Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2025 Tüm hakları saklıdır

Vildan Özkan: Göçmenlik ateşten gömlek gibidir

Ressam terk edilmiş göçmen evlerine fırçasıyla yeniden hayat veriyor

13
Vildan Özkan
Photo: özel arşiv

1972’de Rodop Dağları’nın Suhovo(Susuzburun) köyündedünyaya gelen Vildan Özkan, 1991 yılında Kırcali “Vladımır Dimitrov Maystora” Sanat Okulu’ndan mezun oldu. Aynı yıl Türkiye’ye göç eden sanatçı, sanat yolunda gelişmeye devam ederken Bulgaristan’la bağını hiç koparmadı.


Uluslararası Bursa Feminart Derneği, İstanbul Suluboya Derneği ve Kent Konseyi Ressamlar Çalışma Grubu üyesi olan Vildan Özkan, Bursa’da kurduğu “Geleceğin Yıldızları” adlı resim atölyesinde birkaç yıldır çocuklara resim dersleri vermektedir. Radyomuza konuşurken Bulgaristan’la ilgili anılarını paylaşıp göçün bıraktığı izlere ve doğa ile sanata olan tutkusuna dair çok şey anlatan ressamin yakın geleceğe ilişkin hayali, sadece “göç” teması üzerine bir “göçmen sergisi” tertip etmektir.


Göçmenliği bizzat tecrübe eden Vildan Özkan, her zaman hasret duyduğu köyünü, baba ocağını anlatırken, resimlerinde terkedilerek kendi kaderine bırakılmış evlere ayrı yer verdiğini anlattı. Sadece Rodoplar’da değil, Bulgaristan’ın pek çok köyünde aynı kaderi paylaşan evlerin bir insan sesine muhtaç oluşundan derinden etkilenen genç ressam, çizdiği resimlerle, o kimsesiz çatıların altında durup “Ben buradayım” diye seslenmek ister gibidir.


Memleketinde sahipsiz kalan göçmen evlerinin hüznüne tercüman olmak, Özkan için bir vazife, ailesine, atalarına karşı duyduğu vefanın bir ifadesidir. Resimsiz bir hayat düşünemediğini belirten sanatçı, bu konudaki düşünce ve hislerini şu sözlerle dile getirdi:

“Ben resmi ibadet gibi görüyorum…Resim, benim hayatımda kendimi bulduğum en güzel, en tatlı yer... Beni en çok etkileyen şey doğa… Zaten Susuzburun’da yaşayıp bu göz görüyorsa, bu gönül algılıyorsa orada çizmemek, şiir yazmamak mümkün mü?”


Bulgaristan’da yetiştiği için gurur duyduğunu belirten Özkan, doğup büyüdüğü topraklarla bağını çizdiği resimlerle sürdürüyor, kimsesiz kalan evlerin yıkık duvarları arasında dolaşırken oralarda bir zamanlar kaynayan yaşamın, yaşanmış anların, artık hayatta olmayan insanların ruhuna dokunuyor, bunun üzerine, hepsini kendi içindedemleyip tuvale dökerken, hüznün içine mutlaka bir parça umut ekliyor ve böylece fırçayla yeniden şekillenen taş duvar, rengarenk bir çiçek bahçesine dönüşebiliyor.


Vildan Özkan, sanatı ile hayatı arasında ayrılığın olmadığı, bu ikisinin her zaman kol kola olduğu şanslı sanatkarlardandır. Böyle bir uyum ve birliktelikten doğan eserler de insana kendisiyle, çevresiyle olan bağını ve her şeyin özündeki birliği hatırlatmaktadır.

Vildan Özkan’ın radyomuza verdiği demeci ekli ses dosyasından dinleyebilirsiniz:

Söyleşi  :Nergis Hüseyin

Foto: özel arşiv


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Türkiye’yi vuran “asrın felaketinden” 2 yıl sonra yaralar sarılıyor

Bundan tam iki yıl önce 6 Şubat 2023’te sabah saat 4.17’de güney komşumuz Türkiye’de Rihter ölçeğine göre 7,7 şiddetinde yıkıcı deprem yaşandı, aynı gün içinde biri 6,5 diğeri ise 7,6 şiddetinde daha iki büyük sarsıntı oldu . Türkiye’nin tarihinde..

Eklenme 06.02.2025 08:19

Yaşam döngüsü: Doğu Rodoplar onarılan ekosistem modeli haline geldi

Doğu Rodoplar, Avrupa genelinde doğal dengenin neredeyse iki yüzyıl önceki durumuna kavuştuğuender yerlerden biridir. Burada ekosistemler doğal bir şekilde çalışıyor. Tek sözle, hayvanlar ve bitkiler, önemli bir insan müdahalesine gerek kalmadan uyum..

Eklenme 04.02.2025 07:50
Mehmed Karahüseyinov - Meto

Mehmet Karahüseyinov’un kendini yakması üzerinden 40 yıl geçti

Mehmet Karahüseyinov kimdir? Mehmed Karahüseyinov, Bulgar dilinde yazan şair, ressam ve tercümandır . Ardından büyük sayıda şiir bırakmış olmasına rağmen ilk şiir kitabı, baskıdan ölümünden 10 yıl sonra çıktı. 5 Ekim 1945 tarihinde Razgrad’a..

Eklenme 01.02.2025 05:05