Sıcak camdan zarif bir cam objesinin yapımı sanatı, herkesi büyülüyor. Ve cam işleme teknolojisinin binlerce yıla dayanmasına rağmen, bugün bile genç bilim adamları ve sanatçılar, cam sanatı geleneklerini inceliyor ve aynı zamanda sıcak cam maddesiyle çalışmanın yeni şekiller arayışı içersindeler.
Camın sıcak şekilde işlenmesi ve arkeolojisi ile ilgilenen Lilia Pangelova şunları anlatıyor:
" Bir İtalyan ustanın sıradışı bir şekilde camı üfleme sürecini ilk kez gördüğümü çok iyi hatırlıyorum. Beni bu işe bağlayan ve yakın kılan ve ayrıca da hayretlere düşüren camın canlı doğası oldu. Kum, hareket eden ve aynı zamanda şeffaf bir obje haline geliyor, öyle ki, objede, hem ışık içinden kırılıyor, hem de hayal gücüne göre, istenilen şekle verebileceği sağlam bir gövde haline geliyor. Bu durum, bana ilham verdi.
Çünkü, cam, insan vücuda gibi sıcak, enerji saçıyor ve onu büyülü bir şey olarak görüyorum.”
Lilia Pangelova, Malta’da yaşayıyor ve çalışıyor. Sofya ve İstanbul’da Seramik, Cam ve PorselenTasarımı Bölümü’nde okudu. Şu anda Malta Üniversitesi’nde Sanat Eğitimi ve Araştırmalar üzerinde Yüksek lisans yapıyor. Bunun, cam zanaatının başkalara öğretmesini ve diğer insanların gözlerini camın güzelliğine açmasına izin vereceğine inanıyor.
Lilia Pangelova’nın ilham kaynağı o kadar gelişti ki, arkeoloji açısından cam üzerine çalışmaya başladı. Yaşadığı Malta’da Roma döneminden antik fırınları ve cam işleme tekniklerinin restorasyonunu üstlenen iki proje ekibinde yer alıyor.
Buradaki çalışmaları, orijinal eserlere dokunmasına ve nasıl işlendikleri konusunda bilgi sahibi olmasına fırsat sağlıyor.
" Sonunda her şey birbirine bağlıdır ve benim çalışmamın, doğaya, malzemelere saygıya yönelik olmasını istiyorum. Bir etrafımıza bakalım ve çevremizde ne olduğunu görelim, onu takdir etmek ve onu yaratmak ve diğer herkes için yararlı olmak için kullanalım.
Aslında cam arkeolojisi bana tam olarak bunu öğretiyor, geçmişe saygı duymak, ilham almak ve benden önce yapılan çalışmaları sürdürmek ve devam ettirmek.
Her insanın bir kültüre, geleneklere var olduğuna inanıyorum, bu yüzden bu topraklarda neler olup bittiğini bilmek güzeldir.”
Bir yıl önce Lilia Pangelova ile birlikte “13 asır Bulgaristan” Fonu’nun Ulusal Sanat ve Bilimde Genç Yetenekler Ödülü adayları arasında yer alan ressam Denitsa Todorova da, zarif cama karşı aynı güçlü duygulara sahip.
Denitsa Todorova, camı, " kutsallığın sınırlarını zorlayan bir enerji ve alışılmadık malzeme " olarak gördüğü için seçiyor.
Bu ona resim ve heykeltraş sanatı tekniklerini birleştirerek duyularını ifade etme fırsatı sağlıyor.
„Camı, malzeme olarak farklı bir şekilde gördüm ve heykelsi olanaklarından etkilendim– diye belirtiyor Denitsa. Bu yüzden, camın üç boyutlu formu üzerinde çalışmalara yöneldim."
Denitsa “Etrafınızdaki olaylara dikkat etmezseniz, yaptığınız işte de iyi olamazsınız” diyor ve bu inançla Veliko Tarnovo "Sv.sv. Kiril ve Metodiy” Üniversitesi’nde kısa zman önce doktora çalışmalarını tamamladı, aynı zamanda Bulgaristan dışında yaptığı uzmanlık eğitimiyle birlikte uluslararası ve ulusal sergilere, plener ve festivallere aktif olarak katılıyor.”
Fotoğraflar: fund13veka.bg
Bulgar uzun metrajlı filmlerin yarıştığı 42. “ Altın Gül ” Film Festivali bu akşam Varna’da başlayacak. Festival programında, 15 uzun metrajlı film, 20 kısa film ve 5 dizi yarışacak . “Altın Gül” Film Festivali açılışı 19 Eylül..
Orhan Kemal’in doğumunun 110. yılında onu BNR “Altın arşivinden” bir eserinin radio piyesiyle anacağız. 1968 yılında Sofya Radyosu’nun stüdyolarında yazılan eser, bugün de muhafaza ediliyor ve adeta yayınlarımızın tarihçesine de ışık tutuyor...
10 ila 13 Eylül tarihleri arasında Paris’te düzenlenen Bulgar Sineması Festivali Sofya’da devam edecek. Başkentteki Fransız Kültür Enstitüsü, yıllar içerisinde festival seçkisinde yer alan filmleri ülkemizdeki Frankofon izleyicilere sunacak...
Yazar, tercüman, gazeteci, Arnavutluk’ta Ulusal Azınlıklar Komitesi’nde Bulgarların temsilcisi Milena Selimi, Bulgar edebiyatını, kültürünü, değerlerini..