Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

İnsanları mülteci çocuklarına yüreklerini açmaya çağıran “Yolcu masallar”

Fotoğraf:BGNES

“Küçükken Filistin hakkında hiçbir şey bilmiyordum ve Lübnan’da doğduğumdan emindim. Annemin yanında sürekli mavi kimlik kartı taşıdığını fark ettim. Bu kartta “mülteci” yazıyordu. O zaman babamın neden çalışma hakkı olmadığını ve benim de neden normal okula gidemediğimi anladım.”

Bu sözlerle başlıyor hikayesine Rana Halil. Rana’nın ailesi ve hiçbir ülkeye ait olmayan, vatandaşlık sahibi olmayan insanlara verilen “mavi kart” ile yaşıyor Bulgaristan’da. Rana Halil’in hikayesi 15 hikaye içeren ve bütün dünyadan mülteci çocukların yazıp resimlediği “Yolcu masallar” kitabında gerçek hayattan alınan tek hikaye.

Kitabın basılmasında katkı sağlayan “Karitas” yardım kuruluşundan Martina Rayçinova paylaşıyor:

“Ülkedeki mülteci kamplarında yaşayan çocuklarla çalıştım. Çocuklar gelip gidiyorlar ve bir an geldi beraber çekindiğimiz fotoğraflar ve anlattıkları muhteşem hikayelerden başka bir şey bırakamadıklarına üzüldüm. O nedenle hatıra olarak kalabilecek bir şey yapmaya karar verdik. Başında resim olsun dedik, ancak resimleri çocukların kültüründen gelen bir şeyle bütünleştirmek istedik ve böylece onların aileleri, nineleri ve dedelerinin uyumadan önce anlattıkları çocuk masalları toplama fikri gelişti. Bunlar bize çocuklarla gelen masallar ve çocuklarla beraber çocukların gittiği yerlere gidecekler. Ve gerçekten de dünyada “yolcu masallar” bunlar."

Kitapta yer alan 15 masal üçe bölünmüş ayrıkağıtlarda ve lüks kutularda yer alıyor. Sol dış tarafta çocukların kendi dillerinde yazdıklarının resmi, yazarın adı ve geldikleri ülkenin ismi yer alıyor. Ortada ise masalın Bulgarca’ya çevrilmiş hali ve sağda İngilizce çevirisi yer alıyor.

“Bu şekilde yapmaya karar vermemizin sebebi masalların daha fazla ve Bulgaristan’da yaşayıp da Bulgarca bilmeyen insanlara da ulaşmasını istememizdir. Dış tarafta bulunan bölümde resimden bir kısmı boyanmamış ve okuyucuların masala daha da yaklaşabilmeleri için onların boyama tercihine bırakılmıştır.”

Kitap yardım amaçlı yayımlanmıştır ve satışlardan elde edilen paralar Bulgaristan’da yaşayan ve uluslararası “desteğe” muhtaç olan aile, anneler ve çocuklara verilecektir. Yayıncılar onlar için eğitimi daha ulaşılır hale getirebilmeyi umuyor, onlara gerekli yardımcı ders kitaplarını ve okul eğitim gereçlerini alabilmeyi, ve maddi yetersizlikten dolayı kitaba alınamayan geri kalan masalları da yayımlayabilmeyi umuyorlar.

“Bu kitapta yer alan mesaj nerden gelirsek gelelim, hepimizin aynı olduğudur. Masallardaki öğütler bizim çocuklarımıza verdiğimiz öğütler ile aynı. Aslında amaç, Bulgaristan halkını bu insanlara yakınlaştırmak ve ülkemizde yaşayan bu insanların bizden hiçbir farkları olmadığını göstermektir” diyor Martina Rayçinova ve Devlet Mülteciler Ajansı’nın çabalarına rağmen Bulgaristan’a sığınmak isteyenler ve özellikle de çocukların birçok sorunlar karşı karşıya kaldığını ekliyor:

“Başta gelen sorunlardan biri çocukların mülteci kamplarında yaşamaları, başkentin kenar semtlerinde dışlanıyor olmaları, ulaşımları ve Bulgar halkı ile iletişim kurma imkanları zor. Okula gidiyorlar, ancak yaşlarına göre sınıflara ayrılıyorlar. Ancak çocukların çoğu savaş nedeni ile okula gidememiş ve ne dil ne de okudukları derslerde temel bilgileri de yok. Bu durum onları demotive ediyor ve eğitim sisteminden çok hızlı bir şekilde “düşüyorlar” diye açıklıyor Martina Rayçinova ve devam ediyor:

“Okula kolay kabul edilmiyorlar, azarlıyorlar, çocuklar onlardan uzak duruyor, çok az durumlarda onları doğum günü partilerine davet ediyorlar. Çocuklar, okuldan sonra tekrar mülteci kamplarına dönüyor. Ailelerin evde pozitif şeyler konuşmaları çok önemli, çünkü çocuklar ebeveynlerini kopyalıyor.”

Martina Rayçinova,insanı, tanımadığı korkuttuğundan dolayı konuyu daha olumlu yansıtarak medyalar da bu yönde büyük rol üstlenebileceğini düşünüyor. Çocuklar ise her yerde aynı ve aynı hayallere sahip. Sadece onların bizim aramızda yaşadığını, okula gittiğini ve hepimiz gibi daha huzurlu bir yaşam istediklerini bilmemiz gerekiyor.

“Umarım bir gün Bulgaristan beni kucaklar ve gururla burası benim ülkem diyebilirim” sözleri ile bitiriyor Rana Halil hikayesini. Martina Rayçinova’nın mesajı da insanların bu çocuklara yüreklerini açmaları ve toplumuza entegre olmalarına yardımcı olmaları yönünde.

Çeviri: Özlem Tefikova


Kategorideki diğer yazılar

Yurtdışı Bulgar Okulları Birliği’nin XVII. Yıllık konferansının açılışı

Yurtdışı Bulgar Okulları Birliği Yıllık Konferansı'nın 17.si Sofya ve Blagoevgrad'da düzenleniyor

2024/ 2025 eğitim-öğretim yılı için yurtdışında altı kıtada 43 ülkede 396 Bulgar okulu kayıt yaptırdı. Bulgaristan Eğitim ve Bilim Bakanlığı’na bağlı Yurtdışı Bulgarlar eğitim ve okullar ağı Müdürlüğü Başkanı Valya Balcheva Sofya’da Yurtdışı Bulgar..

Eklenme 24.07.2024 13:08
Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu Başkanları Ursula von der Leyen ve Roberta Metsola.

Avrupa Parlamentosu AB'nin son 5 yıldaki tutumunun devam edeceğini teyit etti

Geçen hafta Ursula von der Leyen, ilk görev dönemine nazaran Parlamentosu'ndan (AP)  daha fazla oy alarak ikinci dönem Avrupa Komisyonu Başkanlığına seçildi. Roberta Metsola, mutlak çoğunluğu elde ederek 2,5 yıllığına olmak üzere,..

Eklenme 23.07.2024 23:18

Tsaribrod’taki Bulgarlar Sofya’daki işlerine yetişmek için ayrı bir sınır kontrol noktasının açılmasını talep ediyorlar

Sırbistan ile Bulgaristan arasındaki “Kalotina” sınır kontrol noktasında yaz sezonu boyunca her gün kilometrelerce uzunlukta kuyrukların oluşması sınır geçişlerini saatlerce geciktiriyor. Batı Avrupa'dan Bulgaristan'a seyahat edenler için tatsız ve..

Eklenme 22.07.2024 10:35