Allah’ın yaratmış olduğu varlıkların en şereflisi olan insan, Yaratıcısını unutmazsa insanlığın en önemli özelliğine sahiptir demek olur. Yaradanı unutmamak, Ona karşı minnettarlığını ifade etmek, insanın Ona bağlılığını sürdürmesiyle olur. Bu ise kalple ilgili bir husustur.
Yaradan Mevlâ’yı tanıyıp Ona bağlanmanın ilk adımı imandır, yani insanın kalbinde taşıdığı inançtır. Bu inancın gücü nisbetinde söz ve davranışları da aydınlanır, güzelleşir. İnsanın sarf edeceği anlamlı sözler ve sergileyeceği güzel davranışlar da bir şekilde imanını besler. Dolayısıyla inanç, söz ve davranışlar arasında bir etkileşim söz konusudur.
Bu açıdan bakıldığında Allah’a boyun eğip teslim olarak Müslüman olma şerefine nail olan insan, hem kalbiyle hem diliyle hem de vücudunun diğer azalarıyla Yaradanı ile irtibat hâlinde olmalıdır. Klasik bir ifadeyle “el kârda, gönül yarda” olmalı, bir de buna ilâveten dil ezkârda bulunmalıdır. Yani insan dünyalık meşgaleleriyle uğraşırken kalbi Yüce Allah’tan ayrı kalmamalıdır. Ayrıca dili de Yüce Allah’ın isimlerini terennüm etmelidir.
Bu son hususun güzel dilimiz Türkçeye de iyice yansıdığı görülmektedir. Arapçadan olduğu gibi dilimize geçen bir kısım anlamlı sözlerin yanı sıra, Türkçenin içinden doğan ve İslâmî bir perspektifle şekillenen deyimler gündelik hayatımızı kuşatmış bulunmaktadır. Bunlar üzerine düşündünüz mü bilmem? Ama biz bunu yapmaya çalıştık ve birkaç programda da üzerinde durmaya çalışacağız.
9 Eylül’de, Bulgaristan tarihinde, temelde kökten farklı bir kamu düzeninden diğerine geçişin 80. yıldönümü kutlanıyor - Bulgaristan Krallığı’nın sonu ve Bulgaristan Halk Cumhuriyeti’nin başlangıcı . 2. Dünya Savaşı’nın ortasında,..
6 Eylül 1885 tarihinde Bulgar Prensliği ve Doğu Rumeli toprakları birleşerek, Bulgaristan tek bir devlet olarak Avrupa haritasındaki yerini alıyor. Sofya “Sv. Kliment Ohridski” Üniversitesinden tarihçi Prof. İvan İlçev..
Cuma öğleden sonra dini konulardaki sohbetimizde Vedat Ahmet ile birliktesiniz. Vedat Ahmet "Gençler ve din" konusunda bize yararlı ve ilginç bilgiler sunacak. Gençlerin ahlak dünyası ve dinin aşıladığı değerleri konuşacak.
Müslüman, her koşulda dininin emir ve yasaklarını göz önünde bulundurarak yaşama arzusundadır, bundan da öte böyle olmakla sorumludur. Bu sebeple..