak kazasından sağ olarak kurtulan az sayıdaki yolculardan biri olduğunu hatırlatalım.
Siegfried ise iki sanatçı ile birlikte olunca kendini aile ortamındaymış gibi hissettiğini paylaştı.
Geri kalanı müziktir. Zamanda bir yerde başlayıp sonsuzluğa doğru akan müzik.
Çeviri: Tanya Blagova
Victoria Glavcheva , 4 yaşından itibaren şarkı söylüyor ve birçok ödüle sahip, ancak özellikle “O ses Bulgaristan” televizyon programına katılımından sonra popülerlik kazandı. Bundan yarım yıl önce “Klada” adlı ilk şarkısını tanıttı...
Bulgar pop müziğinin farklı nesillerin kalbinde taht kuran iki yıldız sanatçı Grafa ve Dara Ekimova ortak bir şarkıda buluştu. Nesilleri farklı olsa da, müzik tarzlarında benzerlik olan Grafa ve Dara Ekimova “ Nito mig” - “Tek an bile” adlı..
Sofya Ulusal Müzik Okulu 'nda hala öğrenci olan Valeria Stoyanova , genç yaşına rağmen, ünlü sanatçılarla birlikte sahnelerde boy gösteriyor. Müzisyen ailesinde doğan Valeria, doğal olarak küçük yaşta piyano çalmaya ve şarkı söyleyeme..
Bulgar pop müziğinin farklı nesillerin kalbinde taht kuran iki yıldız sanatçı Grafa ve Dara Ekimova ortak bir şarkıda buluştu. Nesilleri farklı olsa..
Victoria Glavcheva , 4 yaşından itibaren şarkı söylüyor ve birçok ödüle sahip, ancak özellikle “O ses Bulgaristan” televizyon programına..