Ebediyete intikal için umut verdiğinden Paskalya’ya Ortodoks kilise ilahilerinde ‘bayramların bayramı’ diyorlar. Tanrı’nın oğlu Hz. İsa dirilişiyle insanoğlunu doğuştan olan günahlarından kurtarır, ölüm üzerinde zafer kazanır ve kurtuluşuna doğru yolu açar.
Yıllardır Paskalya Bayramını bolluk içinde bir sofra, rengarenk boyanmış yumurtalar, etrafa lezzetli koku yayan Paskalya çörekleri ile yakın ve akrabalarımızla geçiriyorduk. Ama günlük koşuşturmada bu Hristiyan bayramının kutsallığı ve kurtarıcı özü sanki arka planda kalıyordu. Oysa Dirilişin gerçek anlamı ruhani yenilenme, yeniden doğuş ve Kainat kuralları ile barış içinde bir yaşam sürmemiz için bir fırsattır. Koronavirüs salgınının yayılması ile ilgili son gelişmeler nasıl bir hayat sürdüğümüz, etrafımızdaki insanlara nasıl davrandığımız, günlük hayatta manevi erdemlerin nasıl bir yer aldığının bilincine varmamızı gerektirdi.
Metropolit Antoniy bu konuda şunları paylaştı:
"Tanrı, dünyayı büyük bir bilgelikle yaratmıştır. Bütün doğa güçleri ve zamanlar, bütün tabiat olayları O’na tabidir. Şimdiki virüs de Tanrı’ya tabidir. Kutsal Kitap’tan bildiğimiz üzere Tanrı bütün insanların varlıklarının tüm gün ve yıllarında başaramayacaklarını tek bir kelime ile başarabilir. Dua edelim! Bu sınamadan kısa zamanda geçmemiz için varsın Tanrı kendi zarafetini bize ulaştırsın! İnsanlara değil, Ona sadık kalalım. Eğer Tanrı şehri muhafaza etmezse korumalar boşuna uyanık olacak; eğer Tanrı inşa edilen evi tamamlamazsa ustalar boşu boşuna emeğini sarfedecek. Tanrı’ya inancımızı, umudumuzu artıralım, O’nun desteğine güvenelim, Tanrı’ya karşı, diğer insanlara ve kendi kendimize karşı daha derin sevgi besleyelim.’
İsa’nın Dirilişi öncesi Ortodoks Kilisesi insanları tevazudan başka dünya işlerinden uzaklaşmaya da çağırıyor. İnananlar dini ayinler sırasında Kurtarıcı’nın gönüllü fedasını, O’nun bağışlayıcı aşkını hatırlar. Bu, ne kadar zor olursa olsun, sıkıntı ve güçlüklere daha kolay biçimde katlanmalarını, sınamalardan geçmelerini yardımlayacak. Bunun içindir ki, arkada kalan ay içinde birçok inançlı koronavirüsten dolayı uygulanan olağanüstü hali sakin bir biçimde kabul etti.
Metropolit Antoniy bu konuda şöyle konuştu:
"Bu asla bir rastlantı değildir.Tanrı’ya yönelik düşüncelerimizden uzak kaldığımız anlarda O bunu bize hatırlatır. Kurtarıcımızın dünyada geçirdiği son günleri onunla beraber paylaştığımız Çile Haftası’ndan bu uğurda en uygun biçimde yararlanalım. O’nunla birlikte çile çekelim, kalp ve gönüllerimizle Tanrı’dan ayrılışımızla ilgili üzüntüyü ifade edelim ve çok geçmeden O’nun dirilişiyle yüzyüze gelelim. O zaman İsa’nın Dirilişinin o kutsal ışığı dinsizlik, kuşku ve korku karanlığını dağıtacak, İnanç, Umut ve Aşk ile onu dolduracaktır.“
Koronavirüs pandemisi yüzünden kiliselerini kapatmış bazı Doğu Ortodoks ülkelerinden farklı olarak Bulgaristan mabetlere erişimi serbest bıraktı. St. Sinod da kendi payına inananları evde kalmaya,birbirinden yeterli mesafede bulunma ve temizlik kurallarına uymaya çağırdı. Metropolit Antoniy piskoposluk bölgesinden bütün inananlara yönelik iletisinde onları daha çok dua etmeye,Tanrı’nın özellikle şimdiki gibi anlarda inançlı insanlara merhametini ifade etmiş olduğunu unutmamaya çağırdı.
Batı ve Orta Avrupa Metropoliti Antoniy, İsa’nın Dirilişi nedeniyle bütün Ortodokslu Bulgarlara şu temennilerde bulundu:
" Çağrım şöyle: Sevinin! Ara vermeden dua edin ve her şey için Tanrı’ya şükredin, çünkü her şey Tanrı’dan gelir ve O’nun uğrunadır!"
Fotoğraflar: BTA, BGNES
Çeviri: Neli Dimitrova
İnsan, Cenab-ı Allah tarafından yaratılmıştır. Bu yaratılışın ilk faslı ruhlar aleminde, elest bezminde gerçekleşmiş, ikinci faslı cennette yaşanmıştır. Devamı ise dünyada yaşanmaktadır. Varlığını yeryüzünde sürdüren insanın genetiğinde yaratılış..
İslâm dini insanın bütün hayatını kuşatan itikadî, fıkhî ve ahlâkî normlar bütünüdür. Hatta İslâm dinî sadece dünya hayatıyla sınırlı olmayıp dünya ötesi, ahiret hayatı ile ilgili konulara da taalluk etmektedir. İnsan, ömrü boyunca her an bir şeyler..
Şükür, insanın fıtratından gelen, yani doğal özelliklerinden biridir. Yapılan iyiliğe, verilen nimete değer vermek, kadirşinaslık göstermek ve bunu bir şekilde şükran ve teşekkür ile dile getirmek anlamına gelen şükür, nankörlüğün zıddıdır. Zira nankörlük,..