"Kaygı ve sorumluluk yüzünden bozulmaması gereken bir yaşam süresi var. Uyanma şeklimiz önemlidir, çünkü önümüzde başa çıkmamız gereken uzun bir gün vardır. Çocukluğumuz bizim sabahımız ”.
Bu sözler 1945'te çocuklara yönelik resimli hikayeler yaratan Finli ressam ve yazar Tove Jansson'a aittir. Heidi Efrat ta Finlandiya’dan, ancak çağdaş ressamdır. Ama aynı şekilde parlak renklerle çocukluğunu biraz uzatmak denemesinde bulunuyor.
Heidi hem ressam hem gezginci. Kaderi onu dünyanın değişik noktalarına götürür. Finlandiya doğumlu, çocukluğu da bu ülkede geçer, tasarımcı eğitimi alır. Daha sonra Almanya’ya, İsrail’e gider. Günümüzde ise ailesiyle Bulgaristan’da yaşamaktadır.
Bir sanatçı olarak, herhangi bir yerde çalışabilmekten, onu çevreleyen her şeyden ilham almaktan ve kendisini sürekli yeniden keşfetmekten mutludur.
Resimleri çeşitli özel koleksiyonlarda yer almaktadır. Heidi Efrat bir sergisi, bir hafta önce (03.12) "Sofya’nın evi" adlı sanat alanında açıldı.
Heidi renkleri kendi tarzında inceler, ya da kat kat bir birine karıştırır. Bu renkler tablolarına derinlik ve parlaklık verir. Resimlerinde gizli mesajlar şifrelidir. Sanatçının hedefi izleyiciye sürprizler sunmak, renkleri karıştırmak ruh için bir terapi gibidir, diyor sanatçı.
Çağdaş sanatın nasıl yapıldığına dair kendi tarifi var. Bir kanava, sonra boya ekliyoruz, sonra onları karıştırıyoruz. Buna bazı belirsiz, ince ve uzak bir fikir ekleriz. Hayal gücümüzün dalgasını kullanmak çok önemlidir. Ressamı dinliyoruz:
“Bulgaristan'da doğa sanatım için çok ilham verici. Bu beni şaşırtıyor, ülkeniz çok güzel, şaşırtıcı. Sergide gösterilen resimlerin çoğu Bulgaristan'da yaratıldı. Buraya gelmeden önce beklentilerim yoktu ve ülke hakkında hiçbir şey bilmiyordum, ama şimdi burada olmaktan çok mutluyum. İnsanlar çok alçakgönüllü, burada kendin olmak çok kolay. Bulgarlar da çok sıcak insanlar, çok meraklı ve misafirperverler, bu nedenle bir yabancının sizinle birlikte arkadaşça bir ortam bulması kolay.
Ben iki kızımla Sofya’dayım. Sergilerimi hep ziyaret ediyorlar ve sanat hakkında konuşmayı seviyorlar. Belki bir gün aynı yolu izlerler, ancak en önemli şey kendi sezgilerini takip etmek ve kendi seçimlerini yapmaktır. Modern sanatın peşinden koşmayı seçtim, ancak belirli bir türle sınırlı kalmam.
Bazen çok soyut, bazen gerçekçi, bazen basit, bazen de detaylara odaklanıyorum. Bu bir ruh hali ve hayal gücü meselesidir ve ilham kendinden gelir. Resimlerin mekana ve zamana bağlı olmadığına, izleyicinin gözünde şekillerini bile değiştirebileceklerine inanıyorum. Sanatçının dürüstlüğü ve kendini sanata feda etmesi tuallerinde şaşırtıcı ve gerçek şeyler yaratır.”
Fotoğraflar: @ArtHouseSofia
Türkçesi: Müjgan Baharova
“Kültürel Miras - Sanat – Müzeler” başlıklı bilimsel konferansa katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı İliyana Yotova, “ Kültürel ve tarihi mirasın devlet tarafından ihmal edilmesinin örneklerinden biri de Dimitar Talev ’ in Prilep’teki evidir ...
Paisiy Hilendarski’nin ünlü “İstoriya Slavyanobılgarska” eserinden neredeyse bir asır önce yazılan, Bulgaristan hakkındaki ilk tarihi eser olma özelliğini taşıyan, Petar Bogdan’ın “Anavatan ’ ın Eskiliği ve Bulgar Meseleleri Üzerine”..
Her yıl 24 Mayıs Aziz Kiril ve Metodiy kardeşleri, Bulgar Alfabesi, Eğitim ve Kültürü ile Slav yazısı gününün arifesinde Meclis başkanı ya da devlet başkanının başında bulunduğu bir Bulgar heyeti Vatikan’da Roma Katolik Kilisesinin ruhani lideri..
Plovdiv Bölge Etnografya Müzesi’nde sergilenen yünden yapılmış ürünler ziyaretçilere iç huzur ve sıcaklık hissi veriyor. “Bulgar Keçeleri:..