Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Almanya’dan Wiebke Beiche başarıyı Sofya’da yakaladı

БНР Новини
Photo: özel arşiv
Sofya büyüleyici bir şehirdir, hele ona hayal ettiği hayatının temellerini kurmak için, bu şehri seçen bir yabancının gözünden bakarsak. Sofya, genç ve akıllı bir Alman kadının gözünde yaşamak ve çalışmak için eşi benzeri olmayan bir yerdir. Kendisi üniversite öğrencilerine Almanca ders vermek amacıyla başkentimize gelmiş. Bulgaristan ona en güzel yüzünü gösterince genç kadın Bulgarca’yı ve gelenekleri öğrenmeye karar vermiş. Kuzey Almanya doğumlu Wiebke Beiche, altı yıldır Sofya’ya yaşıyor ve çalışıyor. Genelde, farklı nesillerden yetenekli oyuncuları desteklemek amacıyla kurduğu vakif çalışmalarıyla meşgül. Sofya’da büyük tiyatrolara erişimi olmayan müzisyen, ressam ve oyunculara kendi atölyesini sahne olarak sağlıyor. Wiebke Beiche’nin “The art Fondation” ismindeki vakfının en yeni ve renkli girişimlerinden bir tanesi, sokak müzisyenler festivalidir. Wiebke’ye göre, onun kurduğu vakıf, nesiller arasında Sofya kültür sahasında köprü kurmaktır. Wiebke Beiche “Bizim sahnede, Lübomir Bıçvarov ve Emiliya Radeva gibi artık büyük tiyatro sahnelerinde boy göstermeyen ünlü sanatçılar, oynuyor” diyor ve devam ediyor:

"Buraya çok genç oyuncular, daha yaşlı neslinin tecrübesinden yararlanmak amacıyla geliyor. Bu şekilde gençler, hayatını sanata adamış bir oyuncunun, bir insanın yaşadıklarını an ve an yaşayabiliyor. Büyük sahnelere nazaran,bizim sanatçılar oyunlardan sonra seyircilerle haşır neşir oluyor. Önemli olan yabancı ülkede yaşamak ve dilini öğrenmek için bu ülkeye aşık olmaktır. Aşk ile herşey mümkün.” – diyor ve bunu kesin bir dille belirtiyor Wiebke Beiche.

"Geleceğini bir ülkede görüyorsan, o zaman yerli insanların dilini öğrenmek ve yaşamlarına ayak uydurmakta daha eğilimlisin. Yedinci sınıftan itibaren Rusça okumaya başladım ve üniversitede “Slav dilleri” bölümünü de tamamladıktan sonra birçok Bulgar arkadaşım oldu. Hele hele büyük bir Bulgar toplumunun bulunduğu Dresden şehrinde. Onlarla sık sık bir araya gelip Bulgarca kelimeler öğrenmeye gayret gösteriyordum.Üniversite sayesinde Rusya, Ukrayna, Belarus ve Polonya’da okudum. Ancak ilk defa işe Bulgaristan’da başladım. Beklentilerim hep Doğu Avrupa ülkeleri arasında fark yoktur, yönünde oldu. Buraya gelince Bulgaristan’ın Batı Avrupa görünümü beni şaşırttı. Bulgarların Almanlarla ortak özellikleri olduğunu keşfettim. Mesela Bulgarlar son derece coşkulu kişilerdir. İşte böyle, yavaş yavaş ülkeye ve insanlarına aşık oldum. İlk Bulgaristan’a geldiğimde kirada yaşadım, ev sahibi de Greti isminde çok tatlı bir yaşlı kadındı. Eski bir opera sanatçısıymış. Bana Rusça konuştuğunu ve iletişimde herangi bir sorun olmayacağını, söylediler. Fakat karşılaşınca kadının Rusça değil de Fransızca konuştuğunu anladım. Yani çok kısa zamanda Bulgarca’yı öğrenmek zorunda kaldım. O zaman burslu olduğum için günde 12 saat çalışmak zorunda değildim. Boş zamanım bol olduğu için Greti ile Sofya sokaklarını dolaşıyorduk. Mesela beni “Kadınlar pazarına”, Sofya Hamamına, parklara götürdü. Bana çok şey gösterdi ve çok şey anlattı. Ben bir Almanca öğretmeni olarak öğrencilerimin çok iyi Almanca konuşmalarını beklerim, ancak aynı şey benim için de geçerlidir. Bir  ülkeye ayak uydurmaya çalışan bir yabancı için olmazsa olmazlardan biri de ülkenin dilidir. Bu ülkede kalmaya karar verdiyse, kendini yerlilerden uzak tutmamalıdır. Ben şahsen Bulgarların arasında olmayı tercih ediyorum, çünkü böylece gerek kültürleri, gerekse gelenekleri hakkında daha fazla bilgi sahibi oluyorum. Almanya’da artık gelenekler revaçta değildir. Bana göre, bu tarihimizden kaynaklanan birşeydir. Oysa Bulgarlar arasında bu sendroma rastlamıyorum. Onlar gelenekleriyle gurur duyuyor ve onları ayakta tutuyor."


Çeviri: Şevkiye Çakır





Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Trak hazineleri ABD’de teşhir edilecek

Kazanlık Belediyesi’nin Facebook sayfasından paylaştığı bilgiye göre, Kazanlık’taki “ İskra ” Tarih Müzesi’nin kasasında korunan yüze yakın eser ve bulgular, yıl sonunda Los Angeles’taki “Paul Getty” Müzesi’nde Trakya hazinelerinden oluşan..

Eklenme 20.06.2024 11:17

Ulusal Arkeoloji Kurumu Müzesi tarih meraklılarını bekliyor

Yaşlı kıtada yer alan bir dizi devlette düzenlenen 2024 Avrupa Arkeoloji Günleri inisyatifi , iletişim kurulması ve Avrupa mirasına daha kolay erişim ve paylaşma imkanını sunan bir bilim olarak arkeolojiye farklı bir bakış açısı getiriyor ...

Eklenme 14.06.2024 05:00

Sofya’da şiirle doğayı buluşturan edebiyat festivali

Başkent Sofya , 13-20 Haziran tarihleri ​​arasında 16. “ StolitsaLiteratura ” (Başkent Edebiyat) Uluslararası Edebiyat Festivali’ne ev sahipliği yapacak . Doğanın romantik bir sığınak değil, hayat memat meselesi olduğu bir dünyada şiir..

Eklenme 13.06.2024 06:45