Ortodoks Kilisesi, kışın gelişiyle birlikte ve Noel Yortusunun arifesinde Tanrıdoğuran Bakire Meryem Anaya adanan “Vıvedeniye Bogorodiçno” Yortusunu kutluyor. Aslında bu yortu, daha 715 yılında kutlanmaya başlıyor. Yortu için bilgileri Sofya İlahiyat Lisesinden papaz Bojidar Marinov’tan alıyoruz:  

“Tanrıdoğuran Bakire Meryem Anaya adanan “Vıvedeniye Bogorodiçno” Yortusu, Meryem Ananın daha üç yaşında iken kilise götürülüp Tanrı’ya adandığı hayatını kutlayan bir yortudur. Anne ve babasının- azize Anna ile aziz Yoakim’in uzun zaman çocukları olmamış.  Tanrı’ya dualarında çocukları olursa, onu tekrar Tanrı’ya verecekleri vaatlerinde bulunmuşlar. Böylece daha 3 yaşındayken çocuk, anne babası tarafından Küdüs kilisesine gönderilmiştir. Aynı zamanda cemaatten herkes kalbinde Kurtarıcının doğmasını büyük umutla bekliyormuş. Bir halk inancına göre, son derece onurlu ve günahsız bir yaşamda bulunacak bir kadın doğacaktır ve daha sonra bu kadın Kurtarıcının annesi olma şerefine sahip olacaktır. Ortodoks Kilisesi, Hazreti Meryem Ananın kiliseye girişini kutluyor bugün, çünkü bu bütün Hıristiyanlık tarafından yeni Kurtarıcının doğuşunu müjdeleyen bir gündür. “

Bugün Orotodoks Kilisesi, Hıristiyan Ailesini de anıyor. Çünkü aile, Hıristiyanlıkta küçük bir aile kilisesi olarak kabul ediliyor. Böyle bir günde aileler bir araya gelip dünyanın bir ucundan diğer ucuna seyahat ediyorlar.

Fakat istatistiklere göre, ülkemizde evlilik sayısı düşüyor-her 1000 kişide 3 evlilik meydana geliyor, boşanmaların sayısı ise iki kat daha fazladır.  

Papaz Bojidar Marinov devam ediyor:

“Son yıllarda neredeyse tüm fertlerinin bir arada olduğu aile yoktur. Anne ve baba, çocukları ile birlikte her Pazar kiliseye giderse ve dini ayindeki duyduklarını hayatta olduğu gibi uygularsa, o zaman insanların hayatında gerçek bir uyum meydana gelecek. Maalesef birçok insan, önce kiliseden, daha sonra da ailesinden kopuyor. Bundan dolayı çağrımız, çocuklara dinin incelikleri öğretilsin, aileleriyle birlikte ayinlere katılsınlar, eksiksiz bir hayatı kurmak adına, üzerinde durabilecekleri ve güvenebilecekleri değerlere sahip olsunlar.  “

Küçük kızlarını kiliseye emanet eden bir anne babanın hikayesi, din derslerinin okullarda zorunlu okunması gereksinimini doğuruyor.

Papaz Bojidar Marinov bu konuya şöyle değiniyor:

“Bulgaristan’da din dersinden söz ediliyor, fakat bu, Ortodoks dininden uzak bir kavramdır. Din dersinin amacı, dünyada Hıristiyanlık, İslâm, Budizm gibi mevcut olan dinleri öğrencilere tanıtmaktır ve öğretmektir. “

Çeviri: Şevkiye Çakır