Koronavirüsün hızla yayılması tehlikesinden dolayı ülkemizde 13 Mart’ta olağanüstü hal ilan edilmesi üzerine bazı işverenler, personeline evden çalışma imkanını sağladı.
Ev ortamında çalışma seçeneği birçok kişi tarafından gayet mantıklı ve içinde yaşadığımız dijital dünyada uygulanabilir bir şey olarak karşılandı.
Bu konuda psikoterapist İrina Mileva’nın yorumu şöyle oldu:
“İnsanlarımız yaratıcı düşünmeye eğilimlidir. Böyle bir anda herkese faydalı olacak şeyleri bulmaya çalışırız. İcatlarımız bütün dünyada bilinmektedir. Sosyal izolasyona gelince ise bu kelimeyi sık sık kullanıp üzülmektense gündelik hayatımızı birlikte olduğumuz bütün kişileri kapsayacak şekilde düzenlemeye çalışmamız gerekir”.
Oluşan durum en çok ebeveynlerinden daha büyük ilgi görmeye başlayan çocuklara yaradı. Oysa değerlerin aileyi ön planda tutarak düzenlenmesi, bundan kısa süre öncesine kadar arzulandığı kadar imkansız da görünüyordu. Şimdi ise anne ve babaları ile birlikte daha çok zaman geçiren çocukların yüzleri gülüyor. Hatta bazı aileler zaruri izolasyonun faydalarını öne sürmeye başladı. Bir ebeveyn sosyal medya üzerinden şöyle bir paylaşım yaptı: “Belki de yıl boyunca karantina altında olmakta fayda var. Bu dünyada en kıymetlimiz olan evlatlarımız için. Ailemle birlikte geçirdiğim bu zamana paha biçilmez. Her şey normal temposuna dönünceye kadar evde kalalım! Bunun da üstesinden geleceğiz” diye.
Evli olmayıp evde tek başına kalanlara dr. Milina’nın tavsiyesi şöyle:
“Susmak ve sessiz olmakta da fayda var. Ortalık sessiz olunca kendimize bakıp daha iyi olmak adına değiştirebileceğimiz çok şey buluyoruz. Televizyon karşısında veya facebookta durarak endişe verici haber akışına maruz kalmaktansa etraftaki kişileri nasıl mutlu edeceğimizi, onlara nasıl yardım edeceğimizi düşünelim”.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de dört duvar arasında kapalı kalan çoğu insanlar duruma pozitif bakmaya çalışır. Evde kalmayı bir nebze nefes almak ve dünyaya bakış açısını sorgulamak açısından fırsat olarak görenler hiç te az değil. Şimdi de geç gelen kışın hayatı olumsuz yönde etkilemesi, ülkedeki insanların evde kalmalarını zaruri kıldı. Sanki evde kalarak stop düğmesine basarak güzel bir film veya kitap izlemenin yahutta sanal alanda bir müzeyi dolaşmamızı söyleyen tabiatın ta kendisidir.
Çalışma sürecine gelince, o da farklı bir yön almış durumda. Pandemi durumundan önce çoğu işverenler, evden çalışmaya sıcak bakmazken şimdi bu yöntemin yanlıları çoğalıyor, hele de çalışmak isteyen, fakat çocuklarını baktıracak kimsesi olmayanlar arasında.
Bu arada bazı işverenler de, bu daha esnek çalışma şeklini benimsemeyi düşünüyorlar. Böyle olursa, uzun zamandır beklenen ve hayattaki gerçek öncelikleri ön plana çıkaracak olan reforma bir adım atılmış olacak.
Oysa evden çalışma her iki tarafa kazanç sağlıyor. İşverenler, işyeri, elektrik ve ısıtma harcamalarını yapmazken çalışanlar, daha serbest çalışma temposuna sahip olur, işyerine gidip gelmek için para ve zaman harcamak zorunda kalmaz.
Hal böyle olunca acaba evden iş yapmak, geleceğin çalışma usulü mudur sorusu beliriyor kafalarda. Bunu zaman gösterecek.
Çeviri: Tanya Blagova
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..
“Hak ve Özgürlükler İttifakı” , Türkiye’de Bulgaristan’daki erken Parlamento seçimleri için kullanılan 48 000'den fazla oydan yaklaşık yüzde 65'ini ikna edici bir şekilde kazandı. Bu, 46495 kişinin oy kullandığı Haziran seçimlerine nazaran biraz..