"Zevk eğitilir. Zarafet mutluluktur. ”- Mylèna Atanassova'nın haute couture dünyasında başarıya giden yolu, işte bu iki cümleye dayalıdır.
Mylèna yıllardır yaşamını Sofya ve Paris arasında bölüyor. Alexander McQueen, Stella McCartney gibi haute couture'da seviyeleri belirleyenlerin beğenisini kazandı.
Mylèna, "Bu insanlardan zorlukların üstesinden gelmeyi öğrendim. Onlar bana bilgi verdi. Ve şimdiki rekabetle dolu dünyada bana yaratıcılık ve istikrar dersleri verdiler. “ diyor. Mylèna’nın tarzı artıkdünya çapında tanınıyor, olağanüstü yaratıcılığa sahip sanatçılar listesinde de yer buldu ve biyografisi yakında çıkacak Dünya Mirası Ansiklopedisi'nde 17 dilde okunabilecek.
Bulgar modacının uluslararası haute couture'daki çalışmalarını belirleyen temel unsurlar stil ve zarafettir. Onun için, bunlar bir kişinin çocuklukta geliştirdiği bir yetenektir,diyor Mylèna Atanassova:
“Ben mütevazı şartlarda yetiştim. Sadece dışa dönük bir ifade olarak değil, aynı zamanda bir düşünce süreci olarak güzelliği ve zarafeti seven insanlarla çevriliydim. Annem bana savaştan önce zarafete ne kadar hayran olduğunu anlatırdı. Mesela operaya giderken ne güzel elbiseler giydiğini anlatırdı.Aynı zamanda aryalar mırıldandı. Büyükannem yetenekli bir ressamdı bende büyük etkisi oldu. Vitrinlerde her kıyafet gördüğümde annemin elini çekiyor ve bana bir tane alması için yalvarıyordum. Ama almazdı, benim daha da güzelleri kendim yapacağımı söylerdi. Bu anılardan yola çıkarak modanın beni seçtiğini söyleyebilirim. Stail, tarz kendin üzerinde çalışmaktır. İyi kombinasyonlar her zaman iyi bir izlenim bırakır.
Mylèna Atanassova devam ediyor:
“Benim için en değerli dersler en zor derslerdir. Paradoks belki, ama onlardan sonra hayat daha kolay oluyor. Gençler, yeteneğin her şey olduğunu düşünüyor. Ancak daha fazlası gerek.
Mylèna Atanassova, yurtdışındaki öğrencilerine “Vivaldi’yi resmet” tekniği yarattı. Fırçanın hareketi müziğin ritmine öre yapıldığı için buna "ritmik rahatlama" da diyor. Bunu ilk kez 2012'de sundu. İlk kişisel sergisinin ismi “Mevsimlerin ahengi” başlığını taşıyor. Annesine adandı. Tasarımcının çocukluğuyla keşfettiği benzetme çok güçlüdür - Vivaldi'nin dört mevsimi gibi, ailede dört çocuk var. Bu güne kadar, Mylèna Atanasova'nın işlerinin her ayrıntısı onu Bulgaristan'a ve klasik müziğe olan sevgisinin zarafet, zevk tutkusunu uyandırdığı Sofya'daki evine geri getiriyor.
Türkçesi: Müjgan BaharovaТraklar’ın ve Romalılar’ın izlerini taşıyan Antik kentte, onun melek yüzünü gördüğünde, sonsuza kadar esareti altında kalır. O, sadık bir hayran ve koruyucudur, kadın ise onun kabına sığmayan sanatçı ruhu için ilham kaynağı ve sığınaktır...
Bükreş'teki Bulgaristan Büyükelçiliği' nde "Bulgarların Anlatılmamış Hikayeleri" Ulusal Programının tanıtımına ilişkin bir forum düzenlendi. Forumda konuşan Büyükelçi Radko Vlaykov , “Bu muhteşem fikrinin başlatılması için artık doğal bir yer yoktu...
"Bir insanın gösterebileceği en büyük cesaret, Uzay’da değil, düşüncededir". Bu sözler, Bulgar asıllı mucit ve belleği yenileme kapasitesine sahip ilk elektronik bilgisayarı yaratan John Atanasoff'un sözleridir. Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev..