Dobriç, Zırnevo'dan Fevziye Süleyman ve Burgas, Dobromir'den Şaban Mehmet'in Avusturya hikayesi
Viyana’da meydana gelen terör saldırıları bir kez daha farklı etnik, din ve kültürden insanların beraber yaşama olgusunu gündeme getirdi. Bahanesi ne olursa olsun, terörün her türlüsüne karşı koyuyoruz derken, buna benzer olayların sıradan insanların hayatına yansımaması imkansız.
Bir yandan koronavirüs krizi ile boğuşan dünyamızda terör olayları ise durumu daha da ciddileştirip, gerginlikleri arttırıyor.
Hayatın krizden dolayı tamamen neredeyse durduğu Avusturya’da bir yandan salgın kaygısı yaşanırken, öte yandan da terör esti ve oradaki insanlar zor günler geçirdi.
Fevziye ve Şaban Mehmet çifti de 18 yıl önce Avusturya’ya yerleşmiş bir çift. Saldırıların olduğu meydanı iki gün önce gezmiş, fotoğraflar çektirmiş...
Ardından olanlara onlar da anlam veremiyor, inanamıyor. “Burada biz çok iyi entegre olduk. Viyana’da da, yaşadığımız Salzburg’ta da farklı etnik ve dini gruplardan insanlar yaşıyor. 18 yıldan beri hiç bir dışlanma ve ötekileştirme görmedik” diyor eğitimci olan Fevziye Mehmet.
Şaban Mehmet, daha iyi bir gelecek düşüncesiyle Avusturya’ya yerleştiklerini ve hayalinde yeniden doğup, büyüdüğü yere dönmek olduğunu söyledi.
Ailenin iki kızı de seçkin liselerde eğitim görüyor.
Fevziye Mehmet: “Bir yandan Bulgaristanlı, bir yandan Türk ailesi olarak kendimi kabul ettirmek, kızlarımızın okullarda başarılarını görmek bana gurur veriyor” dedi bir gün onların iyi eğitim almış gençler olarak Bulgaristan'a hizmette bulunmayı hayal ettiğini söyledi.
Ailenin tüm fertleri şimdi evde karantinada.
Tüm tedbirleri yerine getirseler de koronavirüs onları da es geçmemiş. Aile, herkese çağrıda bulunarak: “Lütfen 3D’yi unutmayın dediler- dezenfeksiyon, distans- sosyal mesafe ve disiplin”.
Fevziye Mehmet, uzakta da olsalar, BNR’nin sitesinde Türkçe haberleri ve yayınları takip ettiklerini, mesajlar ileterek, Zırnevo ve Dobromir köyünde kalan aileleriyle selam köprüleri kurduklarını belirtti.
Röportajın tamamını aşağıdaki ses linkinden dinleyebilirsiniz.
Güllerim kana benzer, Gökyüzü sana benzer, Güzel kızın manisi Kuşlara benzer. “Kısaca” başklıklı iki dilli mani derlemesinin “Aziz Kardeşler Kiril ve Metodiy” Milli Kütuphane'nin “Pismena” klübünün Kasım ayı..
Çocukların ebeveynlerinin bilgisi olmadan kimlik kartlarını alarak onların adına online bahisler yapmaları gibi gittikçe artan endişe verici eğilimlerin izlenmesi, Ulusal Gelir Ajansı NAP ve “Gümrükler” Ajansı tarafından yaz mevsiminde “Ne ste sami”..
Bulgar gülünün mis kokusu ve dünyanın dört bir köşesinden turist çeken çiçek toplama kampanyası, gül yetiştiriciliği işinin hoş tarafı olurken dikenli tarafı da yok değil. Ülkedeki gül yetiştiricileri, “Gülü seven dikenine de katlanır” deyimini..
Dağlarında, ormanlarında, meralarında yetişen bir birbirinden farklı ağaç, çiçek ve şifalı bitkiler sayesinde Avrupa’da en kaliteli..