Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Kaloferliler, Epifani Yortusunda Tunca’nın buzlu sularında erkek halk oyununa tutunuyor

Fotoğraf: BGNESBu yıl da 6 Ocak günü, halk arasında Yordanovden olarak bilinen Bogoyavleniye (Epifani) Yortusunda Kalofer şehri, gayda ve davul sesleriyle yankılandı. Gelenek üzere erkekler, bu yortuya has halk dansını oynamak amacıyla  Tunca nehrinin buzlu sularını girdi. Bu gelenek, bugün ülkenin her köy ve kentinden dere, henir ve göl başında sağlık için düzenlen törenin bir parçasıydır. Geleneğe göre, din adamı suya atıyor ve ardından erkekler, hacı yakalamak amacıyla suya atlıyorlar. Hasreti İsa’nın hacını kurtarma törenine katılan herkes, yıl boyunca kendisini sağlıklı ve bereketli günlerin beklediğine inanıyor. Eski gelenek Kalofer kentinde ayakta tutuluyor, ki burada Tunca’nun buzlu sularına girmekle kalınmıyor, hatta erkek horosu (halk oyunu) da oynanıyor. Herkes erken saatlerde Belediye başkanının evinin önünde toplanıyor ve tören geçidi, Bogoyavleniye töreninin düzenlendiği meydana gidiyor. Kalofer’de din adamının elindeki geranyum demeti buz tutarsa, yılın bereketli ve mutlu olacağına inanılıyor. Burada hacı yakalayacak erkek önemli değildir, çünkü horoya katılan en genç olana veriliyor. Daha yaşlı Kaloferliler, buzlu suya girdiğinde insan kendini bambaşka hissetiğini ve kimsenin hastalanmadığını, söylüyorlar. Bu gelenek UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesine aday oldu. Bundan dolayu 2 yıldır, gelen birçok turistle birlikte horoyu yakından takip eden UNESCOetnoloji uzmanları da geliyor.

Kalofer Belediye Başkanı Rumen Stoyanov, “bu gelenek kendimi bileli vardır” diye anlatıyor ve hazırlıkların daha 5 Ocak akşamı başladığını belirttikten şunları ekliyor:

UNESCO gözlemcileri, bu geleneğin sırf yerliler tarafından yerine getirilmesini geçen yıl söylediler. Güzellik işte burada. Aslında bu da aday olmamızın nedenlerinden biridir. Otantik gelenek için o kadar çok turist geliyor ki, bu artık toplum açısından önemli bir olaydır.bu yıl görüyorum ki, Kalofer’e yortu nedeniyle organize halinde geliyorlar. Fakat herkese çağrıda bulunuyorum, gelin Tunca henrinden önce yerlilerin, Kaloferlilerin horosu oynansın, konuklar ise daha sonra henire insin ve horoya katılsın. Böylece kendi geleneğimizi ayakta tutmak istiyoruz, yoğurtuya akın eden turistler yüzünden yok olmasın. Ben Tunca henhrine inen ilk insanları hatırlıyorum. Onlar gaydalarıyla birlikte girmeye ve horo oynamaya başladılar. Belki de 30 yıl önceydi, ama bu insanların hoşuna gitti ve artık gelenek haline geldi. Bundan dolayı vatandaşlarımızı birlik olmaya çağrıyorum.

Rumen Stoyanov, “Hiçbir zaman insanlarımız özel olarak bayrama çağırmıyoruz, herşey kendiğinden oluyor ve herkes gönüllü olarak katılıyor. Bayram havası bizi etkisi altına alıyor ve sırf Kalofer’den en az 150 kişi aynı anda nehire iniyoruz” diyor ve ekliyor:

Ben bizzat 10 yıldan bu yana bu geleneğe katılıyorum. Hiçbir zaman korku hissetmedim, tam tersine herkesi etkisi altına alan neşe, nehire korkusuz bir şekilde atlama ve soğuk hissetmeme duygusu veriyor. Ayrıca bilişyorum ki, bu su kutsanmış sudur ve kimse de astalanmıyor. Tam tersine, erkek horoya katılan herkes yıl boyunca sağlıklı ve dinç kalıyor. Bu da benim Tunca nehrindeki erkek horosunu kaçırmama sağlıyor.

Çeviri: Şevkiye Çakır


Kategorideki diğer yazılar

Tutrakan’da Kayısı Festivali

Tuna nehri kıyısındaki Tutrakan şehri, bölgedeki kayısı yetiştiricilerini geleneksel "Kayısının başkenti - Tutrakan" şenliğinde bir araya getiriyor. Pazar günü 20’ncsi düzenlenen etkinlikte gelenek üzere çeşitli kayısı çeşitleri sunulacak...

Eklenme 07.07.2024 09:35

Polska Skakavitsa'daki Kelebek Festivali doğa ve yaban hayatı meraklılarını bir araya getiriyor

Kelebek ve yaban hayatı meraklıları, Struma nehri boyunda en güzel doğa olaylarından birini gözlemlemek için Köstendil’in Polska Skakavitsa köyü şelalesi yakınında düzenlenen Kelebek Festivali’nde buluşuyorlar. Yaklaşık 50 metre yüksekliğindeki şelale..

Eklenme 07.07.2024 08:35

Bulgaristan Fransız dilindeki yükseköğretimde köklü geleneğe sahip

Bulgaristan ve Romanya, eski sosyalist kampta izolasyona maruz kaldığı uzun yılların ardından dünyaya açılmaya arzusuyla 1994 yılında Uluslararası Frankofoni Örgütü'ne katıldı.  Frankofoni toplumunun temel değerlerinden biri eğitim ve özellikle..

Eklenme 07.07.2024 06:55